Nişanlılık ve Hukuki Niteliği Nedir?

Nişanlılık 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu madde 118’de düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu madde 118’de geçen düzenlemeye göre nişanlılık evlenme vaadiyle olur. Buna göre evlenme vaadinin açık veya zımni irade beyanıyla olması arasında herhangi bir fark olmayacaktır. Aynı zamanda bu evlenme vaadinin yazılı veya sözlü beyanla olması da mümkündür.

Küçük ve kısıtlının ancak yasal temsilcilerinin rızası ile nişanlanmaları mümkündür.

Evlenme ve nişanlanma hakları kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Türk Medeni Kanunu madde 14 “Ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti yoktur.” ibaresini taşımaktadır. Fiil ehliyeti hukuki işlem ehliyetidir. TMK m.9 “Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir.” düzenlemesini içermektedir. Buna göre fiil ehliyeti olmayan kimseler hak edinemez ve borç altına giremez.

Türk Medeni Kanunu madde 16 “Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası
olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar haksız fiillerinden sorumludurlar.” ibaresiniiçermektedir.

Tüm bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere küçük ve kısıtlının nişanlanmanın hukuki sonuçlarından sorumlu olabilmeleri için yasal temsilcilerinin izni veya muvafakatinin olması gerekir.

Nişanlılık Hükümleri

Nişanlılık evlenmeye zorlamak için dava hakkı vermez (TMK 199/1). Ancak nişanın bozulması nedeniyle tazminata ilişkin hükümler saklıdır.

Evlenmeden kaçınma hali için, taraflar arasında cayma tazminatı veya cezai şart öngörülmüş olsa dahi bu cayma tazminatı veya cezai şart nişanın bozulması sebebiyle dava edilemez. Her halükarda nişanın bozulmasında kusuru az veya hiç olmayan taraf kusuru fazla olan taraftan tazminat talep edebilir.

Eskişehir boşanma avukatı - Nişanlılık ve hukuki niteliği
Eskişehir boşanma avukatı – Nişanın hukuki niteliği

Yüksek Mahkeme Kararları

Y.6.H.D. E. 1980/4840 K. 1980/9264 K.T. 31.10.1980

ÖZETİ: Dava, neticeten nişanın bozulması nedeniyle nişan hediyelerinin aynen ve olmadığı takdirde bedeli liranın tahsili isteminden ibarettir. Nişan hediyeleri mevcutsa aynen, değilse bigayri hakkın mal edinmeye dair olan hükümlere tevfikan tanzim olunur. Hediyelerin aynen iade edilmemesi halinde sebepsiz iktisaba ilişkin hükümler uygulanır. Sebepsiz iktisap davalarında ise yetkili mahkeme , davalının ikametgahı mahkemesidir.

Bu husus mahkemece gereği gibi incelenmemiş ve davalının ikametgahının neresi bulunduğu hakkında herhangi bir delil toplanmamıştır. Bu durumda nişan hediyelerinin verilmemesi sebebiyle açılacak davalarda yetkili mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesi olduğu görüşü yerinde ise de, davalının ikametgahının neresi bulunduğu gereği gibi incelenmeden yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan nişan davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, neticeten nişanın bozulması nedeniyle nişan hediyelerinin aynen ve olmadığı takdirde bedeli 27.115. liranın tahsili isteminden ibarettir. Mahkemece, davanın yetkisizlik neden ile reddine ve istek halinde dosyanın yetkili (Kırıkkale Asliye Hukuk Mahkemesi) ne gönderilmesine karar verilmiş ve hüküm davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur.

Davalı Mehmet vekili, müvekkilinin, Kırıkkale Maden Ocağında dozerci ve işçi olup bir şantiyede çalıştığını ve ikametgahının Kırıkkale’de bulunduğunu ileri sürerek süresinde yetkisizlik itirazından bulunmuştur.

MK. nun 86. maddesinin 2. fıkrası gereğince, nişan hediyeleri mevcutsa aynen, değilse bigayri hakkın mal edinmeye dair olan hükümlere tevfikan tanzim olunur. Hediyelerin aynen iade edilmemesi halinde BK. nun 61 ve ardından gelen sebepsiz iktisaba ilişkin hükümler uygulanır. Sebepsiz iktisap davalarında ise yetkili mahkeme, HUMK. nun 9. maddesi gereğince davalının ikametgahı mahkemesidir.

BK. nun 73/1 maddesi delaletiyle HUMK. nun 10. maddesi ile HUMK. nun 21. maddesinin olayda uygulama yeri yoktur.

Ancak davalı vekili müvekkilinin Kırıkkale’de işçi olduğunu HUMK. nun 20. maddesi gereğince davanın Kırıkkale Asliye Mahkemesi’nde görüleceğini savunmuştur. Bu husus mahkemece gereği gibi incelenmemiş ve davalının ikametgahının neresi bulunduğu hakkında herhangi bir delil toplanmamıştır. Aksine Mehmet’in tebligata sarih adresinin bildirilmesi için yazılan müzekkereye verilen cevaba eklenen Osmanbeyli Köy Muhtarlığı’nın ilmuhaberinde Denizli’de amele olarak çalıştığı bildirilmiştir. Davalı vekili temyiz dilekçesine verdiği cevap dilekçesinde, müvekkilinin itirazı olmadığını ileri sürmüştür.

SONUÇ: Bu durumda nişan hediyelerinin verilmemesi sebebiyle açılacak davalarda yetkili mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesi olduğu görüşü yerinde ise de, davalının ikametgahının neresi bulunduğu gereği gibi incelenmeden yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

Y.3.H.D. E. 2014/14502 K. 2014/13573 K.T. 20.10.2014

DAVALININ NİŞANI HAKSIZ OLARAK BOZDUĞU

NİŞAN SEBEBİYLE TAKILAN TAKILARI ALINAN HEDİYELERİ VE EVLİLİK HAZIRLIKLARI İÇİN BANKA HESABINA YATIRILAN PARAYI İADE ETMEDİĞİ

ZİYNET EŞYALARI İLE DİĞER NİŞAN HEDİYELERİNİN AYNEN İADESİ İSTEMİ

HEDİYELERİN BEDELİNİN BANKA HESABINA YATIRILAN PARANIN VE MANEVİ TAZMİNATIN TAHSİLİ İSTEMİ

ÖZETİ: Somut olayda; nişanın bozulmasında davacı S.’nin kusursuz olup çektiği üzüntü, sıkıntı göz önüne alınarak davacının manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş ise de, anılan yasal düzenlemeler, olayın özellikleri ve davacı S.’nin kişilik haklarının saldırıya uğrama durumunun kabule elverişli olmaması karşısında, davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

Davacı-birleşen dosyada davalı A. A. ile davalı-birleşen dosyada davacıları S. G. O. vd. Aralarındaki nişan hediyelerinin iadesi ve tazminat davasına dair İstanbul Anadolu 1.Aile Mahkemesinden verilen 27.06.2013 günlü ve 2011/1822 E.- 2013/570 K. sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 26.02.2014 günlü ve 2013/17758 E.- 2014/2921 K. sayılı ilama karşı davalı-birleşen dosyada davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.

Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Yargıtay Kararı: Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili A. ile davalı S. G.’ın 2010 yılı Haziran ayında nişanlandıklarını, ancak nişanı haksız olarak bozan davalının nişan sebebiyle takılan takıları, alınan hediyeleri ve evlilik hazırlıkları için banka hesabına yatırılan 13.758 USD yi iade etmediğini ileri sürerek; ziynet eşyaları ile diğer nişan hediyelerinin aynen iadesini, olmadığı takdirde hediyelerin bedeli olan 12.800 TL, banka hesabına yatırılan 13.758 USD ve 30.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının Hepatit B hastası olduğunu müvekkilinden gizlemesi nedeniyle nişanın bozulduğunu, davacı tarafından alınan hediyelerin mutad hediye kapsamında olduğunu, yine davacı tarafından müvekkilinin banka hesabına 6.664 USD gönderildiğini ve bu paranın 2.000 USD lik kısmının davacı tarafından geri alındığını, ayrıca müvekkilinin hesabına yatırılan 5.000 USD nin ise 3. kişi tarafından düğün hediyesi olarak gönderildiğini, bu nedenle davacının 5.000 USD yi talep etme hakkının bulunmadığını savunarak; davanın reddini dilemiştir.

Birleştirilen 2012/50 E. sayılı davada, davacı S. G., nişanın davalı A. tarafından haksız olarak bozulduğunu ileri sürerek; 10.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Birleştirilen 2012/181 E. sayılı davada, davacılar S. G. ve babası H., nişan nedeniyle alının hediyelerin davalı A. tarafından iade edilmediğini ileri sürerek; hediyelerin bedeli olan 5.000 TL nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Mahkemece; asıl ve birleşen 2012/181 E. sayılı davaların kısmen kabulüne, birleşen 2012/50 E. sayılı davanın ise kabulüne dair verilen kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 26.02.2014 günlü ve 2013/17758 E. 201492921 K. sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, davalı – birleşen dosyalarda davacı tarafça kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Nişanlılık

Karar düzeltme istemi üzerine yapılan incelemede;

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair karar düzeltme nedenleri yerinde değildir.

Ancak, asıl davada; davalı, hesabına gönderilen 5.000 USD nin 3. bir kişi tarafından gönderildiğini, bu nedenle davacı tarafından bu paranın iadesinin istenemeyeceğini savunmuştur.

Yargılama sırasında toplanan deliller ile 5.000 USD nin dava dışı S. D. tarafından davalının hesabına gönderildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, mahkemece; 5.000 USD nin ancak gönderen kişi tarafından davalıdan talep edilebileceği gözetilerek, davacı tarafın 5.000 USD. ye yönelik istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bu istemin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Bu itibarla, mahkeme kararının Dairemiz bozma ilamında belirtilen gerekçeler yanında açıklanan bu gerekçe ile de bozulması gerekirken, zuhulen diğer gerekçelerle bozulduğu anlaşıldığından, davalı – birleşen dosyalarda davacı tarafın bu yöne ilişen karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 26.02.2014 günlü ve 2013/17758 E. 2014/92921 K. sayılı ilamının aşağıdaki yukarıda açıklanan gerekçenin ilave edilmesi suretiyle aşağıdaki şekilde değiştirilmesine;

“1- Asıl Dava Yönünden;

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.

A) TMK.nun 122. maddesine göre, nişanlılık evlenme dışında bir nedenden sona ererse, nişanlıların birbirlerine vermiş oldukları, alışılmışın dışındaki hediyeler geri istenebilir. Bu maddeye göre, nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Nişanın bozulması halinde alışılmışın dışındaki hediyeler aynen, mevcut değilse mislen geri verilir veya karşılığı sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenir.

Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Nişanlılık

O halde mahkemece; açıklanan ilkeler gereğince inceleme yapılarak mutad hediyeler (nişan yüzüğü ve kullanılmakla eskiyen tüketilen eşyalar) yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu kalem giderler yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

B) Mahkemece, davacı tarafından davalıya nişan hediyesi olarak verildiği ancak iade edilmediği kabul edilerek hüküm altına alınan ve hüküm kısmında tek tek değerleri belirtilen takılar ile eşyaların toplam değeri 11.532,00 TL olmasına rağmen, aynen iadesine karar verilen eşyaların toplam değerinin 12.800,00 TL olarak belirtilip iade edilmediği takdirde bu bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Nişanlılık

C) Dava dilekçesi ile talep edilen 13.758 USD alacak içerisinde yer alan 5.000 USD nin, dava dışı Sevgi Dal tarafından davalının hesabına gönderildiği, bu nedenle bu paranın ancak gönderen kişi tarafından davalıdan talep edilebileceği gözetilerek, 5.000 USD ye yönelik istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile 5.000 USD yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.

2- Birleşen Dava Yönünden;

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.

A) TMK’nın 122.maddesince, yukarıda yapılan açıklamalara göre, nişanlılık evlenme dışında bir nedenden sona ererse, nişanlıların birbirlerine vermiş oldukları, alışılmışın dışındaki hediyeler geri istenebilir. Alışılmış mutad hediyelerden kasıt; giyilmekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delil ile ispat edilebilir. Nişanlılık

Nişan hediyelerinin mutad sayılabilmesi, yöresel örf ve adete göre verilen hediyelerden olması yanında maddi değerinin de günün koşullarına göre fazla olmayan hediyelerden olmasına bağlıdır ve bu da daha çok tarafların mali ve sosyal durumları ile ölçülmelidir.

Alışılmış (mutad) hediyelerden kasıt giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Kural olarak giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen (elbise, ayakkabı vs. gibi) eşyaların iadesine karar verilemez.

O halde mahkemece; açıklanan ilkeler gereğince inceleme yapılarak mutad hediyeler (nişan yüzüğü ve kullanılmakla eskiyen tüketilen eşyalar) yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu kalem giderler yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

b) 4721 sayılı TMK. nun 121.maddesine göre, nişanın bozulması yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Bilindiği üzere; manevi tazminat, haksız bir eylemin yarattığı üzüntünün, duyulan elem ve acıların giderilmesini amaçlayan bir ödencedir. Manevi zarar, mal varlığına dokunmayan, yaşam, sağlık, namus, sır, aile mahremiyeti gibi mal varlığı harici varlıklarda meydana gelen azalma olup, bu zarar manevi tazminatla giderilmeye, azaltılmaya çalışılmıştır.

Nişanın bozulmasının, taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Bir kere nişanlandıktan sonra tazminat ödeme tehdidi altında bulunmak suretiyle evlenmeyi taraflar için zorunlu hale getirebilecek şekilde manevi tazminata hükmedilemez. Ancak nişanın bozulması nedeni ile fahiş bir zarar doğmuş ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir.

Yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; nişanın bozulmasında davacı S.’nin kusursuz olup çektiği üzüntü, sıkıntı göz önüne alınarak davacının manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş ise de, yukarıda anılan yasal düzenlemeler, olayın özellikleri ve davacı S.’nin kişilik haklarının saldırıya uğrama durumunun kabule elverişli olmaması karşısında, davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”

Sonuç: Bu itibarla; Dairemiz ilamının HUMK’nun 440 ve 438/9.maddeleri uyarınca düzeltilmesine ve peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 20.10.2014 gününde oy birliği ile, karar verildi.

Eskişehir Avukat Mahmut UYANIK saygıyla sunar.

Avukat Mahmut Rasul UYANIK ile İletişime Geçin!