Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu TCK m. 134’te düzenlenmiştir. Suçun temel halinin cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek cezaya bir kat artırılarak hükmolunacaktır.
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun soruşturması ve kovuşturması şikayete bağlıdır. Resen soruşturma ve kovuşturma başlatılıp, devam ettirilmez.
8 yıllık dava zaman aşımı ve 10 yıllık ceza zaman aşımı sürelerine tabidir.
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yargılaması Asliye Ceza Mahkemelerinde yapılacaktır.
- Özel Hayata ve hayatın gizli alanına karşı diğer suçlar şunlardır:
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu (TCK m. 132)
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu (TCK m. 133)
Özel yaşamın gizliliğini ihlal suçu (TCK m. 134)
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu (TCK m. 135)
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu (TCK m. 136)
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunun İfşa Suretiyle Gerçekleşmesi
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun, kişilerin özel hayatına ilişkin ses ve görüntülerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi suretiyle gerçekleşmesi halinde, ifşa eden kimse 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile yargılanacaktır.
İfşa edilen verilerin basın ve yayın yoluyla yayılması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Madde Düzenlemesi
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu TCK m. 134’te şu şekilde düzenlenmiştir: “Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır. Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Yargıtay Kararları
12. Ceza Dairesi Kararı
Y.12.C.D. E. 2014/11530 K. 2015/584 K.T. 19.01.2015
Özeti: Mağdurun, cinsel ve fiziksel mahremiyetine ilişkin çıplak görüntüleri kişisel veri kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, eylemin, kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu değil, özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını oluşturacağı, bu suçların, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olup, mağdurun, soruşturma ve kovuşturma aşamalarındaki ifadelerinde, sanıklardan şikayetçi olmadığı anlaşıldığından, sanıklar hakkında açılan davanın düşmesi yerine sanıkların mahkumiyetine hükmedilmesi kanuna aykırıdır.
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Sanıkların, mağdurla arkadaşlık kurdukları ve mağdurun, internet ortamından rızası ile gönderdiği çıplak fotoğraflarını flash diske kaydedip, babası M. ‘ye vermek suretiyle ifşa ettiklerinin iddia edildiği olayda; mağdurun, cinsel ve fiziksel mahremiyetine ilişkin çıplak görüntüleri kişisel veri kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, eylemin, kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu değil, TCK’nın 134/1. maddesinin 2. cümlesi ve 134/2. maddesine uyan özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını oluşturacağı, bu suçların, aynı Kanunun 139/1. maddesi uyarınca soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olup, mağdurun, soruşturma ve kovuşturma aşamalarındaki ifadelerinde, sanıklardan şikayetçi olmadığı anlaşıldığından, sanıklar hakkında açılan davanın düşmesi yerine sanıkların mahkumiyetine hükmedilmesi,
SONUÇ : Kanuna aykırı olup; hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanıklar hakkındaki davaların şikayet yokluğu nedeniyle TCK’nın 73, 139 ve CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
12. Ceza Dairesi Kararı
Y.12.C.D. E. 2015/15933 K. 2016/277 K.T. 13.01.2016
Özeti: Sanığın, katılan ile internette tanıştığı ve bir süre telefonda ve msn üzerinden görüntülü görüşerek arkadaşlık yürüttüğü, sanığın teklifi üzerine katılanın, kendisi, kızı ve sanık ile birlikte bir otelde yaklaşık 1 hafta süreyle tatil yaptıkları, arkadaşlıklarının bitmesi üzerine bilahare sanığın, katılanın kullandığı elektronik posta adresine rızası dışında birçok kez girdiği olayda, sanığın, bu şekildeki eyleminin bilişim sistemine girme suçunu oluşturduğu ve mahkemenin hükmün gerekçesinde de eylem bu şekilde kabul edildiği halde, sanık hakkında bilişim sistemine girme suçu yerine, sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçundan hüküm kurulmak suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini hatalıdır.
Özel hayatın gizliliğini ihlal, hakaret ve Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçlarından sanığın mahkumiyetine dair hükümler, sanık müdafi ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : I-) Katılan M. A. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık hakkında, katılan M.A.’ya karşı eylemleri sebebiyle açılan dava bulunmadığından ve sanığın, katılan Dilek’e karşı davaya konu yapılan eylemleri sebebiyle suçtan doğrudan zarar görmeyen katılanın, davaya katılmasına karar verilmesi hükmü temyize hak vermeyeceğinden, müşteki vekilinin temyiz isteminin 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince isteme uygun olarak REDDİNE,
II-)Sanık A. K.’nın hakaret ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından mahkumiyetine dair hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına dair 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilerek yapılan incelemede:
Sanığın, katılan ile internette tanıştığı ve bir süre telefonda ve msn üzerinden görüntülü görüşerek arkadaşlık yürüttüğü, sanığın teklifi üzerine katılanın, kendisi, kızı ve sanık ile birlikte bir otelde yaklaşık 1 hafta süreyle tatil yaptıkları, bilahare arkadaşlıklarının bitmesi üzerine, sanığın, katılanın arkadaşlarına, değişik zamanlarda başka elektronik posta adresleri üzerinden, katılanın tatilde deniz kenarında bikini ile güneşlenirken çekilen fotoğrafları, otelde bar ortamında çekilen fotoğrafları, eski erkek arkadaşları ile olan fotoğrafları ve msn üzerinden görüntülü görüşme sırasında çekilen çıplak ve yarı çıplak görüntüleri ile web kamera karşısında soyunurken çekilen video görüntüleri gibi özel yaşam alanına dair fotoğraf ve video görüntülerini rızası dışında göndermek suretiyle ifşa ettiği, ayrıca yine katılana yönelik hakaret içeren o…, namussuzluğu ve şerefsizliği sende gördüm, herkesle birlikte oluyorsun ve benzeri ifadeleri fotomontajlı çıplak fotoğraflarla birlikte katılanın arkadaşlarına gönderdiği olayda; tüm dosya kapsamı ile katılan ve tanık beyanları ile sanığın eylemleri sabit olduğundan mahkemece sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal ve hakaret suçlarından mahkumiyet kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup,
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, sanığın atılı suçu işlemediğine, mahkumiyete yeter delil bulunmadığına, eksik incelemeye, takdiri indirim nedeninin uygulanmadığına, alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verildiğine ilişkin, katılan vekilinin ise bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA,
III-) Sanık hakkında sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince,
Sanığın, katılan ile internette tanıştığı ve bir süre telefonda ve msn üzerinden görüntülü görüşerek arkadaşlık yürüttüğü, sanığın teklifi üzerine katılanın, kendisi, kızı ve sanık ile birlikte bir otelde yaklaşık 1 hafta süreyle tatil yaptıkları, arkadaşlıklarının bitmesi üzerine bilahare sanığın, katılanın kullandığı elektronik posta adresine rızası dışında birçok kez girdiği olayda, sanığın, bu şekildeki eyleminin TCK’nın 243/1. maddesine uyan bilişim sistemine girme suçunu oluşturduğu ve mahkemenin hükmün gerekçesinde de eylem bu şekilde kabul edildiği halde, sanık hakkında bilişim sistemine girme suçu yerine, TCK’nın 244. maddesinde düzenlenen sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçundan hüküm kurulmak suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
SONUÇ : Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
14. Ceza Dairesi Kararı
Y.14.C.D. E. 2012/7618 K. 2013/8902 K.T. 10.09.2013
ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİN İHLALİ
ÖZETİ: Sanığın, bir alışveriş merkezindeki dükkanın vitrininde bulunan hayvanları izleyen mağdurun arkasından yaklaşarak elinde bulunan cep telefonunun kamerası ile mağdurun bacaklarını kaydetmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK’nın 134/1. maddesinde düzenlenmiş özel hayatın gizliliğinin ihlali suçunu oluşturduğu hakkında
Cinsel taciz suçundan sanık Y.’nin yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkumiyetine dair Erzurum 2. Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 23.11.2010 gün ve 2010/961 Esas, 2010/1014 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafi tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Karar: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Olay günü sanığın, bir alışveriş merkezindeki dükkanın vitrininde bulunan hayvanları izleyen mağdurun arkasından yaklaşarak elinde bulunan cep telefonunun kamerası ile mağdurun bacaklarını kaydetmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK’nın 134/1. maddesinde düzenlenmiş özel hayatın gizliliğinin ihlali suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde cinsel taciz suçundan hüküm kurulması,
Sonuç: Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün ceza miktarı yönünden kazanılmış hak saklı kalmak üzere 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’un 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 10.09.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Eskişehir avukat Mahmut UYANIK saygıyla sunar.