İşkence Suçu ve Cezası Nedir?

İşkence Suçu

İşkence suçu bir kamu görevlisi tarafından, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak hareketlerin yapılmasıdır. İşkence suçu Tük Ceza Yasası madde 94’de düzenleme bulmuştur.
Anılan maddede “Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan on iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” düzenlemesi yer almaktadır. Ceza Avukatı Eskişehir olarak işkence suçu şüpheli veya sanığı olan müvekkillerimize müdafilik yapmakta profesyonelce destek olmaktayız.

2022 yılında 7406 sayılı kanunla yapılan değişiklikle beraber bu suçun kadına karşı işlenmesi halinde cezanın alt sınırının 5 yıldan az olamayacağı düzenlemesi getirilmiştir.

İşkence suçu Eskişehir ceza avukatı
Eskişehir Ceza Avukatı İşkence Suçu

İşkence Suçu Madde Gerekçesi

Madde metninde işkence suçu tanımlanmıştır. Türkiye, taraf olduğu milletlerarası sözleşmelerde işkencenin yasak olduğunu kabul ederek, işkencenin önlenmesiyle ilgili gerekli tedbirleri alma konusunda taahhüt altına girmiştir.

Türkiye’nin üyesi olduğu Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca 10 Aralık 1948 tarihinde ilan edilen “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi”nin 5 inci maddesine göre; «Hiç kimse işkenceye, zalimane, gayriinsani, haysi­yet kırıcı cezalara veya muamelelere tâbi tutulamaz.» Eskişehir Ceza Hukuku Avukatı olarak işkence suçu üzerine atılı bulunan müvekkillerimizin tahliyesi için özveriyle çalışmakta ve çalışmamız sonucu başarılı olmaktayız.

Bu uluslararası metinlerden 4 Kasım 1950 tarihli “İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme”nin 3 üncü maddesine göre; «Hiç kimse işkenceye, zalimane, gayriinsani yahut haysiyet kırıcı ceza veya mu­ameleye tâbi tutulamaz.»

10 Şubat 1984 tarihli “İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi”nin 1 inci maddesinde işkence kavramı tanımlanmış ve kapsamı belirlenmiştir. Buna göre;

«“İşkence” terimi, bir şahsa veya bir üçüncü şahsa, bu şahsın veya üçüncü şahsın işlediği veya işlediğinden şüphe edilen bir fiil sebebiyle, ce­zalandırmak amacıyla, bilgi veya itiraf elde etmek için veya ayırım gözeten herhangi bir sebep dolayısıyla bir kamu görevlisinin veya bu sıfatla hareket eden bir başka şahsın teşviki veya rızası veya muvafakatıyla uygulanan fi­ziki veya manevî ağır acı veya ızdırap veren bir fiil anlamına gelir. Bu yal­nızca yasal müeyyidelerin uygulanmasından doğan, tabiatında olan veya arızi olarak husule gelen acı ve ızdırabı içermez.» (f. 1) İşkence suçunun faili sadece bir kamu görevlisi olabilir. Eskişehir Ceza Avukatı Mahmut Rasul Uyanık kamu görevlisi olan müvekkillerinin mesleklerinin tehlikeye girmemesi için özveri ve özenle hukuki destek sağlamaktadır.

«Bu madde, konu hakkında daha geniş uygulama hükümleri ihtiva eden herhangi uluslararası bir belge veya millî mevzuata halel getirmez.» (f. 2)

Sözleşmenin 2 nci maddesinde, hiçbir hâl ve şartta işkencenin meşru ve mazur gösterilemeyeceği hüküm altına alınmıştır:

«Hiç bir istisnai durum, ne harp hâli ne de bir harp tehdidi, dahili si­yasî istikrarsızlık veya herhangi başka bir olağanüstü hâl, işkencenin uygu­lanması için gerekçe gösterilemez.» (f. 2)

«Bir üst görevlinin veya bir kamu merciinin emri, işkencenin haklılı­ğına gerekçe kabul edilemez.» (f. 3)

İşkence suçunun şüphelisi veya sanığı durumundaysanız Eskişehir Ceza Avukatı Mahmut Rasul Uyanık tarafından hukuki destek almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Sözleşmenin 4 üncü maddesinde taraf devletlere işkence fiillerinin suç ola­rak tanımlanması yönünde bir yükümlülük getirilmiştir:

«Her Taraf Devlet, tüm işkence fiillerinin kendi ceza kanununa göre suç olmasını sağlayacaktır. Aynı şekilde, işkence yapmaya teşebbüs ve iş­kenceye iştirak veya suç ortaklığı yapan şahsın fiili suç sayılacaktır.» (f. 1)

İşkence ile ilgili olarak bu Sözleşmede taraf devletlere yüklenen yü­kümlülüklerin “işkence derecesine varmayan diğer zalimane, gayriinsani veya küçültücü muamele veya ceza gibi fiiller” açısından da geçerli olduğu kabul edilmiştir (madde 16).

Türkiye, ayrıca, 26 Kasım 1987 tarihli “İşkencenin ve Gayriinsani ya da Küçültücü Ceza veya Muamelenin Önlenmesine Dair Avrupa Sözleş­mesi”ni onaylamıştır.

Bu milletlerarası yükümlülüklere paralel olarak Anayasada da işken­cenin yasak olduğu kabul edilmiştir:

«Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağ­daşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.» (madde 17, fıkra 3).

«Hiç kimse kendisini … suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.» (madde 38, fıkra 5).

Bu taahhütler karşısında ve özellikle insan haysiyetinin tecavüzlerden korunması için, işkence teşkil eden fiillerin cezasız kalmaması gerekmekte­dir. Bu düşüncelerle, işkence fiilleri bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.

İşkence suçu ile korunan hukukî değer, karma bir nitelik taşımaktadır. İşkence teşkil eden fiiller, bir yandan buna maruz kalan kişilerin vücut do­kunulmazlığına ve onuruna saldırı niteliği taşımakta, beden ve ruh sağlığını bozmaktadır. Diğer yandan, işkenceye maruz kalan kişi, irade serbestisi bertaraf edildiği için ve hatta, algılama yeteneği etkilendiği için, duyduğu acı ve elemin etkisiyle gerçek dışı bazı açıklama ve kabullenmelerde bulu­nabilir. Bu nedenle, belli bir suça ilişkin ikrar veya sair delil elde etmek için başvurulan işkence, gerçeğin ortaya çıkarılmasına ve adaletin gerçekleşme­sine engel olucu bir etki de doğurabilir. Böylece işkencenin ayrı bir suç ola­rak ceza yaptırım altına alınması, ceza muhakemesinin maddî gerçeğin or­taya çıkarılmasına yönelik amacının gerçekleştirilmesine de hizmet eder. Eskişehir Ceza Hukuku Avukatı olarak bu suçun sanığı veya mağduru konumunda bulunan müvekkillerimizin yanında bulunmakta ve onların haklarını en iyi şekilde savunmaktayız

İşkence olarak, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve beden­sel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etki­lenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunulması gerekir. İşkence teşkil eden fiiller, aslında kasten yaralama, hakaret, tehdit, cinsel taciz niteliği taşıyan fiillerdir. Ancak, bu fiiller, ani olarak değil, sistematik bir şekilde ve belli bir süreç içinde işlenmektedirler. Bir süreç içinde sürek­lilik arzeder bir tarzda işlenen işkencenin en önemli özelliği, kişinin psiko­lojisi, ruh sağlığı, algılama ve irade yeteneği üzerindeki tahrip edici etkileri­nin olmasıdır. Bu etkilerin uzun bir süre ve hatta hayat boyu devam etmesi, işkencenin bu kapsamda işlenen fiillere nazaran daha ağır ceza yaptırımı altına alınmasını gerektirmiştir.

Madde metninde, işkence suçunun mağduru, sadece suç şüphesi al­tında olan kişi ile sınırlı tutulmamıştır. Tanık ve hatta bir kamu görevlisi de bu suçun mağduru olabilir.

Bu suçun faili bir kamu görevlisi olabilir. İşkence, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmektedir. Ancak, suçun işlenişine kamu görevlisinin yanı sıra diğer kişiler de iştirak etmiş olabilir. Bu gibi durumlarda, kamu görevlisi olmayan kişilerin sadece bu nedenle yardım eden olarak sorumlu tutulmalarının önüne geçebilmek amacıyla, maddenin dördüncü fıkrasına bir hüküm konulmuştur. Buna göre, bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de, kamu görevlisi gibi cezalandırılacak­lardır.

Maddenin ikinci fıkrasında, işkence suçunun nitelikli unsurları belir­lenmiştir. Bu unsurlara ilişkin açıklama için, kasten yaralama suçunun ge­rekçesine bakılmalıdır.

Üçüncü fıkraya göre, fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektir­mektedir. Eskişehir Ağır Ceza Avukatı Mahmut Rasul Uyanık gerek cinsel saldırı suçu gerekse işkence suçu bakımından müvekkillerine en iyi şekilde hukuki yardım ve destek sağlamaktadır.Dikkat edilmelidir ki, bu hükmün uygulanabilmesi için, mağdur üzerinde gerçekleştirilen fiillerin cinsel saldırı boyutuna ulaşmamış olması gerekir. Aksi takdirde, işkence suçunun yanı sıra, ayrıca cinsel saldırı su­çundan dolayı da cezaya hükmetmek gerekecektir.

İşkence suçunun işlenişine kamu görevlisi olmayan kişiler de iştirak edebilir. Dördüncü fıkra hükmüne göre, bu durumda kamu görevlisi olma­yan kişilerin de kamu görevlisi gibi sorumlu tutulmaları gerekecektir.

İşkence suçu, çoğu zaman, amir mevkindeki kamu görevlilerinin zımni muvafakatiyle gerçekleştirilmektedir. Başka bir deyişle, amir konu­mundaki kamu görevlisi, kendi gözetim yükümlülüğü altında yürütülmekte olan bir soruşturma işlemi sırasında kişilere işkence yapıldığını öngörmesine rağmen bu konuda gerekli müdahalede bulunmamak suretiyle işkence ya­pılmasına zımnen rıza göstermiş olabilir. Maddenin beşinci fıkrasına göre; bu gibi durumlarda, amir konumundaki kamu görevlisi, ihmali davranışla işkence suçunu işlemiş kabul edilecek ve bu nedenle cezasında indirim ya­pılmaksızın sorumlu tutulacaktır.

İşkence Suçu Nitelikli Halleri

İşkence suçunun nitelikli halleri madde 94 ikinci ve üçüncü fıkrasında sayılarak düzenlenmiştir. Bu nitelikli haller şunlardır:

Suçun çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı işlenmesi
Suçun avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla işlenmesi
Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde işlenmesi

Bu sayılan hallerde cezanın artırılarak verileceği kanun maddesinde düzenleme bulmuştur.

Sonucu Nedeniyle Ağırlaşmış Halleri

İşkence fiillerinin, mağdurun; duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, konuşmasında sürekli zorluğa, yüzünde sabit ize, yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına sebep olması durumlarında ceza yarı oranında artırılarak hüküm verilir.

İşkence fiilleri, mağdurun; iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine, konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına, yüzünün sürekli değişikliğine, gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine sebep olması durumlarında ceza bir kat artırılarak hüküm verilir.

İşkence fiillerinin vücutta kemik kırılmasına neden olması halinde, kırığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

İşkence sonucunda ölüm meydana gelmişse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur. İşkence suçunun sonucu nedeniyle ağırlaşmış hallerinden birisi mevcut ise Eskişehir Ceza Avukatı Mahmut Rasul Uyanık tan hukuki destek almanızı tavsiye ederiz.

Muhakeme

İşkence suçunun soruşturma ve kovuşturması şikayete tabi olmayıp resen yapılır. Kamu görevlisi fail hakkında soruşturma yapılması için izin alınması gerekmez. İşkence suçu zaman aşımına tabi değildir.

Eskişehir Ağır Ceza Avukatı tabiri veya Eskişehir Ceza Avukatı tabiri halk arasında oluşturulmuş bir kalıptır. Avukatlık mesleğinde diğer bazı mesleklerde olduğu gibi alanlara ayrılma ve bu alanlarda branşlaşma gibi bir durum yoktur. Avukat Mahmut Rasul Uyanık işkence suçu bakımından da şüpheli ve sanık müdafiliğinin yanı sıra mağdur vekili olarak da müvekkillerine destek ve hukuki koruma sağlamaktadır.

Avukat Mahmut Rasul UYANIK ile İletişime Geçin!