Kişinin Hatırasına Hakaret Suçu Nedir?

Kişinin hatırasına hakaret suçu Türk Ceza Kanunu madde 130’da düzenlenmiştir. Cezası 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.

TCK. madde 130 düzenlemesi şu şekildedir:

  • Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az üç kişiyle ihtilat ederek hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri oranında artırılır.
  • Bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kişinin Hatırasına Hakaret Suçu Birinci Fıkra Düzenlemesi

Türk Ceza Kanunu madde 130/1’e göre kişinin hatırasına hakaret suçunun oluşabilmesi için hakaret fiilinin en az üç kişiyle ihtilat edilerek işlenmesi gerekmektedir. Bu koşul suçun oluşabilmesi için gerekli olan maddi unsurdur. En az üç kişi ile ihtilat edilmeden işlenen fiillerde kişinin hatırasına hakaret suçu oluşmayacaktır.

Kişinin Hatırasına Hakaret Suçu İkinci Fıkra Düzenlemesi

TCK m. 130/2’de ölen bir kişinin bedeni üzerinde tahkir edici davranışlarda bulunulması veya ölen kimsenin bedeninin parçalarının alınması fiili suç olarak düzenlenmiştir. TCK m. 130/2 düzenlemesinde geçen suç içerikli fiilin cezası da yine üç aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır. Birinci fıkradan farklı olarak ikinci fıkrada adli para cezası alternatif yaptırım olarak sayılmamıştır.

Kişinin Hatırasına Hakaret Suçu Nitelikli Hali

Kişinin hatırasına hakaret suçunun alenen işlenmesi bu suçun nitelikli hali olarak sayılmıştır. Bu durumda ceza altı da biri oranında artırılarak verilecektir.

Madde Gerekçesi

Madde metninde, bir bağımsız suç olarak ölünün hatı­rasına hakaret suçu düzenlenmiştir. Genel olarak hakaret suçu ancak hayatta bulunan kişilere karşı işlenebilir. Çünkü, onur ve şeref, ancak yaşayan kişiler açısından söz konusudur. Ölen bir kişinin ancak hatırasına hakaretten, saygı­sızlıktan söz edilebilir.

Ölen kimsenin hatırasına hakaretin cezalandırılabilmesi için bunun en azından üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. Bu suçun alenen veya basın ve yayın yoluyla işlenmesi, daha ağır cezayı gerektiren nitelikli un­surlar olarak belirlenmiştir.

Maddenin ikinci fıkrasında, bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiil­lerde bulunan kişinin cezalandırılması öngörülmüştür.

Yüksek Mahkeme Kararları

2. Daire Kararı

Y.2.C.D. E. 2010/27204 K. 2012/16626 K.T. 18.06.2012

SUÇ : Hakaret, kişinin hatırasına hakaret

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Sanığın, müştekiye hitaben söylediği hakaret içeren sözlerin sadece müştekiye yönelik olduğu, ölen bir kişinin hatırasına hakaret olarak değerlendirilemeyeceği. bu nedenle de tek suç oluştuğu gözetilmeden sanık hakkında ayrıca kişinin hatırasına hakaret suçundan hüküm kurulması,

Kabüle görede;

1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250 esas, 2009/13 karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde dikkate alınacak zararın mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zarararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, olayda katılanın bir tazminat talebi bulunmadığı gibi, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanığa yüklenen hakaret suçundan doğan herhangi bir maddi zararın da bulunmadığı ve adli sicil kaydına göre sabıkasız olduğu anlaşılan sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nun 231.maddesinin 6.fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, “mağdurun uğradığı zarar aynen iade edilmediği,suçtan önceki hale getirilmediği veya tazmin suretiyle tamamen giderilmemesi” biçimindeki gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,

2- 5271 sayılı CMK’nun 219/1 ve 232/4 maddelerine aykırı olarak,hükmün esasını oluşturan kısa kararın yer aldığı 24/06/2008 günlü duruşma tutanağının birinci ve ikinci sahifesinin hakim tarafından izmalanmaması,

3- Kararın hüküm kısmında yasa yoluna başvuru şekillerinin belirtilmemesi sebebiyle 5271 sayılı CMK’nun 34/2 maddesine aykırı davranılması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 18/06/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


18. Daire Kararı

Y.18.C.D. E. 2018/3618 K. 2019/590 K.T. 08.01.2019

KARAR

Kişinin hatırasına hakaret suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 130/1, 130/1-2. cümle, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.740,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/11/2017 tarihli ve 2017/368 esas, 2017/988 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07/05/2018 gün ve 38020 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.

İstem yazısında; “Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 17/02/2016 tarihli ve 2015/19524 esas, 2016/2854 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukukî değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Yargılamaya konu somut olayda; sanığın müteveffaya ait facebook isimli sitende yayımlanan paylaşımlarında, “hakkımı helal etmiyorum, özgür körükçü sırf siyaset devreye girdi diye D4 belgemi vermemiştin Allah affetmesin seni”, “yaktığın çırada kavrul İnşallah” ve “takdir ilahiden kaçış yok er veya geç hepimiz nasibimizi alacağız ama kötü bir şekilde, ama iyi bir şekilde. Sen benim ayağımın altını kazanları tez zamanda yak yarabbim” şeklindeki sözlerinin müteveffanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, beddua ve sızlanma niteliğinde olduğu ve kişinin hatırasına hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karaı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

Hukuksal Değerlendirme:

5237 sayılı TCK’nın “hakaret” başlıklı 125. maddesinde; “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanun’un 130. maddesinde ise; “(1) Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az üç kişiyle ihtilat ederek hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri oranında artırılır. (2) Bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükümlerine yer verilmiştir.

Ceza Genel Kurulu’nun 14/10/2008 gün ve 170-220 sayılı kararında da belirtildiği üzere; hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem, bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ise hakaret suçu oluşacaktır.

Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.

İncelenen somut olayda; olay günü sanığın, müteveffa …’yü kastederek sosyal paylaşım sitesinde yazdığı “hakkımı helal etmiyorum, özgür körükçü sırf siyaset devreye girdi diye D4 belgemi vermemiştin Allah affetmesin seni”, “yaktığın çırada kavrul İnşallah” ve “takdir ilahiden kaçış yok er veya geç hepimiz nasibimizi alacağız ama kötü bir şekilde, ama iyi bir şekilde. Sen benim ayağımın altını kazanları tez zamanda yak yarabbim” şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinin, onur, şeref ve saygınlığı rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi, hukuka aykırı görülmüştür.

Sonuç ve Karar:

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, yapılan açıklamalara göre yerinde görüldüğünden,

1- Kişinin hatırasına hakaret suçundan sanık … hakkında, Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/11/2017 tarihli ve 2017/368 esas, 2017/988 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

2- Hükümdeki hukuka aykırılık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, anılan yasa maddesinin 4-d fıkrası gereğince, sanığın hakaret suçundan BERAATİNE, hükmolunan cezanın çektirilmemesine, 08/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


1. Ceza Dairesi Kararı

Y.1.C.D. E. 2008/10502 K. 2010/7323 K.T. 09.11.2010

TEBLİĞNAME : 1-B/08/160412

Yağma suçunu kolaylaştırmak maksadıyla …’ı öldürmekten, yağmadan, cinsel saldırıdan, geceleyin konut dokunulmazlığını bozmaktan ve ölen kişinin hatırasına hakaretten sanık …’nın yapılan yargılanması sonunda: hükümlülüğüne ilişkin (…) Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 12/02/2008 gün ve 145/42 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi C.Savcısı, sanık müdafii ile müdahiller vekili taraflarından istenilmiş ve hüküm kısmen resen de temyize tabi bulunmuş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …’in yağma amaçlı insan öldürme, yağma, konut dokunulmazlığının ihlal, kişinin hatırasına hakaret ve cinsel saldırı suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin,cezayı azaltıcı takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış,savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş,incelenen dosyaya göre verilen hükümde düzeltme ve bozma sebepleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin bir sebebe dayanmayan, katılanlar vekilinin yapılan indirimlerin yersizliğine vesaireye yönelen, Cumhuriyet Savcısının yağma suçundan ek savunma hakkı verilmesi gerektiğine ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,

A-Yağma amaçlı insan öldürme, konut dokunulmazlığının ihlal, yağma ve cinsel saldırı suçlarından kurulan hükümler yönünden; CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarındaki “sanığın 5237 sayılı TCK.nun 53/1 maddesinin a, b, c, d, e bentlerinde yazılı hakları kullanmaktan” ibaresinden sonra gelmek üzere “hapis cezasının infazının tamamlanıncaya kadar” ibaresinin hüküm fıkrasına eklenerek karar vermek suretiyle DÜZELTİLEN kısmen de resen de temyize tabi bulunan hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA),

B-Kişinin hatırasına hakaret suçu yönünden;

a)Sanığın maktuleyi öldürdükten sonra, önce vajinasına, sonra da anal yoldan cinsel organını sokmak suretiyle kendisini tatmin etmesi eylemlerinin 5237 sayılı TCK.nun 130/2 maddesi kapsamında kişinin hatırasına hakaret suçunu oluşturduğu ve

…/…

TEBLİĞNAME : 1-B/08/160412

olayda aynı yasanın 43.maddesinin tatbiki koşullarının bulunmadığı gözetilmeyerek yazılı şekilde 43. maddenin uygulanması ile fazla ceza tayini,

b)Suça konu bıçağın maktulenin mirasçılarına iadesi yerine müsaderesine karar verilmesi,

c)5237 sayılı TCK.nun 53/1-a-b-d ve e fıkrası bentlerinde yer alan hakları kullanmaktan hapis cezasının infazının tamamlanıncaya yoksun bırakılması gerektiğinin düşünülmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (BOZULMASINA), 09/11/2010 gününde oybirliği ile karar verildi.


Eskişehir Avukat Mahmut Rasul UYANIK saygıyla sunar.

Avukat Mahmut Rasul UYANIK ile İletişime Geçin!