Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçu Türk Ceza Kanunu madde 261’de düzenlenmiştir. Cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır.
Kişilerin malları üzerinde kamulaştırmasız el atma fiili işlendiğinde bu suç oluşacaktır.
Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçu şikayete tabi bir suç olmayıp re’sen soruşturulup kovuşturulur. Ceza Muhakemesi Kanunu madde 253’de geçen uzlaştırma hükümleri bu suç bakımından uygulama alanı bulmayacaktır.
TCK madde 261’de geçen kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçunun kanuni düzenlemesi şu şekildedir:
- İlgili kanunlarda belirlenen koşullara aykırı olduğunu bilerek, kişilerin taşınır veya taşınmaz malları üzerinde, karşılık ödenmek suretiyle de olsa, zorla tasarrufta bulunan kamu görevlisi, fiil daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kişilerin Malları Üzerinde Usulsüz Tasarruf Suçu
Madde Gerekçesi
Madde metninde, kamu görevlilerinin maddede gösterilen fiilleri icra suretiyle kişilerin taşınır veya taşınmaz malları üzerindeki tasarruf haklarını ortadan kaldırmaları veya sınırlandırmaları suç olarak tanımlanmaktadır. Madde, aynı zamanda kamulaştırma hususundaki kurallara uymadan kişilerin mallarına el konulmasını da cezalandırmaktadır.
Kişilerin Malları Üzerinde Usulsüz Tasarruf Suçu
Yüksek Mahkeme Kararları
Aşağıda kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçu ile ilgili Yargıtay kararları vardır.
4. Daire Kararı
Y.4.C.D. E. 2007/319 K. 2007/2398 K.T. 13.03.2007
KAMU GÖREVLİSİNİN KİŞİLERİN MALLARI ÜZERİNDE USULSÜZ TASARRUFU
5237 s. TCK/261
DAVA : Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi:
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Adnan Menderes Üniversitesi Yapı İşleri Daire Başkanı olan tanık Mehmet Taşçı’nın sanık Belediye Başkanı’nın olur vermesiyle yol çalışması yapıldığını bildirmesi ve mahkeme tesbit tutanağı ile 5.9.2000 tarihli bilirkişi raporu içeriği karşısında, sanığın Üniversite kampüsüne giden yol için kamulaştırma işlemi yapılmadan Belediyeye ait araç ve personelin çalışması konusunda görevlendirme yapıp, sözkonusu yerde çalışmaları konusundan talimat verme biçimindeki eyleminin 765 sayılı TCY.nın 246 ( 5237 sayılı TCY.nın 261. ) maddelerinde düzenlenen kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarrufta bulunma suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılmadan yetersiz gerekçeyle beraat kararı verilmesi,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş ve O yer Cumhuriyet Savcısı ve katılanlar Hasan Singin ile Mesut Singin vekillerinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13.03.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
5. Daire Kararı
Y.5.C.D. E. 1974/4422 K. 1974/4396 K.T. 12.11.1974
ZİNCİRLEME SUÇ
ZİMMET SUÇU
KAMU GÖREVLİSİNİN KİŞİLERİN MALLARI ÜZERİNDE USULSÜZ TASARRUFU
Z.B. Siteler Şubesi odacısı olup idareciler tarafından müvezzi olarak görevlendirildiği sırada 2.651 lira 77 kuruşu adiyen zimmetine geçirmekten sanık A.C.’ın yapılan yargılaması sonunda, TCK. nun 202/1 -2, 80 ve 227/2. maddeleri gereğince bir sene iki ay ağır hapsine, müebbeten memuriyetten mahrumiyetine zimmetine geçirdiği 2.651 lira 77 kuruşun ödettirilmesine dair Altındağ1 inci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 02.10.1972 günlü hükmün bozulmasına ilişkin 03.07.1973 günlü 1845/1898 sayılı daire kararına karşı eski hükümde direnilmesine mütedair mezkur mahkemece verilen 13.12.1973 gün ve 171/235 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi sanık tarafından istenilmesi üzerine tevdi edildiği Ceza Genel Kurulunca bozmaya eylemli olarak uyulmuş olduğundan incelemenin dairesince yapılmasına karar verilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.10.1974 tarihli kenar yazısı ile daireye tevdi edilen dava evrakı incelendi,
Z.B. sı memur ve hizmetliler yönetmeliğinin bölüm: XVI. (Teknisyen olarak veya bedeniyle çalışan hizmetliler) başlığını taşıyan 246. maddesinde; (kaloriferci, elektrikçi, telefoncu, odacı, bekçi, müvezzi, kapıcı, ambalajcı, bahçıvan gibi hizmetliler “merkezden ayrı” Genel Müdürlükçe bildirilen kadrolara göre şube ve ajans yetkilileri tarafından görevlendirilirler…) hükmünü öngörmektedir. Sanık A.C.’ın hem (odacılık) ve hem de (müvezzilik) görevleri sözü geçen maddede açıklanan (hizmetli) işlerindendir. (hizmetli) olan sanığın bu görevini ifa sırasında işlediği eylemin emniyeti suiistimal niteliğinde olduğu gözetilmeyerek yazılı madde ile mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan CMUK. nun 321. maddesi uyarınca hükmün tebliğname hilafına BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesine 12.11.1974 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Eskişehir avukat Mahmut UYANIK saygıyla sunar.