İstirdat davası (geri alma davası), menfi tespit (olumsuz tespit) davası açmadığı için cebri icra tehdidi altında borcu ödemek zorunda kalan borçlunun, ödediği paranın geri verilmesi için açtığı davadır.
İstirdat Davasının Koşulları
Borç olmayan bir paranın ödenmiş olması gerekir
İstirdat davası açabilmek için öncelikle borç olmayan bir paranın ödenmiş olması gerekir. Ayrıca, paranın maddi hukuk bakımından geri alınmasının mümkün olması gerekir. Aksi halde istirdat davası açılamaz.
Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi, yasaya ya da ahlaka aykırı bir amaç elde etmek veya zaman aşımına uğramış bir borcu ifa etmek için verilen şeylerin geri alınması için istirdat davası açılamaz.
Paranın icra takibi sırasında ve icra tehdidi altında ödenmesi gerekir
Davacı ödemeyi, ödeme emrine itiraz etmemiş olması ya da itiraz etmiş olup da itirazının kaldırılması nedeniyle yapmış olmalıdır. Borçlu parayı, yedi günlük itiraz süresi içerisinde ödemişse istirdat (geri alma) davası açamaz. Zira itiraz ederek takibi durdurma olanağı vardır. Bu durumda ödeme yapan kişi sebepsiz zenginleşme davası açabilir.
Hak düşürücü süre
İstirdat davasının açılması hak düşürücü süreye bağlanmıştır. Bu süre, borç olmayan paranın icra veznesine tamamen ödenmesiyle başlar. Bu paranın alacaklıya ödenip ödenmemesi sürenin başlangıcı bakımından önemli değildir.
İstirdat Davası İspat Kuralları
İstirdat davası genel ispat kurallarına tabidir. Davacı sadece maddi hukuk anlamında borçlu olmadığı bir parayı ödediğini ispatlamalıdır.
Mahkeme davacıyı haklı bulursa borçlunun icra takibinde ödediği paranın, harç ve giderleriyle birlikte kendisine ödenmesine karar verir. Davalı bu dava dolayısıyla yargılama giderlerine mahkum edilebilir.
İcra İnkar Tazminatı
İstirdat davasında kural olarak icra inkar tazminatına hükmedilmez. Ancak bunun istisnası vardır.
Menfi tespit davasına sonradan istirdat davası olarak devam edilirse ve davacı lehine dava sonuçlandığı takdirde davacı lehine icra inkar tazminatı hükmedilir. Aynı durumda davalı lehine davanın sonuçlanmasında davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmeyecektir. İcra takibine konu olan borcun zaten ödenmiş olması ve ödeme sebebiyle alacaklının zarara uğramasının önüne geçilmiş olmasıdır.
İstirdat Davası Hakkında Yargıtay Kararları
19. Hukuk Dairesi 2006/8360 E., 2007/77 K.
MENFİ TESPİT DAVASININ İSTİRDAT DAVASINA DÖNÜŞMESİ
ZAMANAŞIMI
“İçtihat Metni”
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkilinin davalılarla yurtdışına kapı ihraç etmek üzere anlaştıklarını, taraflar arasındaki güvene dayalı olarak müvekkilinin teminat olarak davalılara 36.609 USDlik bonolar verdiğini, bu bonolann bir kısmının takibe konulması üzerine müvekkiiince ödendiğini, ödenmeyen toplam 19.690 USD bedelli bonoların ise Çubuk İcra Müdürlüğü 1999/1400 sayılı dosyasında 01.08.1999 vadeli 6.000 USD, 01.09.1999 vadeli 6.000 USD, 01.08.1999 vadeli 2.305 USD ve 01.09.1999 vadeli 2.304 USD bedelli bonoların takibe konulduğu, 01.10.1999 vadeli 3.000 USD bedelli bononun ise Çubuk İcra Müdürlüğü’nün 2000/786 sayılı-dosyasında takibe konulduğu, bu bono bedellerinin yapılan haciz baskılarıyla müvekkiiince ödenmek zorunda kalındığını, bahse konu bonolardan dolayı Ankara Beşinci Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan menfi tespit davasının müvekkili lehine” sonuçlanıp kesinleştiğini belirterek söz konusu dosyalara ödemek zorunda kaldıkları ve müvekkiline iadesi gereken bono bedeli, faiz, takip gideri ve sair ferilerin ödeme günü itibariyle
tespiti ile bu paranın iadesi için yaptıkları takibe vaki itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Çubuk Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın istirdat davası niteliğinde olup (1) yıllık sürede açılmadığından davanın zamanaşımına uğradığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, topianan delillere göre, davanın İİK’nın 72/6. maddesine dayalı istirdat davası olduğu, somut olayda davacının borçlu olmadığı halde, 16.09.1999 ve 17.05.2000 tarihlerinde ödeme yaptığı, davanın ise 31.10.2005 tarihinde 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, Ankara Beşinci Asliye Ticaret Mahkemesinde, davalı yanca icra takibine konulan bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiş, mahkemece davanın kabulüyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Anılan davada davacının talebi üzerine önce tedbir kararı verilmiş ise de, yargılamanın devamı sırasında tedbir kararı kaldırılarak alacaklının icra veznesindeki parayı tahsil etme imkanı sağlanmıştır. Bu durumda mevcut dava İİK’nın 72/6. maddesi gereğince kendiliğinden istirdat davasına dönüşmüş olduğu halde, mahkemece istirdat yönünden bir hüküm kurulmamıştır. Davacı, daha sonra işbu istirdat davasını açmıştır. Açılan bu dava daha önce sonuçlanmış olan ve İİK’nın 72/6. maddesine göre kendiliğinden (kanundan ötürü) istirdat davasına dönüşmüş bulunan menfi tespit (daha doğrusu istirdat) davasının devamı niteliğindedir (Prof. Dr. Baki Kuru, Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, sh. 191 vd.). Bu itibarla, İİK’nın 72/7. maddesindeki hak düşürücü bir yıllık süre somut olayda uygulanamaz. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 15.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
7. Hukuk Dairesi 2012/5003 E. , 2013/499 K.
“İçtihat Metni”
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı ……. tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava, kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan alacak bakımından istirdat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
İİK.’nin 72. maddesi uyarınca, icra takibine itiraz etmemiş veya itirazın kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek zorunda kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde istirdat isteminde bulunabilir. Yine B.K.’nun 62. maddesi uyarınca, borçlu olmadığı şeyi ihtiyariyle veren kimse hata sonucu kendisini borçlu zannederek verdiğini ispat etmedikçe onu istirdat edemez. Bu kapsamda istirdat talebinde bulunulabilmesi için, ödeme tarihinden itibaren bir sene geçmemiş olması ve söz konusu paranın icra tehdidi altında ödemek zorunda kalınması ya da kendisini borçlu zannederek hata sonucu ödediğinin ispat edilmesi gerekir.
Somut olaya gelince, istirdat talebine konu kaçak elektrik tahakkuk bedeli taksitlendirilmek suretiyle son taksiti 31.07.2006 tarihinde ödenmiştir. Davacı istirdat davasını ise İİK.’nin 72. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 01.11.2007 tarihinde açmış olup, davalı taraf hak düşürücü sürenin geçtiği yönünde itirazda bulunmuştur. İstirdat davası için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
Kaldı ki, dosya içerisinde mevcut 01.03.2005 tarihli taksitlendirme protokolü davacı tarafça icra takibinden önce imzalanmış ve kaçak tahakkukunun 300,00 TL kısmı peşin ödenmiş olup, taksitlendirme protokolü
uyarınca taksitler süresinde ödenmediği için protokolde belirtilen miktar üzerinden icra takibine başlanmıştır. Davacı kaçak tahakkukunun kalan kısmını icra takibi sonrasında haricen ödemiştir. Anılan taksitlendirme protokolü ve ödeme makbuzları içeriğinde, ödemenin zorunlu olarak yapıldığı ya da ihtirazi kayıtla ödendiğine ilişkin bir ibare bulunmamaktadır. Buna göre davacının talebi İ.İ.K.’nun 72. ve BK.’nın 62. maddesi kapsamında değerlendirilemez. Dava konusu ödeme rızai bir ödeme olup, söz konusu borcun kabul edildiği anlamında olduğu için, davacının davasının bu nedenle de reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmiş olması dahi yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, 28.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.
Eskişehir avukat Mahmut UYANIK saygıyla sunar.