Eskişehir Ceza Avukatı yazdı: Tehdit suçu Türk Ceza Kanunu Madde 106’da düzenlenmiştir. Bu suçun basit halinin cezası 6 ay ile 2 yıl arasında hapis cezasıdır. 12/5/2022 tarihli 7406 sayılı kanunun 6. maddesi ile getirilen düzenlemeye göre Tehdit suçu kadına karşı işlendiği takdirde cezası 9 aydan aşağı olamaz. Yine Türk Ceza Kanunu madde 106/1 üçüncü cümlesine göre: “Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Türk Ceza Kanunu’nun Tehdit suçu düzenlemesinin bulunduğu 106. maddesinin tamamı şu şekildedir:
“(1)Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel
dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan
iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle:12/5/2022-7406/6 md.) Bu suçun
kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz. Malvarlığı itibarıyla
büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise,
mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya
özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme
suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.”
Tehdit suçu Türk Ceza Kanunu 2. kitap, 2. kısım 7. bölümde “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Hürriyete karşı suçlar şunlardır:
- Tehdit suçu (m.106)
- Şantaj (m.107)
- Cebir (m.108)
- Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma (m.109)
- Eğitim Ve Öğrenim Hakkının Engellenmesi (m.112)
- Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi (m.113)
- Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi (m.114)
- İnanç, Düşünce Ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasını Engelleme (m.115)
- Konut Dokunulmazlığının İhlali (m.116)
- İş Ve Çalışma Hürriyetinin İhlali (m.117)
- Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi (m.118)
- Haksız Arama (m.120)
- Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi (m.121)
- Nefret Ve Ayrımcılık (m.122)
- Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma (m.123)
- Israrlı Takip (m.123/A)
- Haberleşmenin Engellenmesi (m.124)
Genel Olarak Tehdit Suçu
Tehdit bir kimseye, istenileni yapmazsa ilerde gerçekleşmesi failin elinde olan haksız bir saldırıya uğrayacağının bildirilmesidir.
Tehdit suçunun hukuksal konusunu, kişinin karar verme ve hareket etme özgürlüğü oluşturur.
Tehdit suçu genel ve tamamlayıcı bir suçtur. Bu nedenle tehdit suçunun bir başka suçun unsuru veya cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli unsuru olduğu durumlarda tehdit suçundan hüküm kurulmaz.
Tehdit suçunda kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, tehdit edenin iradesine bağlıdır. Söz konusu kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmemesi en azından görünüş olarak failin iradesine bağlı olmalıdır. Ancak bu kötülüğün mutlaka fail tarafından gerçekleştirileceği anlamına gelmez.
Tehdit Suçu Unsurları
Tehdit suçu genel bir suçtur. Herkes bu suçun faili olabilir. Tehdit suçu ruhsal ve fiziki durumları bakımından algılama yeteneği olan herkese karşı işlenebilir. Tehdit suçunun mağduru hukuki anlamda gerçek kişilerdir. Doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edildiği üzere; mağdurun ruhsal veya fiziki yönden algılama yeteneği gelişmemiş olsa bile eylem bu kimselerin yakınlarını korku ve telaşa düşürmeye elverişli ise onlara karşı tehdit suçu söz konusu olabilir.
Muhatabı belli olmayan tehdit eylemlerinde tehdit suçu söz konusu olmaz. Tehditin mutlaka mağdurun kendisine yöneltilmiş olması gerekmez. Mağdurun yakınlarına karşı gerçekleştirilen tehdit de mağduru korku ve endişeye sevk etmeye elverişli ise tehdit suçu mağdura karşı yapılmış sayılır.
Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla yaşam, sağlık, vücut bütünlüğü veya cinsel dokunulmazlık ya da mal varlığı bakımından zarara uğratacağından bahisle alenen tehditte bulunulması bu suçu değil, halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (TCK. madde 213) suçunu oluşturur.
Eylem
Tehdit suçu hareket ögesini, mağdurun ilerde haksız bir saldırıya uğrayacağının mağdura bildirilmesi oluşturur. Tehdidin mağdurun önünde gerçekleştirilmesi gerekmez, mağdurun bu tehditten herhangi bir şekilde haberdar olması yeterlidir. Diğer bir değişle gıyapta tehdit mümkündür. Saldırı geleceğe ilişkin değilse tehdit suçu oluşmaz. Tehdidin, mağdurun kendisinin veya yakınının yaşamına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden bahisle işlenmesi bu suçun temel halini oluşturur. Tehdit içeren kötülüğün yalnızca yaşama, kişisel veya cinsel bütünlüğe yönelik olması gerekmez. Bireyin özgürlüğüne, onuruna, mal varlığına yönelikte olabilir. Yasa tehdidin konusunun mal varlığı veya sair bir kötülük olmasını cezayı azaltıcı bir neden saymıştır. Korunan hukuksal değere yönelik zarar maddi veya manevi olabilir.
Suçun oluşabilmesi bakımından tehdit konusu kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmemesi önemli değildir. Ancak tehdidin objektif olarak ciddi bir nitelik taşıması gerekir. Ciddilikten anlaşılması gereken, eylemin mağdur üzerinde korku ve endişe yaratmaya “objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olmasıdır.” Söylenen söz veya yapılan davranış, muhatap alınan kişi üzerinde objektif olarak ciddi bir endişe veya korku yaratmaya elverişli değilse tehdit suçu oluşmaz.
Eylemin objektif olarak ciddi bir nitelik göstermesi yeterli olup ayrıca muhatap alınan kişinin bundan korkmuş olması şartı tehdit suçunun oluşumu için aranmaz.
Tehdit Suçu Nitelikli Unsurları
Cezayı artıran unsurlar
- Tehdit suçunun silahla işlenmesi
- Suçun kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle veya imzasız mektupla veya özel işaretlerle işlenmesi
- Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi
- Suçun var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi
Cezayı azaltan unsurlar
- Suçun mal varlığı bakımından büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden söz ederek işlenmesi
Suçun Özel Görünüş Halleri
Tehdit suçunda hareket parçalara bölünüyorsa teşebbüs mümkündür.
Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi durumunda, gerçek içtima hükümleri uygulanır ve fail ayrıca bu hükümlerden dolayı cezalandırılır.
Tehdit Suçu Muhakeme
Tehdit suçunun soruşturması ve kovuşturması re’sen yapılır. Cezayı azaltan nitelikli unsur olduğu takdir suç şikayete tabidir. Tehdit suçu temel ve cezayı azaltan nitelikli hali bakımından uzlaştırma hükümlerine tabidir. Tehdit suçu bakımından cezayı artıran nitelikli hallerin oluşması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz.
Tehdit Suçu Madde Gerekçesi
Maddeyle, “tehdit” bizatihi suç hâline getirilmiş bulunmaktadır. Bilindiği üzere tehdit diğer bazı suçlarda ayrıca unsur olarak öngörülmüştür. Burada tehdidin koruduğu hukukî değer, kişilerin huzur ve sükunudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu madde ile insanın kendisine özgü sulh ve sükununa karşı işlenen saldırılar cezalandırılmış olmaktadır. Fakat, tehdidin bu maddeyle korumak istediği esas değer, kişinin karar verme ve hareket etme hürriyetidir.
Tehdit, çoğu zaman başka bir suçun unsurunu oluşturmaktadır. Ancak, bu suç tanımında, tehdidin kendisi bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu bakımdan tehdit suçu, genel ve tamamlayıcı bir suçtur.
Tehdit hâlinde, gerçekleşmesi failin isteğinin yerine getirilmemesi kaydına bağlı bir tecavüz, kötülük mağdura bildirilmektedir. Tehdidin konusunu, kişinin hayatının veya vücut bütünlüğünün tehlikeye maruz bırakılacağının, suç teşkil eden belli bir fiilin işleneceğinin, genel olarak kuvvet kullanılacağının veya herhangi bir kötülüğün, haksızlığın gerçekleştirileceğinin bildirilmesi oluşturmaktadır.
Tehdidin özelliği, kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin, tehdit edenin iradesine bağlı olmasıdır. Tehdit konusu kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmemesi, gerçekten veya en azından görünüş itibarıyla failin takdirine bağlıdır. Fakat bu, kötülüğün mutlaka tehdit eden tarafından gerçekleştirileceği anlamına gelmez; bir üçüncü kişi vasıtasıyla bu kötülüğün gerçekleştirileceğinin bildirilmesi ile de, tehditte bulunulabilir.
Suçun oluşması bakımından tehdit konusu kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmemesi, önemli değildir. Tehdidin objektif olarak ciddî bir mahiyet arzetmesi gerekir. Yani, istenilenin yerine getirilmemesi hâlinde tehdit konusu kötülüğün gerçekleşeceği ihtimali objektif olarak mevcut olmalıdır. Sarfedilen sözler, gerçekleştirilen davranış muhatap alınan kişi üzerinde ciddî bir korku yaratma açısından sonuç almaya elverişli, yeterli ve uygun değilse, tehdidin oluştuğu ileri sürülemez. Failin söz ve davranışlarının muhatabı üzerinde ciddî şekilde korku ve endişe yaratacak uygunluk ve yeterlilik içerip içermediğinin her somut olayda araştırılması gerekir. Objektif olarak ciddî bir mahiyet arzeden tehdidin somut olayda muhatabı üzerinde etkili olması şart değildir. Kişi, fail, objektif olarak ciddî bir mahiyet arzeden söz ve davranışlarla mağduru tehdit etmek istemiş olmasına rağmen; mağdur, bu söz ve davranışları ciddiye almamış olabilir. Bu durumda tehdit yine gerçekleşmiştir. Tehdidin gerçekleşip gerçekleşmemesi, muhatabı üzerinde etkili olup olmamasına bağlı tutulmamalıdır. Failin de kendisinin tehdit konusu tecavüzü gerçekleştirebilecek imkân ve iktidara sahip olduğu kanaatini karşı tarafta uyandırdığını bilmesi gerekir. Mağdurda bu kanaat uyandırıldıktan sonra, failin tehdit konusu tecavüzü gerçekleştirebilecek imkan ve iktidara gerçekte sahip olmamasının bir önemi yoktur. Mağdur tehdit konusu tecavüzün ciddî olduğuna hile kullanılmak suretiyle inandırılmış olabilir. Fakat, batıl inançlara dayanılarak bir kötülüğe maruz bırakılabileceği beyanıyla, bir kimse tehdit edilmiş olmaz.
Tehdit konusu kötülük, mağdura değil de, bir üçüncü şahsa yönelik olabilir. Ancak, bu durumda mağdur ile üçüncü kişi arasında belli bir akrabalık, yakınlık ilişkisi mevcut olmalıdır.
Tehdit hâlinde kişi, tehdit konusu tecavüzün ileride vuku bulacağı beyanıyla korkutularak, belli bir davranışta bulunmaya zorlanmaktadır, mecbur edilmektedir.
Birinci Fıkra
Maddenin birinci fıkrasında yapılan tanımda, tehdidin yöneldiği hukukî değere göre bir ayırım yapılmıştır. Buna göre, tehdidin, mağdurun kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle yapılması, söz konusu suçun temel şeklini oluşturmaktadır. Buna karşılık, tehdidin, mağduru malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle yapılması ise, suçun temel şekline göre daha az cezayı gerektirmektedir. Ayrıca, bu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması, mağdurun şikâyetine bağlı kılınmıştır.
İkinci Fıkra
Maddenin ikinci fıkrasında tehdidin daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri gösterilmiştir. Bu hâller, tehdidin kapsadığı korkutma gücünün ciddîliği ve yoğunluğu hususunda mağdurda ciddî kaygılar meydana getirmeye elverişli durumlardır. Tehdit silâhla icra olunursa bunun ciddîliği hususunda bir korkunun meydana gelmesi çok daha kolay olur. Aynı suretle kendisini tanınmayacak bir hâle getiren kişinin veya bir kaç kişinin birlikte olarak tehdit icra etmeleri hâlinde meydana gelen korku çok yoğun olur.
İmzasız bir mektup veya özel işaretler kullanarak bir kişinin tehdit edilmesi hâlinde de meydana gelen korku bakımından bir duraksama meydana gelmez. Söz gelimi bir kimseye gönderilmiş olan imzasız mektup kişinin kendisini savunma olanağını gidereceğinden ağır tehdidi oluşturacaktır. Yine bir kimseye karşı gönderilmiş olan mektuplarda ucundan kan damlayan bıçak resimlerinin yapılması yani böylece özel işaret kullanılması korkuyu yoğunlaştırabilir.
Gizli veya açık, var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları tehdit gücünün de, kişileri paniğe kapılacak surette korkutabilmesi dolayısıyla, suçun nitelikli hâli olarak sayılması uygun görülmüştür.
Üçüncü Fıkra
Maddenin üçüncü fıkrasında, tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya mala zarar verme suçunun işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı cezaya hükmedileceği belirtilmiştir. Kişi tehdidinin ciddiliğini vurgulamak için, bir başkasını öldürmüş veya yaralamış ya da malına zarar vermiş olabilir. Bu gibi durumlarda gerçek içtima hükümleri uygulanarak ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmedilmelidir.
Eskişehir Avukat Mahmut Rasul Uyanık bu suçun şüphelisi veya sanığı konumunda olan müvekkillerine özenle ve profesyonellikten taviz vermeden Eskişehir Ceza Avukatı olarak müdafilik hizmeti verdiği gibi bu suçun mağduru veya suçtan zarar göreni konumunda olan müvekkillerini de mahkemede Eskişehir Ceza Avukatı olarak özveriyle temsil etmekte ve haklarını savunmaktadır.