Eskişehir Ceza Avukatı yazdı: Taksirle öldürme suçu veya toplum içindeki adıyla taksirle adam öldürme suçu ve cezası Türk Ceza Yasası madde 85’de düzenlenmiştir. Taksirle öldürme cezası iki yıl ile altı yıl arasında hapis cezasıdır.
Türk Ceza Yasası madde 85 içeriği şu şekildedir: “Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Taksir sonucu mağdur yaralanmış ise taksir suçlarında teşebbüs mümkün olmayacağından fail taksirle yaralama suçunu işlemiş olur.
Madde metninden anlaşılacağı üzere suçun nitelikli hali: “fiilin birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanması” halidir. Bu halde faile verilecek ceza iki yılla on beş yıl arasındadır.
Taksirle Öldürme Suçu Manevi Unsuru
Taksirle öldürme suçunu anlayabilmek için öncelikle “taksir” kavramını anlamak gerekir. Taksir, failin objektif özen ve dikkat yükümlülüğüne uygun davrandığı takdirde, öngörebilme ve önleyebilme olanağına sahip olacağı bir neticenin, objektif özen ve dikkat yükümlülüğünü yerine getirmeyerek öngörememesi ve/veya önleyememesi sonucunda neticenin gerçekleşmesi durumunda söz konusu olur.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununda bütün taksirli suçlar bakımından cezanın kusura göre indirilmesine olanak tanınmıştır. Dikkat edilirse bu suçun cezasının alt sınırı ile üst sınırı arasındaki fark oldukça fazladır. Bunun sebebi her somut olay bakımından failin kusurunun farklı olacağı ve bu kusura göre ceza verilebilmesinin mümkün olmasını sağlamaktır.
Taksirle Öldürme Suçu Yüksek Mahkeme İçtihatları
12. Ceza Dairesi Kararı
Y.12.C.D. E. 2013/19465 K. 2014/13818 K.T. 04.06.2014
TAKSİRLE ÖLDÜRME VE TAKSİRLE YARALAMA SUÇLARI
ÖZETİ: Olay günü sanık, sevk ve idaresindeki kamyonla, …… karayolunda, meskun mahal dışında, gündüz vakti, bölünmüş, tek yönlü, asfalt yolda, sağ şeritte seyir halindeyken, köy tali yolundan ana yola kontrolsüzce çıkan ölenin kullandığı minibüsle çarpışması sonucu, minibüs şoförünün öldüğü, minibüs içerisindeki şikayetçi 4 yolcunun yaralandığı olayda, ölen minibüs sürücüsünün, kavşaklarda geçiş önceliğine uymadığı, Adli Tıp Kurumu raporuna göre, sanığın, 4 metre sola direksiyon manevrası tatbik etmesine rağmen kazayı önleyemediği ve kusursuz olduğu belirtilmiş ise de; kaza tespit tutanağında, sanığın aracının hızını kavşağa yaklaşırken azaltmama kuralını ihlal ettiğinin tespit edilmesi, katılan ….. ve tanık ……’ın, sanığın hızlı bir şekilde kendilerine çarptığını beyan etmeleri karşısında, sanığın alt düzeyde tali kusurlu olduğu anlaşılmakla, mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, oluşa uygun düşmeyen bu itibarla yetersiz olan Adli Tıp Kurumu raporu hükme esas alınarak beraatine karar verilmesi bozmayı gerektirir.
Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Karar: Olay günü, saat 06:30 sıralarında, sanık sevk ve idaresindeki kamyonla, …… karayolunda, meskun mahal dışında, gündüz vakti, bölünmüş, tek yönlü, asfalt yolda, sağ şeritte seyir halindeyken, köy tali yolundan ana yola kontrolsüzce çıkan ölenin kullandığı minibüsle çarpışması sonucu, minibüs şoförünün öldüğü, minibüs içerisindeki şikayetçi 4 yolcunun yaralandığı olayda, ölen minibüs sürücüsünün, kavşaklarda geçiş önceliğine uymadığı, Adli Tıp Kurumu raporuna göre, sanığın, 4 metre sola direksiyon manevrası tatbik etmesine rağmen kazayı önleyemediği ve kusursuz olduğu belirtilmiş ise de; kaza tespit tutanağında, sanığın aracının hızını kavşağa yaklaşırken azaltmama kuralını ihlal ettiğinin tespit edilmesi, katılan ….. ve tanık ……’ın, sanığın hızlı bir şekilde kendilerine çarptığını beyan etmeleri karşısında, sanığın alt düzeyde tali kusurlu olduğu anlaşılmakla, mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, oluşa uygun düşmeyen bu itibarla yetersiz olan Adli Tıp Kurumu raporu hükme esas alınarak beraatine karar verilmesi,
Sonuç: Kanuna aykırı olup, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 04.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Y.12.C.D. E. 2013/19465 K. 2014/13818 K.T. 04.06.2014
Yargıtay 12. Ceza Dairesi Kararı
ÖZETİ: Meydana gelen olay neticesinde H. Y.’ın öldüğü ve katılan E. Ş.’in yaralandığı, vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi bulunan katılan E. Ş. vekilinin hükümden sonra 04.08.2011 havale tarihli dilekçeyle şikayetten vazgeçmiş olması karşısında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı olayda sanığın eyleminin 5237 Sayılı T.C.K.nın 85/1. maddesinde tanımlanan taksirle öldürme suçunu oluşturacağı gözetilerek, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir.
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine dair hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Karar: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Meydana gelen olay neticesinde H. Y.’ın öldüğü ve katılan E. Ş.’in yaralandığı, vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi bulunan katılan E. Ş. vekilinin hükümden sonra 04.08.2011 havale tarihli dilekçeyle şikayetten vazgeçmiş olması karşısında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı olayda sanığın eyleminin 5237 Sayılı T.C.K.nın 85/1. maddesinde tanımlanan taksirle öldürme suçunu oluşturacağı gözetilerek, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Sonuç: Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı C.M.U.K.un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi. Y.12.C.D E. 2012/26466 K. 2013/15680 K.T. 10.06.2013