Koşullu salıverme hapis cezasını çekmekte olan mahkumun yasada öngörülen süreyi iyi halli olarak geçirmesi durumunda, cezasını tamamen çekmeden, ilgili makamca alınacak kararla serbest bırakılmasıdır.
Koşullu salıverme cezanın infazında hükümlünün iyi halli olmasına bağlanan bir ödüldür.
Koşullu Salıverme Koşulları
-İYİ HALLİ OLMAK
Koşullu salıvermeden yararlanabilmek için mahkumun kurumdaki infaz sürecini iyi halli olarak geçirmesi gerekir. (CGTİK m 107/1) Hükümlünün iyi halli olup olmadığının; yani, infaz süresini, ceza ve infaz kurumlarının düzen ve güvenliği amacıyla konulmuş kurallar uyarak, haklarını iyi niyetle kullanarak, yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirerek geçirmiş ve uygulanan iyileştirme programlarına göre de toplumla bütünleşmeye hazır olduğunun, disiplin kurulunun görüşü alınarak idare kurulunca saptanmış bulunması gerekir. (CGTİK m 89/1)
-SÜRE
Koşullu salıvermeden yararlanabilmek için kural olarak “cezanın üçte ikisinin” infaz kurumunda çekilmesi gerekir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmiş olanlar 30 yılını, müebbet hapis cezasına mahkum edilmiş olanlar 24 yılını infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıvermeden yararlanabilirler (CGTİK m 107/2).
Koşullu salıverme süresinin hesaplanmasında, hükümlünün 15 yaşını dolduruncaya kadar infaz kurumunda geçirdiği bir gün, iki gün olarak dikkate alınır (CGTİK m 107/5). Böylece, bu kişilerin ceza infaz kurumlarında yattığı her bir gün, iki gün yatmış olarak kabul edilecektir.
Koşullu Salıverme Denetim Süresi
Koşullu salıverilen hükümlünün tabi tutulacağı denetim süresi, infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin yarısı kadardır. Ancak süreli hapislerde hak ederek tahliye tarihini geçemez (CGTİK m 107/6).
Hükümlü, denetim süresinde, infaz kurumunda öğrendiği meslek veya sanatı icra etmek üzere, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında, ücret karşılığında çalıştırılabilir (CGTİK m107/7). 18 yaşından küçük olan hükümlüler, denetim süresinde eğitimlerine, gerektiğinde barınma olanağı da bulunan bir kurumda devam ederler (CGTİK m 107/8).
Yargıç, denetim süresinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilir (CGTİK m 107/9).
Yargıç, koşullu salıverilen hükümlünün kişiliğini ve topluma uyumdaki başarısını göz önünde bulundurarak denetim süresinin, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmadan veya herhangi bir yükümlülük belirlenmeden geçirilmesine karar verebileceği gibi, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına da karar verebilir veya belirlenen yükümlülükleri denetim süresi içinde kaldırabilir (CGYİK m 107/10).
Koşullu Salıverme Kararı
Bir hükümlünün koşullu salıverilmesi hakkında ceza infaz kurumu idaresi tarafından hazırlanan gerekçeli rapor, hükmü veren mahkemeye; hükümlü başka bir yerde bulunuyorsa o yerde bulunan aynı derecedeki mahkemeye verilir. Mahkeme bu raporu uygun bulursa hükümlünün koşullu salıverilmesine dosya üzerinden karar verir. Mahkeme raporu uygun bulmadığı takdirde gerekçesini kararında gösterir. Bu karara karşı itiraz yoluna gidilebilir (CGTİK m 107/11).
Denetim süresi yükümlülüklere uygun ve iyi halli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır (CGTİK m 107/14).
Koşullu Salıverme Kararının Geri Alınması
Koşullu salıverilen hükümlünün, denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, yargıcın uyarısına rağmen, uymamakta direnmesi durumunda koşullu salıverme kararı geri alınır (CGTİK m 107/12).
Koşullu salıverilme kararının geri alınması durumunda hükümlünün; sonraki suçu işlediği tarihten itibaren kalan cezasının aynen, yükümlülüklere aykırı davranması durumunda, bu yükümlülüklere uymama tarihi ile hak ederek salıverilme tarihi arasındaki süreyi geçmemek koşuluyla takdir edilecek bir sürenin ceza infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.
Koşullu salıverilme kararının geri alınmasından sonra aynı hükmün infazı ile ilgili bir daha koşullu salıverilme kararı verilemez (CGTİK m 107/13).
Koşullu salıverme kararının geri alınmasına; hükümlü geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkum edilirse, hükmü veren ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi tarafından karar verilir.
Koşullu salıverme kararının geri alınmasına; hükümlünün bağlı tutulduğu yükümlülükleri yerine getirmemesi sebebiyle karar verileceği durumda, koşullu salıverme kararına esas teşkil eden hükmü veren ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi veya koşullu salıverme kararını vermiş olan mahkeme tarafından dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilir.
Koşullu Salıverme Hükümlerinin Uygulanmayacağı Suçlar
Türk Ceza Yasasının İkinci Kitap Dördüncü Kısmında yer alana,
- Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar
- Devletin Birliğini Ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak (m.302)
- Düşmanla İşbirliği Yapmak (m.303)
- Devlete Karşı Savaşa Tahrik (m.304)
- Temel Milli Yararlara Karşı Faaliyette Bulunmak İçin Yarar Sağlama (m.305)
- Yabancı Devlet Aleyhine Asker Toplama (m.306)
- Askeri Tesisleri Tahrip Ve Düşman Askeri Hareketleri Yararına Anlaşma (m.307)
- Düşman Devlete Maddi Ve Mali Yardım (m.308)
- -Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar
- Anayasayı İhlal (m.309)
- Cumhurbaşkanına Suikast Ve Fiili Saldırı (m.310)
- Yasama Organına Karşı Suç (m.311)
- Hükümete Karşı Suç (m.312)
- Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine Karşı Silahlı İsyan (m.313)
- Silahlı Örgüt (m.314)
- Silah Sağlama (m.315)
- Suç İçin Anlaşma (m.316)
- Ulusal (milli) savunmaya karşı suçlar
- Askeri Komutanlıkların Gasbı (m.317)
- Halkı Askerlikten Soğutma (m.318)
- Askerleri İtaatsizliğe Teşvik (m.319)
- Yabancı Hizmetine Asker Yazma, Yazılma (m.320)
- Savaş Zamanında Emirlere Uymama (m.321)
- Savaş Zamanında Yükümlülükler (m.322)
- Savaşta Yalan Haber Yayma (m.323)
- Seferberlikle İlgili Görevin İhmali (m.324)
- Düşmandan Unvan Veya Benzer Payeler Kabulü (m.325)
Bu suçların bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi dolayısıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkumiyet durumunda, koşullu salıverme hükümleri uygulanmaz (CGTİK m. 107/16).

Yüksek Mahkeme Kararları
Yargıtay 6. Ceza Dairesi Kararı
Y.6.C.D. E. 2007/6414 K. 2007/11404 KT. 05.11.2007
KOŞULLU SALIVERME
MALIN DEĞERİNİN AZLIĞI DURUMUNDA CEZA
NİTELİKLİ YAĞMA
Yağma ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan sanık ve tutuklu Kemal hakkında yapılan duruşma sonunda; mahkumiyetine ilişkin İSTANBUL 3. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 19/10/2006 tarihli hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanık savunmanı tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C.Başsavcılığından kısmen onama ve kısmen bozma isteyen 27/01/2007 tarihli tebliğname ile 19/02/2007 tarihinde Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Sanık hakkında nitelikli yağma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Adli Sicil Kaydı içeriğine göre İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 7.10.1999 gün ve 131-270 sayılı ilamıyla 16 yıl 8 ay, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.12.1999 gün ve 119-227 sayılı ilamıyla 16 yıl 4 ay ağır hapis cezalarıyla hükümlülükleri bulunan sanık hakkında, 5237 sayılı TCY.nın 58.maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının araştırılmaması, 5237 sayılı TCY’nın 150. maddesinin 2. fıkrasındaki “malın değerinin azlığı” kavramının, 765 sayılı TCY’nın 522. maddesindeki hafif ve pek hafif ölçütleriyle, her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlanmak dışında benzerliği bulunmadığı, “değerin azlığı” nın 5237 sayılı Yasaya özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, Yasakoyucunun amacı ile suçun işleniş biçimi, olayın özelliği ve sanığın özgülenen kastı da gözetilmek suretiyle, daha çoğunu alabilme olanağı varken, yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak da gerçekten az olan şeylerin alınması durumunda, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanarak uygulanabileceği gözetilmeden, somut olayda koşulları bulunmadığı halde 150. maddenin 2. fıkrasına sevk amacının dışında yorumlar getirilerek hükmolunan cezalardan ayrı ayrı indirim yapılması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Hapis cezasıyla hükümlülüklerinin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCY.nın 53/1-(c) maddesinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklardan anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezalarından koşullu salıverilmesine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş sanık Kemal savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle tebliğname gibi BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından; 5237 sayılı TCY.nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümler tümden çıkarılarak yerine ayrı ayrı “Özgürlüğü bağlayıcı ceza ile hükümlülüğünün yasal sonucu olarak sanığın; 5237 sayılı TCY.nın 53/1-(c) maddesinde yazılı haklardan anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri bakımından mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilmesine, diğer kişilere yönelik bu hakları ile 5237 sayılı TCY.nın 53/1-(a)-(b)-(d)-(e) bentlerinde sayılan haklardan ise aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” tümcesinin eklenmesi suretiyle eleştiriler dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-6136 sayılı Yasaya aykırı biçimde yasak bıçak taşımak suçundan kurulan hükmün incelenmesine gelince;
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-6136 sayılı Yasa aykırılık suçunun kendi içinde devamlık öğesini taşıdığı, iddianamenin düzenlenmesine kadar gerçekleştirilen tüm anılan Yasaya aykırılık eylemlerinin tek suç oluşturacağı ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden, ekspertiz raporu içeriğine göre 6136 sayılı Yasanın 4. maddesinde sayılan yasak bıçaklardan olduğu belirlenen kama ve sustalı çakı benzeri iki tane bıçağı taşıyan sanık hakkında 5237 sayılı TCY.nın 43/1. maddesiyle uygulama yapılması,
2- Hapis cezasıyla hükümlülüğünün yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCY.nın 53/1-(c) maddesinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklardan anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilmesine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Adli Sicil Kaydı içeriğine göre İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 7.10.1999 gün ve 131-270 sayılı ilamıyla 16 yıl 8 ay, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.12.1999 gün ve 119-227 sayılı ilamıyla 16 yıl 4 ay ağır hapis cezalarıyla hükümlülükleri bulunan sanık hakkında, 5237 sayılı TCY.nın 58.maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının araştırılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Kemal Celep savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına 05/11/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi Kararı
Y.1.C.D. E. 2014/826 K. 2014/2204 K.T. 07.04.2014
TEKERRÜR
ÖZETİ: Koşullu salıverme süresinin otuz altı yıl olduğu, ancak hükümlünün mükerrir olması nedeni ile mahkum olunan ağırlaştırılmış müebbet cezasının otuz dokuz yılını ceza infaz kurumunda iyi halli olarak çekmesi durumunda koşullu salıvermeden yararlanacağı tekerrür nedeni ile koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağı gözetilerek belirlenen otuz altı yıla tekerrüre esas alınan cezanın eklenmesi sonucunda belirlenecek sürenin azami otuz dokuz yıl olduğu, otuz dokuz yılı geçmemesi durumunda ise koşullu salıverme süresinin belirlenmesi ve buna göre otuz altı yıla eklenmesi gerektiği ve bu şekilde belirlenecek koşullu salıverme süresi üzerinden 107/6 maddesi uyarınca hak ederek tahliye tarihinin hesaplanması gerektiği gözetilmeksizin mükerrir hükümlü hakkında tekerrüre esas alınan cezalardan en ağır olanı ve 107/2. maddesi dikkate alınmaksızın 108/1-a maddesinin doğrudan uygulanması suretiyle koşullu salıverme süresinin otuz dokuz yıl olarak belirlenip hak ederek salıverme tarihinin de bu süre üzerinden hesap edilmesi nedeniyle Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesince hükümlünün koşullu ve hak ederek tahliyesi sürelerinin belirlenmesine ilişkin Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin kararına yönelik vaki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken yerinde ve yasal olmayan gerekçelerle itirazın reddine karar verilmesi yasaya aykırı görülmüştür.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 21.12.2012 gün ve 2009/1-4684 ilamat sayılı yazısı ile çeşitli suçlardan hürriyeti bağlayıcı cezalarına hükümlü bulunan Y. hakkında cezaların infazı sırasında, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.08.2012 gün ve 2012/840 Değişik iş sayılı kararı ile verilen içtima kararına konu TCK’nın 58. maddesi uyarınca mükerirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilen ilamların bulunduğu, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 108. maddesinde içtimalı cezalara ait tekerrür hükümleri düzenlenmeyip bu nedenle müddetnamenin tanziminde tereddüt hasıl olduğundan, 5275 sayılı Kanunun 98/1 ve 101/1 maddeleri uyarınca karar verilmesi için infaz dosyasının Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.12.2012 gün ve 2013/7 Değişik iş sayılı kararı ile aynı mahkemenin 15.08.2012 gün ve 2012/840 değişik iş sayılı içtima kararının çözülmesine ilişkin kararı sonucu 5 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis, 2 kez müebbet hapis ve 106 yıl 40 ay 54 gün hapis cezası verilen hükümlü hakkında 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107/6 ve 108/5. maddeleri gereğince hükümlünün şartla tahliyesinin 39 yıl olarak belirlenmesine, tekerrür nedeniyle 19 yıl 6 aylık sürenin şartla tahliye süresi olan 39 yıla eklenerek neticeten bulunacak 58 yıl 6 ay olarak belirlenmesine karar verildiği;
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 15.02.2013 günlü yazısıyla bu karara karşı itiraz edilip Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.01.2013 gün ve 2013/7 değişik iş sayılı kararı ile itiraza konu edilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından, CMK’nın 268/2. maddesi uyarınca dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere itiraz mercii olan Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, itirazı inceleyen Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.01.2013 gün ve 2013/121 değişik iş sayılı kararı ile de itiraza konu edilen kararın usul ve yasaya uygun bulunması nedeni ile itirazın reddine kesin olarak karar verildiği;
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 02.01.2014 gün ve 946660652-105-06-8701-2013/71/167 sayılı yazısıyla ise Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin itirazın reddine ilişkin kararında isabet bulunmadığından bahisle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından kanun yararına bozma talebinde bulunulup
Adalet Bakanlığının talebi doğrultusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.01.2014 gün ve 2014/11357 sayılı ve kanun yararına bozma konulu yazısıyla ekte gönderilen infaz dosyası incelenerek;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un “Koşullu Salıverme” hükümlerini düzenleyen 107. maddesinin (2.) fıkrasında “Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezasına mahkum edilenler otuz yılını, müebbet hapis cezasına mahkum edilenler yirmi dört yılını, diğer süreli hapis cezalarına mahkum edilmiş olanlar cezanın üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıvermeden yararlanabilirler” denilmekte olup,
107/(3.) fıkrasında koşullu salıverme için infaz kurumunda geçirilmesi gereken süre; birden fazla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına veya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile müebbet hapis cezasına mahkumiyet halinde otuz altı yıldır hükmü yer almaktadır. Kanunda koşullu salıvermeden yararlanabilmek için geçirilmesi gereken sürelerin düzenlenmesinde ağırlaştırılmış müebbet ile müebbet ve aynı zamanda süreli hapis cezalarına mahkumiyet halinde geçirilmesi gereken süre ayrıca düzenlenmemiştir.
Aynı maddenin (6.) fıkrasında koşullu salıverilen hükümlünün tabi tutulacağı denetim süresi için de azami bir süre öngörmüş ve yukarıdaki fıkralara göre infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin yarısı kadar olduğu ancak süreli hapislerde bu sürenin hak ederek (Bihakkın) tahliye tarihini geçemeyeceği düzenlenmiştir.
Aynı Kanunun “Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri” başlığı altında düzenlenen 108. maddesinin (1.) fıkrasının (a) bendinde ise; “Tekkerrür halinde işlenen suçtan dolayı mahkum olunan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının otuz dokuz yılının infaz kurumunda iyi halli olarak geçirilmesi durumunda, koşullu salıvermeden yararlanılabilir” denilmekte olup;
(2.) fıkrasında “Tekerrür nedeni ile koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamaz” hükmü yer almaktadır.
İnfaz dosyasının incelenmesinde; hükümlü Y. hakkında Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.09.2011 gün ve 2010/538 Esas sayılı ilamıyla verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 12 yıl hapis cezasında Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.02.2005 gün ve 205/190 Esas sayılı ilamıyla verilen 10 ay hapis cezası, Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.07.2007 gün ve 2007/75 Esas sayılı ilamı ile verilen ağırlaştırılmış müebbet ve 13 yıl hapis cezalarında Gemlik Sulh Ceza Mahkemesinin 2004/315 Esas sayılı kararı ile verilen 4 ay 27 gün hapis cezası, Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 299/1411 Esas sayılı kararı ile verilen 2 yıl, 3 yıl 6 ay, 2 yıl hapis cezalarında Gemlik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/214 Esas sayılı kararı ile verilen 1 yıl hapis cezası, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/236 Esas sayılı ilamı ile verilen müebbet hapis ve 15 yıl hapis cezasında, Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/190 Esas sayılı kararı ile verilen 10 ay hapis cezası nazara alınarak 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen kanun hükümleri ve infaz dosyası kapsamına göre;
Hükümlü Y. hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilen birden fazla ağırlaştırılmış müebbet, müebbet ve süreli hapis cezalarının bulunduğu, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un “Koşullu Salıverme” hükümlerini düzenleyen 107. maddesinin (3-a.) fıkrası ve aynı kanunun “Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri” başlığı altında düzenlenen 108. maddesinin (1.) fıkrasının (a) bendi ile (2.) fıkrası birlikte değerlendirildiğinde, hükümlü hakkında uygulanacak koşullu salıverme süresinin 5275 sayılı Kanunun 107. maddesinin (3.) fıkrasının (a) bendi uyarınca otuz altı yıl olduğu, ancak hükümlünün mükerrir olması nedeni ile 108/1. fıkrasının (a) bendi uyarınca mahkum olunan ağırlaştırılmış müebbet cezasının otuz dokuz yılını ceza infaz kurumunda iyi halli olarak çekmesi durumunda koşullu salıvermeden yararlanacağı aynı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca da tekerrür nedeni ile koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağı gözetilerek 107/3-a maddesi uyarınca belirlenen otuz altı yıla tekerrüre esas alınan cezanın eklenmesi sonucunda belirlenecek sürenin azami otuz dokuz yıl olduğu, otuz dokuz yılı geçmemesi durumunda ise koşullu salıverme süresinin 108/2. maddesi nazara alınarak belirlenmesi ve buna göre otuz altı yıla eklenmesi gerektiği ve bu şekilde belirlenecek koşullu salıverme süresi üzerinden 107/6 maddesi uyarınca hak ederek tahliye tarihinin hesaplanması gerektiği gözetilmeksizin mükerrir hükümlü hakkında tekerrüre esas alınan cezalardan en ağır olanı ve 107/2. maddesi dikkate alınmaksızın 108/1-a maddesinin doğrudan uygulanması suretiyle koşullu salıverme süresinin otuz dokuz yıl olarak belirlenip hak ederek salıverme tarihinin de bu süre üzerinden hesap edilmesi nedeniyle Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesince hükümlünün koşullu ve hak ederek tahliyesi sürelerinin belirlenmesine ilişkin Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.12.2012 gün ve 2013/7 değişik iş sayılı kararına yönelik vaki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken yerinde ve yasal olmayan gerekçelerle itirazın reddine karar verilmesi yasaya aykırı görülmüştür.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebi yerinde görüldüğünden, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.01.2013 gün ve 2013/121 değişik iş sayılı itirazın reddine dair kararının 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca Kanun yararına BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.
Eskişehir Ceza Avukatı Mahmut Rasul UYANIK saygıyla sunar.