Eskişehir Avukat
Mahmut Rasul UYANIK

Hukuk sistemimiz kişilerin haklarını arayabilmeleri ve kendilerini savunabilmeleri için pek çok kanunla düzenlenmiştir. Bu kanunların uygulanabilmesi için de kanun sayısından daha fazla yönetmelik bulunmaktadır. Haklarını aramak, kendilerini yasal yollarla savunmak isteyen kişiler bu hak aramasını ve hukuki savunmayı, hukuk sisteminin doğru şekilde işlemesini sağlayan bu kanunlar çerçevesinde yapmak mecburiyetindedirler. Hukuk sisteminin doğru şekilde çalışmasını sağlayan bu kanunlar kişiler için çok karmaşık olabilmektedir. Unutulmamalıdır ki hukuki savunma ve yasal yollarla hak arama işi son derece teknik bir hal alabilmektedir. Dolayısıyla tek bir yanlış hukuki işlem dahi çok ciddi hak yoksunluklarının ve mağduriyetlerin gerçekleşmesine sebebiyet verebilir. Bu hak yoksunluklarının ve mağduriyetlerin önüne geçebilmek için kişilerin hukuk alanında uzman olan mesleği hukuki savunma ve hukuki temsil olan kişilerden yardım almaları son derece önemlidir.

Yargı organının bir mensubu olan avukatlar kişilerin hukuki temsili ve yasal savunmasını yapmakta uzmanlaşmış ve mesleğini yaparken kamu görevlisi sayılan kimselerdir. Cumhuriyet tarihimizde avukatlık mesleği ilk defa 3 Nisan 1924 tarihinde çıkarılan 460 sayılı Muhammat Yasasıyla hukuk sistemimize girmiştir. Modern anlamda ilk kez hukuk sistemimize “muhami” (himaye eden) unvanıyla giren mesleğin unvanı, 1926 yılında avukat olarak değiştirilmiştir. Muhakeme; sav, savunma ve yargı üçlemesinden oluşmaktadır. Bu üçlemenin savunma kısmını oluşturan avukatın görevi hukuki olarak temsil ettiği kişinin haklarını savunmaktır.

Adaletin sağlanması insanların haklarını kazanması için ülkemizde normal bir mücadele değil ciddi anlamda üst düzey bir mücadele gereklidir. Avukatlık mesleği mücadele mesleğidir. Bu meslek mensupları kendi hakları için değil müvekkillerin yani halkın hakları için mücadele etmektedir. Bir dönem ülkemizde adliye girişlerinde haksızca hukuksuzca aranmaya kalkışılan avukat çantalarında avukatların kişisel eşyaları bulunmaz, müvekkillere ait eşyalar, müvekkili ilgilendiren, müvekkilin özel hayatıyla ilgili evraklar bulunur. Avukatın üzerinin aranması, avukatın çantasının aranması avukatın mahkemede beyan vermesinin haksız ve hukuksuzca kısıtlanmaya çalışılması vekil edenin yani vatandaşın haklarına yapılan bir saldırıdır. Unutmayalım ve önemle tekrar belirtelim ki Avukat kendi haklarını değil vekil edenin yani vatandaşın haklarını savunur. 

Eskişehir avukat müvekkillerini adli ve idari makamlara karşı temsil etmekte ve müvekkillerinin haklarını en iyi şekilde savunmaktadır.

Ceza hukukunun kişilerin hakları bakımından önemini anlamak için ceza hukuku yaptırımlarını bilmek yeterlidir. Ceza hukuku yaptırımları Türk Ceza Kanunu m.45’de cezalar ve güvenlik tedbirleri olarak sayılmıştır. Cezalar adli para cezası ve hapis cezasıdır. İster güvenlik tedbiri olsun ister adli para cezası veya hapis cezası olsun, ceza hukukunun tüm yaptırımları özgürlüğü kısıtlayıcı sonuç doğururlar. Kişiler ceza hukukuyla şüpheli veya sanık sıfatlarına sahip bir şekilde muhatap olduklarında kendilerine özgürlüğü kısıtlayıcı bir yaptırım uygulanması ihtimali ile karşı karşıya kalmış olurlar. Sav, savunma ve yargı üçlemesinden oluşan ceza hukuku muhakemesinde sanık müdafisi olan avukat muhakemenin savunma kısmını oluşturmaktadır.

Bunun yanında ceza muhakemesinde avukat aynı zamanda işlendiği iddia edilen suçun mağdurunun da vekilliğini yapmakla yetkilendirilebilir. Bu durumda avukatın görevi suçun mağduru olan vekil edenini ceza mahkemesinde temsil etmek ve ceza davası dosyasının takibini vekil edeni yerine gerçekleştirmek, tanıkları ve delilleri mahkemeye bildirmek ve sunmak, suçun mağduru olan müvekkiline karşı işlenen fiilin cezasının fail aleyhine hükmedilmesini sağlamaktır. Kendisine karşı suç işlenen mağdur veya suçtan zarar gören, avukatının görevi failin işlediği eyleme karşılık gelen yaptırımın uygulanması için davanın son aşamasına kadar hukuki çaba sarf etmektir.

İnsanların karşılaştıkları hukuki problemlerde bir Eskişehir ceza avukatına danışmadan harekete geçmeleri hatta danışma konusunda geç kalmaları dahi ciddi hak kayıplarına sebep olabilmektedir. Avukatlık icra edilirken ciddi anlamda teknik bilgi isteyen bir meslektir. Bir çok defa vekil edenin avukatına danışmadan mahkemede söylediği tek cümlenin dahi telafisi mümkün olmayan zararlara yol açtığına tarafımızca tanık olunmuştur. Özellikle ceza hukuku alanında haklarınız demek sizin özgürlüğünüz demektir. Bir hukuki sorunla karşılaştığınızda haklarınızı, özgürlüğünüzü tehlikeye ve riske atmadan bir avukat tarafınca savunmanızın yapılması veya bir avukat ile temsil edilmeniz sizin için çok önemlidir. Eskişehir ceza avukatı, gerek şüpheli veya sanık olan müvekkillerini müdafi olarak, gerekse mağdur veya suçtan zarar gören müvekkillerini vekil olarak temsil etmekte ve haklarını savunmaktadır.

Çeşitli durumlarda eşler için evlilik birliğini yürütmek mümkün olmayabilir. Evlilik birliğini sürdürmenin eşler bakımından mümkün olmadığı durumlarda boşanma sonucu doğmaktadır. Boşanma aşamasında eşler arasında velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat gibi pek çok uyuşmazlık söz konusu olabilir. Ancak bu tür uyuşmazlıklar olmadan, eşlerin bu tür ihtilaflı olabilecek konularda anlaşması da mümkündür. Uyuşmazlıkların olduğu durumlarda çekişmeli boşanma davası söz konusuyken, uyuşmazlıkların olmadığı eşlerin boşanmanın neticesinde ortaya çıkabilecek ihtilaflı hususlarda anlaştıkları durumlarda boşanma davasının anlaşmalı şekilde yürütülmesi ve gerçekleşmesi mümkündür. 

Eşlerin, evlilik birliğinin yürütülmesinin mümkün olmadığından bahisle boşanma davası açabilecekleri durumlar Türk Medeni Kanunu m.161 m.162 m.163 m.164 m.165 ve m.166’da sayılmıştır. Avukat karmaşık ve yorucu olan boşanma davasını müvekkilini temsilen bir anlamda müvekkili yerine yürütmekle yetkilendirilmesi mümkün olan kimsedir. Tamamı yorucu ve yıpratıcı olan boşanma aşamasının, boşanma davası kısmı kişiler için bu yıpranmayı artırıcı ve yorucu nitelikte olabilir. Tüm hukuki aşamalarda olduğu gibi boşanma davasında da hukukun doğru işleyebilmesini sağlamak amacıyla son derece karmaşık usul kuralları bulunmaktadır. Tüm bu usul kuralları bu kuralları bilmeyen veya bu usul kurallarına aşina olmayan kişiler için haklarını arama noktasında zorlayıcı olabilmektedir. Avukatın görevi ve rolü tüm bu usul kuralları çerçevesinde, müvekkilinin haklarına kavuşmasını sağlamaktır. Eskişehir boşanma avukatı, müvekkillerini boşanma davalarında en iyi şekilde temsil ederek onların haklarına kavuşmasını sağlamaktadır.

Miras davaları olarak tabir edebileceğimiz uyuşmazlıklar, muris muvazaası, tenkis davası, mirastan kaynaklanan izale-i şuyu davası gibi davalardır. Tüm bu davalar miras açıldıktan sonra mirasçılar açısından, kişilerin haklarına kavuşabilmeleri veya haklarını kullanabilmeleri için son derece önemlidir. 

Özetle belirtmek gerekirse muvazaa iki kişi arasında yapılan hukuki işlemin başka bir hukuki işlemi gölgelemek için yapılmasıdır. Yani denebilir ki sözleşmede görünen hukuki işlem asıl yapılmak istenen hukuki işlemi gizlemek için yapılmıştır. Ancak muris muvazaası hukuki olarak aranan şartlar ve geçerlilik açısından normal muvazaadan çok daha farklı bir kavram olabilmektedir. Bu bakımdan Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarında da muris muvazaası bakımından normal muvazaadan çok daha farklı şartların arandığı görülmektedir. 

Mirasçılar arasında açılması söz konusu olabilecek davalardan bir diğeri olan; mirastan kaynaklanan kaynaklanan izale-i şuyu davası ise mirasçıların ortaklaşa malik oldukları mal, hak veya alacakların ortaklığının dava yoluyla giderilmesini kapsamaktadır. Gerçekten miras ortaklığına ait malların paylaşımında mirasçılar arasında ihtilaflar çıkabilmekte ve bu ihtilafların çözümü yargı yolundan başka bir yolla mümkün olmayabilmektedir. Bu ihtilafların çözümü için en doğru yol olan yargı yolunda ise bir uzmandan yani bir avukattan yardım almak mirasçılar açısında hayati öneme sahip olmaktadır. Eskişehir miras avukatı, miras hukukundan kaynaklanan tüm davalarda müvekkillerini temsil etmekte onlara en hızlı çözümü sunmaktadır.