Uzlaştırma Fail ile mağdurun yasal koşullar kapsamında anlaşarak fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisinin askıya alınmasını veya tümüyle sonlandırılmasını ifade eder.
Uzlaştırma her suç için uygulanan bir kurum değildir. Kural olarak soruşturması ve kovuşturması şikayete bağlı olan suçlar uzlaştırma kapsamında yer alır. Uzlaştırma kural olarak soruşturma aşamasında yapılır. Uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler. Bazı suçlar şikayete tabi olup olmadığına bakılmaksızın uzlaştırma kapsamındadır.
Uzlaştırma Kapsamındaki Suçlar
- Basit kasten yaralama (m.86/1-2).
- Kasten yaralama suçunun ihmali davranışla işlenmesi (m.88).
- Taksirle yaralama suçu (m.89). Taksirle yaralama suçu bilinçli taksirle işlense dahi uzlaştırma kapsamında olan suçlar arasındadır.
- Tehdit suçu (m.106/1).
- Konut dokunulmazlığını ihlal Suçu (m. 116).
- İş ve çalışma hürriyetini ihlal suçu ((madde 117, birinci fıkra; madde 119, birinci fıkra (c) bendi),
- Basit hırsızlık Suçu (m. 141). Ayrıca nitelikli hırsızlık suçu (m. 142/1, 2, 3) TCK md. 167/2’de belirtilen kişiler aleyhine işlenirse uzlaştırmaya tabi olan suçlardandır. Hırsızlık suçlarında daha az cezayı gerektiren haller de uzlaşma kapsamına giren suçlardandır (m.144/1).
- Dolandırıcılık suçu (m.157). Ayrıca nitelikli dolandırıcılık suçu (m. 158/1,2) TCK md. 167/2’de belirtilen kişiler aleyhine işlendiği takdirde uzlaşmaya tabi olan suçlardandır.
- Güveni kötüye kullanma suçu (m.155).
- Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu (m. 165).
- Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu (madde 234).
- Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239)
Şikayete Tabi Suçlar bakımından
Aşağıdaki şikayete tabi suçlar da uzlaştırma kapsamındadır:
- İcra – iflas suçları,
- Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu (m.123/1).
- Hakaret Suçu (m. 125/1-2-3). Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hakaret suçu ve cumhurbaşkanına hakaret suçu uzlaştırma kapsamında olan suçlardan değildir.
- Kişinin hatırasına hakaret suçu (m. 130/1, 2). Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hatırasına hakaret suçu uzlaşma tabi olan suçlardan değildir.
- Haberleşmenin gizliliğini ihlal Suçu (m. 132/1, 2, 3).
- Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu (m.133/1, 2, 3).
- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu (m.134/1, 2).
- Kullanma hırsızlığı suçu (m.146/1).
- Mala zarar verme suçu (m.151/1, 2). Mala zarar verme suçunun nitelikli halleri de (m. 152/1,2) TCK md. 167/2’de belirtilen kişilerin zararına işlendiği takdirde uzlaştırma kapsamında olan suçlardandır.
- İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme suçu TCK md. 167/2’de belirtilen kişiler aleyhine işlenirse takibi şikayete bağlı olup uzlaşmaya tabidir. (m. 153/1).
- Hakkı olmayan yere tecavüz suçu TCK md. 167/2’de belirtilen kişiler aleyhine işlenirse takibi şikayete bağlıdır (m.154/1, 2, 3).
- Bedelsiz senedi kullanma suçu (m.156/1).
- Dolandırıcılıkta daha az cezayı gerektiren bu kapsamdadır (m.159/1).
- Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu (m.160/1).
- Hileli iflas suçu (m. 161/1) TCK md. 167/2’de belirtilen kişiler aleyhine işlenirse uzlaştırma kapsamında olan suçlardandır.
- Taksirli iflas suçu (m. 162/1) TCK md. 167/2’de belirtilen kişiler aleyhine işlenirse uzlaştırma kapsamında olan suçlardandır.
- Karşılıksız yararlanma suçu (m. 163/1,2) TCK md. 167/2’de belirtilen kişiler aleyhine işlenirse uzlaştırma kapsamında olan suçlardandır.
- Şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi (m. 164/1) TCK md. 167/2’de belirtilen kişiler aleyhine işlenirse uzlaştırma kapsamında olan suçlardandır.
- Bilgi vermeme suçu (m. 166/1) TCK md. 167/2’de belirtilen kişiler aleyhine işlenirse uzlaştırma kapsamında olan suçlardandır.
- Açığa imzanın kötüye kullanılması suçu (m. 209/1).
- Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçu
Uzlaştırma Kapsamında Olmayan Suçlar
Soruşturması ve Kovuşturması şikayete tabi olsa dahi cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ve ısrarlı takip suçu kanunda CMK m.253 dışında bırakılmıştır. Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun bu suçlarla beraber işlenmesi halinde dahi uzlaştırmaya ilişkin hükümler uygulama alanı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun emredici hükümlerin gereğince uygulama alanı bulamaz.
Suça Sürüklenen Çocuklarda
Suça sürüklenen çocuklar bakımından; suçun kamu tüzel kişisi aleyhine işlenmemesi kaydıyla, üst sınırı 3 yılı geçmeyen hapis veya adli para cezası gerektiren suçlar uzlaştırma kapsamında sayılmıştır (CMK md.253/1-c).
Uzlaşma uygulamasında çocukların işlediği suçun şikayete tabi suçlardan olup olmamasının bir önemi yoktur. Önemli olan suçun kamu tüzel kişisine karşı işlenmemiş olması ve üst sınırının uzlaşmaya elverişli olmasıdır.
Özellikle belirtelim ki, çocukların işlediği suçların mağduru veya zarar göreni kamu tüzel kişisi ise, çocuklar açısından uzlaşma hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
Belirtmek gerekir ki CMK madde 253/3 burada da uygulama alanı bulmaktadır ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ve ısrarlı takip suçu bakımından SSÇ açısından da uzlaştırma hükümlerinin uygulanması mümkün değildir
Yüksek Mahkeme Kararları
Y.11.C.D. E. 2022/9067 K. 2022/18500 K.T. 07.11.2022
KARAR
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 29.07.2022 tarih ve 2021/16158 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 12.10.2022 tarih ve KYB-2022/111699 sayılı ihbarname ile;
Dolandırıcılık suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1 ve 52/2 maddeleri gereğince 3 yıl hapis ve 6.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/01/2018 tarihli ve 2017/542 esas, 2018/59 sayılı kararının “Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesince, taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığına dair düzenlenen rapor nazara alınarak sanığın cezalandırılmasına dair hüküm kurulmuş ise de;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253/4. maddesinde yer alan “Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tabi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması halinde dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir, büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur, şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde uzlaşma teklifi kanuni temsilcilerine yapılır, uzlaştırmacı uzlaştırma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde teklifi reddetmiş sayılır” ve anılan Kanun’un 253/5. maddesindeki, “Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır.” ile,
Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğinin 7/10. maddesinde yer alan, “Şüpheli, sanık, mağdur ya da suçtan zarar görene Cumhuriyet savcısının onayı ile görevlendirilen uzlaştırmacı uzlaşma teklifinde bulunur.”, anılan Yönetmeliğin 29. maddesindeki “(1) Uzlaştırmacı; şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar görenin reşit olmaması ya da kısıtlı olması hâli ile mağdur veya suçtan zarar görenin ayırt etme gücü bulunmaması durumunda, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır.
(2) Müştekinin veya suçtan zarar görenin özel hukuk tüzel kişisi olması hâlinde vekâletnamede özel yetki var ise vekile de uzlaşma teklifinde bulunulabilir.
(3) Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir.
(4) Uzlaşma teklif formunun istinabe suretiyle imzalatılması gereken hâllerde, teklif formu tarafın bulunduğu yer Cumhuriyet başsavcılığı istinabe bürosu aracılığıyla imzalatılır.
(5) Uzlaştırmacı tarafından yapılacak uzlaşma teklifi, Ek-4’te yer alan uzlaşmanın mahiyeti ile uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukukî sonuçlarının bulunduğu Uzlaşma Teklif Formu’nda yer alan bilgilerin açıklanması ve teklif formunun hazır bulunan ilgiliye imzalatılarak verilmesi suretiyle yapılır. Uzlaştırmacı tarafından bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirildiğine ve uzlaşma teklifinde bulunulduğuna ilişkin formun imzalı örneği uzlaştırma evrakı içine konulur.
(6) Uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır. Bu işlem uzlaştırmacının, büroya başvurarak teklif formunu vermesi üzerine gerçekleştirilir.
(7) Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez.” şeklindeki düzenlemeler karşısında,
Somut olayda, “mağdur …’na gönderilen iadeli taahhütlü mektup adı geçen şahsa ulaşmasına rağmen dönüş sağlamadığı, sanığa gönderilen iadeli taahhütlü mektup ise kişiye ulaşmayıp iade alındığı” şeklindeki gerekçe doğrultusunda tanzim edilen uzlaştırma raporu nazara alınmış ise de;
Katılana gönderilen iadeli taahhütlü mektubun kendisi değil … tarafından teslim alındığı, sanığa ise iadeli taahhütlü mektubun iade gelmesi üzerine tebliğ işleminin yapılmadığı, yargılama aşamasında 30/11/2017 tarihli celsede katılanın zararının giderilmesi halinde uzlaşabileceğini beyan ettiği hususu da nazara alındığında,
Uzlaştırmacı tarafından, izah edilen usul ve yöntemler mucibince sanığa uzlaştırma teklif formu ve çağrı yazısının tebliğ edildiğine dair dosya içeriğinden bilgiye rastlanmadığı, bu aşamadan sonra yukarıda detaylıca açıklandığı üzere, sanığa Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğinin 29. maddesinin 7. fıkrasında belirtilen başka iletişim araçları kullanılarak ulaşılmaya çalışılmadan, ulaşılamaması hâlinde ise uzlaştırma bürosu aracılığıyla usulüne uygun bir uzlaşma teklifi yapılmasını sağlamak üzere uzlaştırmacı tarafından büroya teklif formları tevdi edilmeden, nihayetinde usulüne uygun bir uzlaştırma işlemi gerçekleştirilmeden uzlaşma sağlanamadığı gerekçesiyle düzenlenen rapora istinaden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca, kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaşma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaşma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebligat çıkartması, tebligatın iade edilmesi durumunda da muhatabın MERNİS adresinin tespit edilerek MERNİS şerhi ile 7201 sayılı Kanun’un 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında; dosyanın uzlaştırma işlemlerinin yapılması için uzlaştırma bürosuna gönderildiği, uzlaştırma raporu ve eklerinin incelenmesinde, katılan …‘na uzlaşma teklif formunun uzlaştırmacının kendisi tarafından iadeli taahhütlü posta marifetiyle tebliğe çıkarıldığı ve tebligatın katılan tarafından değil, … tarafından teslim alındığı, sanığın cezaevi adresine gönderilen tebligatın ise tebliğ edilemediği ve bu şekilde uzlaşmanın sağlanamadığı belirtilmiş ise de; uzlaşma teklifinin yukarıda açıklandığı üzere uzlaştırma bürosu aracılığıyla 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılması gerektiği gözetilmeden sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.01.2018 tarihli, 2017/542 Esas ve 2018/59 Karar sayılı kararının CMK’nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA; sanık hakkındaki infazın durdurulmasına, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse derhal TAHLİYESİNE, müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 07.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Y.4.C.D. E. 2022/6412 K. 2022/13646 K.T. 31.05.2022
KARAR
Tehdit suçundan sanık …’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1.cümle ve 43/1. maddeleri gereğince 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Antalya 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/01/2019 tarihli ve 2018/721 esas, 2019/43 sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 08/02/2022 tarih ve 2022/13642 sayılı istem yazıları ile Dairemize gönderilmekle dosya incelendi.
İstem yazısında: “Antalya 7. Asliye Ceza Mahkemesince, taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığına dair düzenlenen rapor nazara alınarak sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş ise de;
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253/4. maddesinde yer alan “Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tabi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması halinde dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir, büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur, şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde uzlaşma teklifi kanuni temsilcilerine yapılır, uzlaştırmacı uzlaştırma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde teklifi reddetmiş sayılır” ve anılan Kanun’un 253/5. maddesindeki, “Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır.” ile,
Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğinin 7/10. maddesinde yer alan, “Şüpheli, sanık, mağdur ya da suçtan zarar görene Cumhuriyet savcısının onayı ile görevlendirilen uzlaştırmacı uzlaşma teklifinde bulunur.”, anılan Yönetmeliğin 29. maddesindeki “(1) Uzlaştırmacı; şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar görenin reşit olmaması ya da kısıtlı olması hâli ile mağdur veya suçtan zarar görenin ayırt etme gücü bulunmaması durumunda, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır.
(2) Müştekinin veya suçtan zarar görenin özel hukuk tüzel kişisi olması hâlinde vekâletnamede özel yetki var ise vekile de uzlaşma teklifinde bulunulabilir.
(3) Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir.
(4) Uzlaşma teklif formunun istinabe suretiyle imzalatılması gereken hâllerde, teklif formu tarafın bulunduğu yer Cumhuriyet başsavcılığı istinabe bürosu aracılığıyla imzalatılır.
(5) Uzlaştırmacı tarafından yapılacak uzlaşma teklifi, Ek-4’te yer alan uzlaşmanın mahiyeti ile uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukukî sonuçlarının bulunduğu Uzlaşma Teklif Formu’nda yer alan bilgilerin açıklanması ve teklif formunun hazır bulunan ilgiliye imzalatılarak verilmesi suretiyle yapılır. Uzlaştırmacı tarafından bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirildiğine ve uzlaşma teklifinde bulunulduğuna ilişkin formun imzalı örneği uzlaştırma evrakı içine konulur.
(6) Uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır. Bu işlem uzlaştırmacının, büroya başvurarak teklif formunu vermesi üzerine gerçekleştirilir.
(7) Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez.” şeklindeki düzenlemeler karşısında,
Somut olayda, müşteki …’e uzlaşma teklif mektubunun … aracılığıyla iadeli taahhütlü olarak gönderildiği, müştekinin adreste bulunamadığı, tebligata da cevap vermediği ve müşteki ile irtibat kurulamadığından sanığa teklif sunulmasına gerek kalmadığı şeklindeki gerekçe doğrultusunda tanzim edilen uzlaştırma raporu nazara alınmış ise de;
Uzlaştırmacı tarafından, izah edilen usul ve yöntemler mucibince müştekiye ve sanığa uzlaştırma teklif formu ve çağrı yazısının tebliğ edildiğine dair dosya içeriğinden bilgiye rastlanmadığı, bu aşamadan sonra yukarıda detaylıca açıklandığı üzere, taraflara Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğinin 29. maddesinin 7. fıkrasında belirtilen başka iletişim araçları kullanılarak ulaşılmaya çalışılmadan, ulaşılamaması hâlinde ise uzlaştırma bürosu aracılığıyla usulüne uygun bir uzlaşma teklifi yapılmasını sağlamak üzere uzlaştırmacı tarafından büroya teklif formları tevdi edilmeden, nihayetinde usulüne uygun bir uzlaştırma işlemi gerçekleştirilmeden uzlaşma sağlanamadığı gerekçesiyle düzenlenen rapora istinaden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir
Hukuksal Değerlendirme:
CMK’nın 253. maddesinin dördüncü fıkrasında, büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacının, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunacağı, uzlaştırmacının, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabileceği düzenlenmiş, şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde teklifi reddetmiş sayılacağı belirtilmiştir. Uzlaştırmacı taraflara ancak açıklamalı tebligat yoluyla uzlaştırma teklifinde bulunabilecek ancak uzlaştırmanın yargı işlemi niteliğinde olması nedeniyle normal posta yoluyla bu işlemi gerçekleştiremeyecektir. Anılan fıkrada sözü edilen açıklamalı tebligat, kazai mercilerce yapılacak tebligatı düzenleyen 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ve uzlaştırma bürosu vasıtasıyla yapılacak olan tebligattır. Bu açıklamalar karşısında, uzlaştırmacı tarafından sanık ve mağdura iadeli taahhütlü olarak gönderilen ve ulaşılamadığı için iade edilen uzlaştırma teklifinin, yasaya uygun şekilde ve yöntemince yapıldığının kabul edilmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle, uzlaştırma işleminin yöntemince yapılmadığı anlaşıldığından, uzlaşma sağlanamaması sebebiyle mahkumiyetinde dair, Antalya 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 22/01/2019 tarihli ve 2018/721 esas, 2019/43 sayılı kararında isabet bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamede yer alan düşünce yerinde görüldüğünden,
1-Antalya 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 22/01/2019 tarihli ve 2018/721 esas 2019/43 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Aynı Kanun’un 309/4-a maddesi gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde mercii Mahkemesince tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 31/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Eskişehir Avukat Mahmut UYANIK saygıyla sunar.