Kötü muamele suçu Türk Ceza Kanunu madde 232’de düzenlenmiştir. Cezası 2 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır. Bu suç şikayete tabi olmayıp re’sen soruşturulup kovuşturulur.
Kötü muamele suçu uzlaştırma hükümleri kapsamında değildir. Uzlaştırma bu suç için uygulama alanı bulmaz.
Dava zaman aşımı 8 yıl, ceza zaman aşımı 10 yıldır.
Kötü muamele suçu madde düzenlemesi
- Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine karşı kötü muamelede bulunan kimse, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- İdaresi altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanan kişiye, bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Kötü muamele suçu madde gerekçesi
Madde, aynı konutta birlikte yaşayan kişilerden birine kötü muamelede bulunulmasını cezalandırmaktadır.
Ancak, her türlü kötü muamele, suçun oluşmasını olanaklı kılmaz. Kötü muamelenin merhamet, acıma ve şefkatle bağdaşmayacak nitelikte bulunması gereklidir. Ancak, bu muamele biçimi kişide basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçünün ötesinde bir etki meydana getirmiş ise, artık kasten yaralama suçundan dolayı cezaya hükmedilmelidir.
Yarı aç veya susuz bırakma, uyku uyutmamak, zor koşullarda çalışmaya mecbur etmek gibi hareketleri kötü muameleye örnek olarak vermek olanaklıdır.
Maddenin ikinci fıkrasında faille mağdur arasında belirli ilişkiden kaynaklanan disiplin yetkisinin kötüye kullanılması ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.
Dikkat edilmelidir ki, söz konusu disiplin yetkisinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirilen davranışın kişide basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçünün ötesinde bir etki meydana getirmemiş olması gerekir. Aksi takdirde, kasten yaralama suçundan dolayı cezaya hükmedilmelidir. Keza, hakaret oluşturan fiiller, bu disiplin yetkisi kapsamına girmedikleri gibi, kötü muamele suçu olarak değil, hakaret suçundan dolayı cezalandırılmayı gerektirir.
Kişilerin idareleri altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya san’atı öğretmekle yükümlü olduğu kimseler üzerinde terbiye etmek, eğitmek görevi dolayısıyla belirli disiplin yetkilerine sahip bulunmaları gerekir; aksi takdirde görev yerine getirilmez.
Disiplin yetkisi eğitim hakkının doğal bir sonucudur ve bu yetki olmadan söz konusu hak kullanılamaz. Disiplin yetkisinin sınırı ise maddede gösterilmiştir. Disiplin yetkisi kişinin bedensel ve ruhsal sağlığının bozulmasına neden olmayacak veya bir tehlikeye maruz kalmasını sonuçlamayacak derecede kullanılabilecektir.
Yüksek Mahkeme Kararları
Y.18.C.D. E. 2015/23641 K. 2017/1535 K.T. 13.02.2017
KÖTÜ MUAMELE SUÇU Kötü Muamele Suçun Oluşması İçin Merhamet, Acıma ve Şefkatle Bağdaşmayacak Nitelikte Bulunması Gereklidir – Eşi İle Birlikte Yaşadığı Eve Kuma Getirmesi ve Kötü Davranması, Kötü Muamele Niteliğindedir
Özeti: Sanığın eşi olan müşteki ile birlikte yaşadığı eve kuma getirmesinden sonra müştekiye kötü davrandığı, bu nedenle, müştekinin psikolojisinin bozulduğu, intihara teşebbüs ettiği, sanığın eve kuma getirmesi, kötü davranış ve tutum sergilemesi eyleminin bir bütün halinde sevgi ve merhamet duyguları ile bağdaşmayan, müştekiye ruhen zarar veren, mağdurda duygusal bozukluğa yol açacak boyuta ulaşan kötü muamele niteliğinde olduğu ve dolayısıyla sanığın üzerine atılı kötü muamele suçunun oluştuğu gözetilmelidir.
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir,
Ancak;
TCK’nın 232. maddesi yaralama, tehdit, sövme gibi Yasa’nın başka maddelerinde açıkça suç olarak düzenlenmiş eylemler dışında kalan ve failin aynı konutta birlikte yaşadığı kişilere karşı gerçekleştirdiği mağdura bedenen veya ruhen zarar veren eylemleri kötü muamele suçu olarak düzenleyip yaptırıma bağlamaktadır.
Hangi eylemlerin “kötü muamele” niteliğinde sayılacağı maddede açıklanmamış, yasa koyucu bu kavramı madde gerekçesinde “her türlü kötü muamele suçun oluşmasını olanaklı kılmaz kötü muamelenin merhamet, acıma ve şefkatle bağdaşmayacak nitelikte bulunması gereklidir.” şeklinde tanımlamıştır….. ve …. duyguları ile bağdaşmayan, mağdura bedenen veya ruhen zarar veren eylemlerin kötü muamele olarak kabulü gerekir.
Somut olayda; sanığın eşi olan müşteki ile birlikte yaşadığı eve kuma getirmesinden sonra müştekiye kötü davrandığı, bu nedenle, müştekinin psikolojisinin bozulduğu, intihara teşebbüs ettiği, sanığın eve kuma getirmesi, kötü davranış ve tutum sergilemesi eyleminin bir bütün halinde sevgi ve merhamet duyguları ile bağdaşmayan, müştekiye ruhen zarar veren, mağdurda duygusal bozukluğa yol açacak boyuta ulaşan kötü muamele niteliğinde olduğu ve dolayısıyla sanığın üzerine atılı kötü muamele suçunun oluştuğu gözetilmeksizin, kanuni ve yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas mahkemesine gönderilmesine, 13/02/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Y.14.C.D. E. 2013/752 K. 2014/6927 K.T. 26.05.2014
KÖTÜ MUAMELE SUÇU
ÖZETİ: Öz oğlu olup, kendisi ile birlikte yaşayan mağdura sokakta mendil sattıran sanığın eyleminin TCK. kapsamında kötü muamele suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Dava: Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Karar: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Öz oğlu olup, kendisi ile birlikte yaşayan mağdura sokakta mendil sattıran sanığın eyleminin TCK.nın 232/1. maddesi kapsamında kötü muamele suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sonuç: Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla CMUK.nm 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 26.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Y.4.C.D. E. 2013/11421 K. 2015/24253 K.T. 11.03.2015
KÖTÜ MUAMELE SUÇU
YARALAMA SUÇU
ÖZETİ: Somut olayda, sanığın, eşi olan mağdur T. Ş.’yi ilk çocuğuna 6 aylık hamile iken ve çocuklarının doğumundan bir hafta sonra dövmesi, biçimindeki eylemlerinin, TCK’nın 86. maddesinde düzenlenen yaralama suçunu oluşturması karşısında, bu eylemler nedeniyle ayrıca kötü muamele suçundan mahkumiyet hükmü kurulmasının mümkün bulunmadığı gözetilmeden, ayrıca bu eylemlerden sonra 23.05.2010 tarihine kadar mağdura karşı gerçekleştirdiği ve kötü muamele olarak kabul edilen diğer eylemlerin neler olduğu da denetime olanak verecek biçimde açıklanıp tartışılmadan, yetersiz gerekçeyle kötü muamele suçundan mahkumiyet hükmü kurulması kanuna aykırıdır.
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, kötü muamele suçundan verilen cezanın karar tarihi itibariyle kesin olmadığı anlaşılarak dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanık A. Ş.’nin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
2-Kötü muamele suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
TCK’nın 232. maddesi, yaralama, tehdit ve sövme gibi Kanunun başka maddelerinde açıkça suç olarak düzenlenmiş eylemler dışında kalan ve failin aynı konutta birlikte yaşadığı kişilere karşı gerçekleştirdiği, çıplak gezdirme, aç bırakma, sürekli alay etme, korkutma vb. eylemleri kötü muamele suçu olarak düzenleyip yaptırıma bağlamaktadır. Somut olayda, sanığın, eşi olan mağdur T. Ş.’yi ilk çocuğuna 6 aylık hamile iken ve çocuklarının doğumundan bir hafta sonra dövmesi, biçimindeki eylemlerinin, TCK’nın 86. maddesinde düzenlenen yaralama suçunu oluşturması karşısında, bu eylemler nedeniyle ayrıca kötü muamele suçundan mahkumiyet hükmü kurulmasının mümkün bulunmadığı gözetilmeden, ayrıca bu eylemlerden sonra 23.05.2010 tarihine kadar mağdura karşı gerçekleştirdiği ve kötü muamele olarak kabul edilen diğer eylemlerin neler olduğu da denetime olanak verecek biçimde açıklanıp tartışılmadan, yetersiz gerekçeyle kötü muamele suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
Sonuç: Kanuna aykırı ve sanık A. Ş.’nin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11.03.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.
Eskişehir avukat Mahmut UYANIK saygıyla sunar.