Zor Kullanma Yetkisine İlişkin Sınırın Aşılması Suçu

Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suçu Türk Ceza Kanunu madde 256’da düzenlenmiştir. Bu suçun işlenmesi halinde Türk Ceza Kanunu madde 86’da kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacaktır.

Zor Kullanma Yetkisine İlişkin Sınırın Aşılması Suçu Madde Gerekçesi

Bazı kamu görevlileri, görevlerinin gereği olarak zor kullanma yetkisiyle donatılmışlardır. Örneğin emniyet görevlileri, suç şüphesi altında bulunan kişiyi yakalamak yetkisiyle donatılmıştır. Yakalanan kişi, gerekli soruşturma işlemlerinin yapılabilmesi için, emniyet görevlisinin görevinin gereği olarak ve mevzuattan kaynaklanan talimatlarına uygun davranmak yükümlülüğü altındadır. Bu yükümlülüğe aykırı davranan kişinin örneğin hâkim veya savcı huzuruna çıkarılmamak için direnmesi hâlinde, emniyet görevlileri zor kullanarak bu kişiyi hâkim veya savcı huzuruna çıkarabilirler. Keza, bir meydanda hukuka uygun olmayan, örneğin gece yarısı gösteri yürüyüşü yapmak isteyen kişilerin, dağılmaları hususunda çağ­rıda bulunan emniyet görevlilerinin bu çağrısına rağmen, dağılmasını sağlamak amacıyla kuvvet kullanılabilir. Kullanılan zorun, birinci örnekte suç şüphesi altında bulunan kişinin hâkim veya savcı huzuruna çıkmamak konusundaki direncini kırmaya yetecek ölçüde, ikinci örnekte ise hukuka aykırı gösteri yürüyüşü yapan kişilerin dağılmasını sağlamaya yetecek ölçüde olması gerekir. Bu ölçünün dışında kuvvet kullanılması durumunda, bunun ceza sorumluluğunu gerektireceği muhakkaktır. Örneğin hukuka aykırı gösteri yürüyüşü yapan kişilerin dağılmamakta direnmenin ötesinde, kamu görevlilerine karşı bir saldırıda bulunmamalarına rağmen, bu kişilere karşı vücutlarının yaralanmasını sonuçlayacak şekilde silâh kullanılması hâlinde, emniyet görevlileri açısından artık hukuka uygun bir davranışın varlığından söz edilemez. Bu durumda, zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlilerinin, kasten yaralama suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılması gerekmektedir. Ancak, bunun için, emniyet görevlisinin kasten hareket etmesi gerekir. Aksi takdirde, sorunun hukuka uygunluk sebeplerinde sınırın aşılmasına ilişkin hükümler çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir.

Yüksek Mahkeme Kararları

Y.5.C.D. E. 2013/1858 K. 2014/5872 K.T. 28.05.2014

SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme, zor kullanma yetkisinde sınırın aşılması suretiyle kasten yaralama

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;

Sanık M.. D.. hakkında T.. K..’e karşı zor kullanma yetkisinin aşılması suretiyle yaralama suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın, 5271 sayılı CMK’nın 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil olup temyizinin mümkün bulunmadığı, sanık müdafiinin itirazlarının, Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesince incelenerek reddine karar verildiği anlaşılmakla, başvurularının kapsamına göre incelemenin görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik O yer Cumhuriyet Savcısı ve T.. K..’in temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Direnme fiilini birden fazla kişi birlikte olacak şekilde ve birden fazla kamu görevlisine karşı işleyen sanıklar hakkında TCK’nın 265/3, 43/2. maddelerinin uygulanmaması,

Sanıkların kendilerinin dövüldüklerine ilişkin doktor raporlarıyla doğrulanan savunmalarına, tanık Y.. A..’ın polis memuru M.. D..’in sanıklara vurduğuna ilişkin anlatımlarına ve M.. D.. hakkında zor kullanma yetkisine ait sınırın aşılması suretiyle kasten yaralama eyleminden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olmasına göre, olayın başlangıcı ile gelişimi irdelenerek sanıklar yararına TCK’nın 29. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,

Kanuna aykırı, sanık T.. K.. ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Y.8.C.D. E. 2023/3946 K. 2024/2681 K.T. 21.03.2024

ZOR KULLANMA YETKİSİNE İLİŞKİN SINIRIN AŞILMASI SUÇU

SANIĞIN GÖRME YETİSİNİN ESKİDEN GEÇİRDİĞİ KAZADAN DOLAYI %10 OLDUĞU

GÖRME KAYBININ SANIĞIN EYLEMİNDEN Mİ YOKSA KENDİLİĞİNDEN Mİ GERÇEKLEŞTİĞİNİN ARAŞTIRILMASI GEREKTİĞİ

SAYISI : 2022/117 E., 2022/991 K.

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; temyiz edilebilir olduğu, temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteminin süresinde olduğu, temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1.Tufanbeyli Cumhuriyet Başsavcılığının 03.01.2017 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında katılan … ve inceleme dışı katılan … ve mağdur …’ya yönelik üç kez zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması ve katılana yönelik hakaret suçlarından cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmıştır.

  1. Tufanbeyli Asliye Ceza Mahkemesinin 13.06.2019 tarihli 2017/2 E. 2019/85 K. sayılı kararı ile sanığın atılı suçlardan ayrı ayrı beraatine karar verilmiştir.
  2. İlgili kararın katılan … vekili ve inceleme dışı katılan … ile vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, duruşmalı yapılan inceleme sonucu, sanık hakkında hakaret suçundan verilen beraat kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine, Tufanbeyli Asliye Ceza Mahkemesinin 13.06.2019 tarih, 2017/2 Esas, 2019/85 Karar sayılı kararında katılan … ve inceleme dışı katılan …’a yönelik eylemlerden verilen beraat kararlarının kaldırılmasına, sanığın katılan …’a yönelik zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suçundan netice olarak 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, inceleme dışı katılan …’a yönelik ise netice olarak 4.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz isteği; Bölge Adliye Mahkemesince verilen mahkumiyet kararının hukuka aykırı olduğuna, sanığın suç geçmişinin bulunmadığına, katılanların beyanlarının birbiri ile çelişkili olduğuna, tanıkların ifadelerinin sanığın savunmalarını doğruladığına, bu nedenlerle sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

Olay günü katılan …’ın inceleme dışı katılan … ve mağdur …’nın da bulunduğu odun yüklü aracın sürücülüğünü yaptığı, yolda giderken jandarma kontrol noktasını görmeleri üzerine aracın evraklarının eksik olduğu gerekçesiyle tali yola saptıkları, bunu farkeden sanığın aracın peşinden gelerek havaya uyarı amaçlı ateş açtığı, bunun üzerine katılanın diğer kişilerle birlikte araçtan indiği, sanığın silahının kabzası ile darp etmek suretiyle katılan … ve diğer kişileri yaralayıp katılan …’a ayrıca küfür ederek atılı suçları işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda, sanığın üzerine atılı suçları işlediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle ayrı ayrı beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesi’nin sanık hakkında hakaret suçundan verilen beraat kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine, katılan … ve inceleme dışı katılan …’a yönelik eylemlerden verilen beraat kararlarının kaldırılmasına, sanığın katılan …’a ve inceleme dışı katılan …’a yönelik zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suçundan ayrı ayrı cezalandırılmasına, inceleme dışı katılan …’a yönelik verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Dosya kapsamına göre; sanığın aşamalardaki savunmalarında ısrarlı şekilde katılana yönelik yaralama eyleminde bulunmadığını beyan ettiği dosya içerisinde bulunan, katılanla ilgili aldırılan raporların incelenmesinde darbeye maruz kaldığı iddia edilen sol gözünün çocukken geçirdiği bir kaza nedeniyle yüzde on oranında görme yetisine sahip olduğunun anlaşılması karşısında; katılanın eskiye ait bu hastane raporlarının temin edilerek sol gözündeki görme kaybının sanığın eyleminden kaynaklı mı yoksa aradan geçen süre zarfında önceden kendiliğinden mi oluştuğu noktasında Adli Tıp Kurumundan rapor aldırıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuş, bu nedenle Tebliğname’deki görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR

Gerekçede açıklanan nedenle, sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 07.09.2022 tarihli ve 2022/117 Esas, 2022/991 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca takdîren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.03.2024 tarihinde karar verildi.


Y.5.C.D. E. 2013/11107 K. 2015/829 K.T. 13.01.2015

ZOR KULLANMA YETKİSİNE İLİŞKİN SINIRIN AŞILMASI EYLEMİ

ÖZETİ: Bu eylemin Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun 16. maddesine göre zor kullanma yetkisi kapsamında kaldığı gözetilmeden, beraeti yerine yanılgılı değerlendirme sonucu mahkumiyetine karar verilmesi, hükmolunan adli para cezasının gün olarak belirlenmesi yerine ay olarak tespit edilip artırım ve indirimlerin de buna göre yapılması suretiyle TCK’nın 61/8. maddesine muhalefet edilmesi kanuna aykırıdır.

İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:

Karar: Sanık O. P. hakkında verilen hükmün incelenmesinde;

Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraet hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan sanık Z. N.’nın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,

Sanık Z. N. hakkında verilen mahkumiyet hükmünün incelenmesinde ise;

Polis memuru olan katılan sanık Z. N.’nın, hatalı park sebebiyle aracını çekmesi hususunda uyarıda bulunulan sanık O. P.’in, aracını çekmemesi ve kimlik ve araca ait belgeler istenmesine karşın vermemesi üzerine yasal işlem yapılmak için karakola davet edildiğinde de gelmek istemeyerek ekip aracına binmemek suretiyle gerçekleştirdiği pasif direnişini kırmak için sanığın biber gazı sıkması biçiminde gerçekleşen olayda, bu eylemin Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun 16. maddesine göre zor kullanma yetkisi kapsamında kaldığı gözetilmeden, beraeti yerine yanılgılı değerlendirme sonucu mahkumiyetine karar verilmesi,

Kabule göre de;

Hükmolunan adli para cezasının gün olarak belirlenmesi yerine ay olarak tespit edilip artırım ve indirimlerin de buna göre yapılması suretiyle TCK’nın 61/8. maddesine muhalefet edilmesi,

Sonuç: Kanuna aykırı, O yer Cumhuriyet Savcısı, Üst Cumhuriyet Savcısı ve katılan sanık Z. N.’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.01.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.


Y.5.C.D. E. 2013/8705 K. 2015/11964 K.T. 29.05.2015

ZOR KULLANMA YETKİSİNE İLİŞKİN SINIRIN AŞILMASI EYLEMİ

ZOR KULLANMA YETKİSİNE SAHİP KAMU GÖREVLİSİ SANIKLARIN GÖREVLERİNİ YAPMALARINI ENGELLEMEK İÇİN DİRENEN KATILANA KARŞI GÖREVLERİNİN GEREKTİRDİĞİ ÖLÇÜNÜN DIŞINDA KUVVET KULLANMADIKLARI

ÖZETİ: Tanıkların, müşteki ve sanıkların birlikte müdahale ederek sprey sıkarak etkisiz hale getirmeye çalıştıkları sırada, kafasını aracın çeşitli yerlerine çarptığı, yere yatırılarak kelepçelenmek istendiğinde aşırı derecede direnmeye devam ettiğinden yüzünün mucurlu zeminde sürtündüğü, karakola götürülürken araç içerisinde iki kez kafasını vurduğu, dava konusu olaya tamamen sanığın sebebiyet verdiği, suç tutanağına, tanık beyanlarına, sanık savunmalarına ve tüm dosya kapsamına göre 5237 sayılı TCK’nın 256. maddesi uyarınca zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlisi sanıkların görevlerini yapmalarını engellemek için direnen katılana karşı görevlerinin gerektirdiği ölçünün dışında kuvvet kullanmadıkları anlaşıldığından, tebliğnamedeki eksik araştırmaya dayalı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:

Suç tarihinde gece saat 23;30 sularında, sevk ve idaresindeki aracıyla seyir halinde olan 200 promil alkollü katılanın, uygulama yapan suç tutanağı imzacı tanığı trafik polis memurlarının dur ihtarına uymayarak kaçtığı, takip sonucu durdurulduğunda araçtan inip bu kez yaya olarak kaçmaya devam ettiği, yakalandığında ise belgelerini vermeyerek, alkol muayenesi yapılmasına karşı çıktığı, destek için gelen ve kendisini karakola davet eden asayiş ekibinde görevli sanık ve müşteki polis memurlarının görevini engellemek amacıyla tehdit ve hakaret ettiği, silah vasfındaki sopa ile saldırdığı, tanıkların, müşteki ve sanıkların birlikte müdahale ederek sprey sıkarak etkisiz hale getirmeye çalıştıkları sırada, kafasını aracın çeşitli yerlerine çarptığı, yere yatırılarak kelepçelenmek istendiğinde aşırı derecede direnmeye devam ettiğinden yüzünün mucurlu zeminde sürtündüğü, karakola götürülürken araç içerisinde iki kez kafasını vurduğu, dava konusu olaya tamamen sanığın sebebiyet verdiği, suç tutanağına, tanık beyanlarına, sanık savunmalarına ve tüm dosya kapsamına göre 5237 sayılı TCK’nın 256. maddesi uyarınca zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlisi sanıkların görevlerini yapmalarını engellemek için direnen katılana karşı görevlerinin gerektirdiği ölçünün dışında kuvvet kullanmadıkları anlaşıldığından, tebliğnamedeki eksik araştırmaya dayalı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 29/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Eskişehir Avukat Mahmut Rasul UYANIK saygıyla sunar.

Avukat Mahmut Rasul UYANIK ile İletişime Geçin!