Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu ve Cezası Nedir?

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu Türk Ceza Kanunu madde 104’te düzenlenmiştir. Düzenleme şu şekildedir:

  1. Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, on beş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  2. Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
  3. Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.

Düzenlemeden de anlaşılacağı 15 yaşını doldurmuş olan çocuklara karşı cebir, tehdit ve hile kullanılmadan gerçekleştirilen cinsel fiiller TCK madde 104 kapsamına girmekte olup, cinsel fiillerin cebir; tehdit; hile ile gerçekleştirilmesi halinde bu suç değil Türk Ceza Kanunu madde 103’de düzenlemesi bulunan cinsel istismar suçu oluşacaktır.

Türk Ceza Kanunu madde 6 uyarınca çocuk deyiminden henüz 18 yaşını doldurmamış olan kişiler anlaşılmalıdır.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Şikayete Tabii midir?

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun temel hali şikayete tabidir. Bunun dışında Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu’nun düzenlendiği madde 104’ün 2. ve 3. fıkrasında geçen halleri şikayete tabi olmaksızın re’sen soruşturulup kovuşturulur.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçunda Zaman Aşımı Ne Kadardır?

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun birinci fıkrasında geçen haliyle işlemesi halinde TCK madde 66’ya göre dava zaman aşımı 8 yıl TCK madde 68’e göre ceza zaman aşımı 10 yıldır. Türk Ceza Kanunu madde 2. ve 3. fıkralarda geçen hallerinin dava zaman aşımı 15 yıl ceza zaman aşımı 20 yıldır.

Eskişehir Avukat Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu

Yüksek Mahkeme Kararları

Y.14.C.D. E. 2013/1557 K. 2014/11959 K.T. 31.10.2014

REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ SUÇU

ÖZETİ: Zincirleme şekilde gerçekleşen cinsel ilişkilerin sona erdiği tarihten itibaren 6 aylık sürenin geçtiği, bu haliyle mağdurenin TCK’nın 73. maddesinde düzenlenen altı aylık şikâyet süresinden sonra 01.01.2010 tarihinde sanık hakkında şikâyetçi olduğu anlaşıldığından, oluşa uygun şekilde sanığın işlediği kabul edilen reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan dolayı hakkında düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle mahkûmiyet hükmü kurulması kanuna aykırıdır.

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak,

Mağdurenin 01.01.2010 tarihli kolluk beyanında ve 02.01.2010 tarihli savcılık ifadesinde sanıkla 2008 yılının Aralık ayından başlayarak 2009 yılı Nisan ayı sonuna kadar ikisi vajinal, biri de anal yoldan olmak üzere toplam 3 kez cinsel ilişkiye girdiklerini belirtmesi karşısında zincirleme şekilde gerçekleşen cinsel ilişkilerin sona erdiği tarihten itibaren 6 aylık sürenin geçtiği, bu haliyle mağdurenin TCK.nın 73. maddesinde düzenlenen altı aylık şikâyet süresinden sonra 01.01.2010 tarihinde sanık hakkında şikâyetçi olduğu anlaşıldığından, oluşa uygun şekilde sanığın işlediği kabul edilen reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan dolayı hakkında düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle mahkûmiyet hükmü kurulması,

Sonuç: Kanuna aykırı, katılan mağdure vekili ile sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31.10.2014 tarihinde oybirliğiyle, karar verildi.

Y.14.C.D. E. 2013/7341 K. 2015/6190 K.T. 07.05.2015

REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ SUÇU

YARGILAMA SIRASINDA EVLENMEK SURETİYLE ERGİN OLAN MAĞDURENİN REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ SUÇUNDA ŞİKAYET HAKKINA SAHİP OLDUĞU

ÖZETİ: Her ne kadar mağdurenin babası H.Y’nın 18.10.2011 tarihli duruşmada sanıktan şikayetçi olmadığını belirttiğinden bahisle sanık hakkında düşme kararı verilmiş ise de; olay tarihinde onyedi yaşı içerisinde olup kolluk beyanında sanıktan şikayetçi olduğunu belirten ve yargılama sırasında 30.06.2011 tarihinde de evlenmek suretiyle ergin olan mağdurenin, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda şikayet hakkına sahip olduğu gözetilmeden ve kovuşturma sırasında yeniden beyanı alınarak şikayetçi olup olmadığı hususu sorulmadan, babasının şikayetçi olmadığından bahisle düşme kararı verilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün BOZULMASI gerekmektedir.

İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Her ne kadar mağdurenin babası H.Y’nın 18.10.2011 tarihli duruşmada sanıktan şikayetçi olmadığını belirttiğinden bahisle sanık hakkında düşme kararı verilmiş ise de; olay tarihinde onyedi yaşı içerisinde olup kolluk beyanında sanıktan şikayetçi olduğunu belirten ve yargılama sırasında 30.06.2011 tarihinde de evlenmek suretiyle ergin olan mağdurenin, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda şikayet hakkına sahip olduğu gözetilmeden ve kovuşturma sırasında yeniden beyanı alınarak şikayetçi olup olmadığı hususu sorulmadan, babasının şikayetçi olmadığından bahisle düşme kararı verilmesi,

Sonuç: Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.05.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

Y.14.C.D. E. 2012/2132 K. 2012/3078 K.T. 15.03.2012

REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ

ÖZETİ: mağdurenin anlatımında ilk eylemin zora dayalı olduğunu ifade ettiğinin belirtildiği, ayrıca mağdurun Sulh Ceza Mahkemesindeki anlatımlarında ise her iki eylemin zora dayalı olduğunu beyan ettiği anlaşılmakla, 27.03.1993 doğumlu olup, suç tarihi itibarıyla 15 yaşını tamamlamış olan mağdura yönelik sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK.nın 103/2 nci maddesi kapsamında kalması ihtimali bulunduğundan, bu değerlendirmenin üst dereceli mahkeme olan ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilmelidir.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan sanık D. B. hakkında yapılan yargılama sonunda; eylemin 5237 sayılı TCK.nın 103/2 nci maddesi kapsamında kaldığından bahisle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Elmalı Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine dair Kaş Sulh Ceza Mahkemesinin 25.01.2011 gün ve 2011/58 Esas, 2011/10 Karar sayılı hükmüne yönelik itirazın kabulüyle görevsizlik kararının kaldırılmasına ilişkin Kaş Asliye Ceza Mahkemesinin 07.02.2011 gün ve 2011/33 D.İş sayılı kararından sonra, Kaş sulh Ceza Mahkemesince yürütülen yargılama sonunda; yeniden mahkemenin görevsizliğine, dosyanın yetkili ve görevli Elmalı Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine dair aynı Mahkemenin 11.05.2011 gün ve 20117178 Esas, 2011/215 Karar sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ilişkin Kaş Asliye Ceza Mahkemesinin 27.05.2011 gün ve 2011/149 D.İş sayılı kararının;

Kaş Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 19.01.2011 tarihli iddianamedeki olayın anlatılış biçimine ve dosya kapsamına göre, 27.03.1993 doğumlu olup, suç tarihi itibarıyla 15 yaşını tamamlamış olan mağdura yönelik sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK.nın 103/2 nci maddesi kapsamında kalması ihtimali bulunduğundan, bu değerlendirmenin üst dereceli mahkeme olan Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilmeden Kaş Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasında isabet bulunmadığından bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309 uncu maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 28.11.2011 gün ve 2011/15053/60405 s. Kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğnameyle Dairemize ihbar ve dava evrakıyla birlikte tevdi kılınmakla gereği düşünüldü:

Karar ve Sonuç: Kaş Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 19.01.2011 tarihli iddianamede mağdurenin anlatımına yer verilerek mağdurenin anlatımında ilk eylemin zora dayalı olduğunu ifade ettiğinin belirtildiği, ayrıca mağdurun Sulh Ceza Mahkemesindeki anlatımlarında ise her iki eylemin zora dayalı olduğunu beyan ettiği anlaşılmakla, 27.03.1993 doğumlu olup, suç tarihi itibarıyla 15 yaşını tamamlamış olan mağdura yönelik sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK.nın 103/2 nci maddesi kapsamında kalması ihtimali bulunduğundan, bu değerlendirmenin üst dereceli mahkeme olan ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilmeden, Kaş Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasında isabet bulunmadığı ve bu nedenle kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde olduğundan, Kaş Asliye Ceza Mahkemesinin 27.05.2011 gün ve 2011/149 D.İş sayılı kararının; CMK.nın 309 uncu maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Y.5.C.D. E. 2009/496 K. 2009/4536 K.T. 13.04.2009

REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNDA UZLAŞMA

MAHKEME TARAFINDAN UZLAŞTIRMA YAPILMASI

İSTİNAF YOLUNA SANIK LEHİNE BAŞVURMA HALİNDE VERİLECEK HÜKÜM

CEZA YARGILAMASINDA TEMYİZ VE KARAR DÜZELTME

5271 s. CMK/253, 254, 283, 302, 307

Fuhuş için başkasına kadın tedarik etme ve ırza geçme suçlarından sanık M.T.’ün yapılan yargılanması sonunda; atılı fuhuş için başkasına kadın tedarik etme suçundan ve ırza geçme eyleminin de reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğunun kabulüyle mahkümiyetine dair, Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 11.04.2008 gün ve 2006/149 Esas, 2008/145 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafıi tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Sanığın 11.07.2007 tarihli Sulh Ceza Mahkemesindeki savunmasında mağdureyi 18 yaşından büyük olarak bildiğini söyleyerek yaşa itirazda bulunması, müşteki Döne’nin de kızının doğum tarihinin aslında 1987 olduğunu söylemesi ve nufusa tescil tarihi de nazara alınarak, suçun niteliğini belirlemeye etkisi bakımından mağdureye ait doğum tutanağı getirtilip resmi bir sağlık kuruluşunda doğmadığnın anlaşılması halinde; yaş tesbitine esas kemik film ve grafilerinin çektirilmesi, sağlık kurulundan rapor alınması, gerektiğinde Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kurulundan da görüş alınarak gerçek yaşın bilimsel biçimde saptanmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik tahkikatla yazılı şekilde hükme varılması,

Kabule göre de;

Oluşumu kabul edilen reşit olmayanla cinsel ilişki suçu şikayete tabi olup zarar göreni gerçek kişi olduğundan aynı Yasanın 253. ve 254. maddelerine göre uzlaşma kapsamında kaldığı, uzlaşmanın da bir kovuşturma şartı olduğu nazara alınarak, 5560 sayılı Kanunun 24. maddesi ile değişik CMK.nun 253. maddesinde cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda uzlaşma yoluna gidilemeyeceği belirtilmiş ise de, lehe yasa ve müktesep hak hükümleri gözetilerek 5271 sayılı CMK.nun 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemi yapılması, sonuçsuz kalması halinde 765 sayılı TCK.nun 416/son maddesi ile karşılaştırılmak suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Fuhuş için başkasına kadın tedarik etme suçundan sanığa hapis cezasının teşdiden tayin edilmesine karşın adli para cezasının asgari hadden uygulanması,

SONUÇ : Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan kazanılmış hak saklı tutulmak suretiyle hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/l. maddesi gözetilerek CMUK.nun 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 13.04.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Y.14.C.D. E. 2012/280 K. 2012/5480 K.T. 15.05.2012

ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI VE REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ

ÖZETİ: Kayden … doğumlu olup suç tarihleri itibarıyla 15 yaşını doldurmasına az bir süre kalmış olan mağdurenin, soruşturma aşamasında sanıkla rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğini beyan etmesi ve yargılama aşamasında da şikayetçi olmadığını belirtmesi karşısında, suçun unsurlarına ve niteliğine etkisi bakımından mağdurenin, hastane doğumlu olup olmadığının araştırılması, hastanede doğmadığının anlaşılması durumunda yaş tespitine esas olacak kemik grafileri çektirilip içinde radyoloji uzmanında bulunduğu bir sağlık kurulundan rapor alınması ve gerektiğinde Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulundan görüş sorulmak suretiyle gerçek yaşının bilimsel biçimde saptanmasından sonra, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekir.

Dava: Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanık A. K.’ın ve bu suça iştirak etmekten sanık H. K.’un yapılan yargılamaları sonunda; atılı suçlardan mahkumiyetlerine dair Sivas 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 28.06.2011 gün ve 2011/39 Esas, 2011/179 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanıklar müdafileri tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğnameyle Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Kayden 04.02.1996 doğumlu olup suç tarihleri itibarıyla 15 yaşını doldurmasına az bir süre kalmış olan mağdurenin, soruşturma aşamasında sanık A.’la rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğini beyan etmesi ve yargılama aşamasında da şikayetçi olmadığını belirtmesi karşısında, suçun unsurlarına ve niteliğine etkisi bakımından mağdurenin, hastane doğumlu olup olmadığının araştırılması, hastanede doğmadığının anlaşılması durumunda yaş tespitine esas olacak kemik grafileri çektirilip içinde radyoloji uzmanında bulunduğu bir sağlık kurulundan rapor alınması ve gerektiğinde Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulundan görüş sorulmak suretiyle gerçek yaşının bilimsel biçimde saptanmasından sonra, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması,

Sonuç: Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gözetilerek CMUK.nın 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Eskişehir Avukat Mahmut Rasul UYANIK saygıyla sunar.

Avukat Mahmut Rasul UYANIK ile İletişime Geçin!