İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu Türk Ceza Kanunu madde 117’de düzenlenmiştir. Suçun basit halinin cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. TCK m.117/1 de düzenlenen suçun soruşturması ve kovuşturması şikayete tabidir. Şikayet süresi fail ve fiilin öğrenilmesinden itibaren 6 aylık hak düşürücü süreye tabidir (TCY m.73). Dava zaman aşımı 8 yıl (TCY m.66) , ceza zaman aşımı 10 yıldır (TCY m.68). İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunun sadece TCK m.117/1’de düzenlenen basit hali ile TCK m.119/1-c fıkrası uzlaşmaya tabidir, diğer fıkralar uzlaşma kapsamı dışındadır. Bu suçun yargılaması Asliye Ceza Mahkemelerinde yapılır.
İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçu Madde Düzenlemesi
İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçu Türk Ceza Yasası madde 117’de 4 fıkra halinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme şu şekildedir:
(1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, iş ve çalışma hürriyetini ihlal eden kişiye, mağdurun şikayeti halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.
(2) Çaresizliğini, kimsesizliğini ve bağlılığını sömürmek suretiyle kişi veya kişileri ücretsiz olarak veya sağladığı hizmet ile açık bir şekilde orantısız düşük bir ücretle çalıştıran veya bu durumda bulunan kişiyi, insan onuru ile bağdaşmayacak çalışma ve konaklama koşullarına tabi kılan kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis veya yüz günden az olmamak üzere adli para cezası verilir.
(3) Yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlara düşürmek üzere bir kimseyi tedarik veya sevk veya bir yerden diğer bir yere nakleden kişiye de aynı ceza verilir.
(4) Cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlayan ya da bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına neden olan kişiye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu Türk Ceza Kanunu 2. kitap, 2. kısım 7. bölümde “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir.
Hürriyete karşı suçlar şunlardır:
- Tehdit suçu (m.106)
- Şantaj (m.107)
- Cebir suçu (m.108)
- Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma (m.109)
- Eğitim Ve Öğrenim Hakkının Engellenmesi (m.112)
- Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi (m.113)
- Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi (m.114)
- İnanç, Düşünce Ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasını Engelleme (m.115)
- Konut Dokunulmazlığının İhlali (m.116)
- İş Ve Çalışma Hürriyetinin İhlali (m.117)
- Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi (m.118)
- Haksız Arama (m.120)
- Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi (m.121)
- Nefret Ve Ayrımcılık (m.122)
- Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma (m.123)
- Israrlı Takip (m.123/A)
- Haberleşmenin Engellenmesi (m.124)
İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçu Unsurları
Bu suç anayasa madde 48/1’de düzenlenen “Çalışma ve sözleşme hürriyeti” başlıklı maddenin Türk Ceza Yasası’na yansıması mahiyetindedir. Bu suçun hukuksal konusunu “çalışma ve sözleşme özgürlükleri” oluşturur. İş ve çalışma özgürlüğünün ihlali suçu ile çalışma ve sözleşme özgürlüğünün güvence altına alınması amaçlanmıştır.
İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu genel bir suç olup herkes bu suçun faili olabilir. Bu suç ile korunan hukuki değer kollektif değil bireysel çalışma özgürlüğü olduğu için suçun oluşması için mağdurun birden fazla olmasına gerek yoktur.
Suçun Eylem Ögesi
5237 sayılı Türk Ceza Yasası’nda iş ve çalışma özgürlüğünün ihlali başlığı altında 4 alt suç tipi düzenlenmiştir.
- Çalışma özgürlüğünü engelleme: Bu suç seçimlik hareketli bir suçtur. suçun oluşması için “cebir veya tehdit kullanarak” ya da “hukuka aykırı başka bir davranışla” çalışma özgürlüğünün engellenmesi gerekir (TCY m.117/1). Hukuka aykırı davranışın mutlaka suç oluşturması gerekmez.
- Sömürü: Bu suç seçimlik hareketli bir suçtur. suçun oluşması için “ücretsiz olarak çalıştırmak”, “sağladığı hizmet ile açık bir şekilde orantısız düşük bir ücretle çalıştırmak” ya da “insan onuru ile bağdaşmayacak çalışma ve konaklama koşullarına tabi kılmak” eylemlerinden birinin yapılması gerekir (TCY m. 117/2). Bu suç ile insan ticareti (TCY m. 80) suçunu birbirine karıştırmamak gerekir. İnsan ticaretinde mağdurun zorlanması söz konusuyken bu suçta mağdurun rızası vardır.
- Sömürü amacıyla kişileri bulma veya bir yere gönderme: Bu da seçimlik hareketli bir suçtur. Suçun oluşabilmesi için ücretsiz olarak çalıştırmak veya sağladığı hizmet ile açık bir şekilde orantısız düşük bir ücrete çalıştırmak ya da insan onuru ile bağdaşmayacak çalışma ve konaklama koşullarına tabi kılmak üzere “bir kimseyi tedarik etmek” ya da “sevk etmek” veya “bir yerden bir yere nakletmek” gerekir (TCY m.117/3)
- Çalışma koşullarını zorla değiştirme: Bu seçimlik hareketli suçun oluşabilmesi için, cebir veya tehdit kullanılarak “işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya zorlamak” veya “önceden kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşma yapmaya zorlamak” ya da “bir işin durmasına sona ermesine veya durmanın devamına neden olmak” gerekir (TCY m.117/4)
İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçu Nitelikli Şekli
- Suçun silahla işlenmesi (TCY m.119/1-a)
- Suçun kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koymak suretiyle imzasız mektupla veya özel işaretlerle işlenmesi (TCY m. 119/1-b)
- Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi (TCY m.119/1-c)
- Suçun var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi (TCY m. 119/1-d)
- Suçun kamu görevinin sağladığı nüfus kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi (TCY m. 119/1-e)
Hukuka Aykırılık Unsuru
Kişilere tanınan hakkın yasal sınırlar içinde kullanılması durumunda suç konusu eylem hukuka uygun olur ve suç oluşmaz.
Görevin ifası söz konusu ise yine suç konusu eylem hukuka uygun olur ve suç oluşmaz. Doktrinde genel kabul gören görüşe göre ilgilinin rızası bu suç bakımından yine bir hukuka uygunluk sebebidir.
İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçu İçtima
Çalışma özgürlüğünün engellenmesi suçu bileşik bir suçtur. Suçun işlenmesi sırasında cebir ve tehdit kullanılması durumunda ayrıca cebir ve tehditten dolayı ceza verilmez çünkü cebir ve tehdit zaten bu suçun unsurudur.
İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçu Madde Gerekçesi
Anayasamızda herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip bulunduğunu ve özel teşebbüsler kurmanın serbest olduğu açıklanmıştır. Bu suç tanımı ile söz konusu temel hürriyetin güvence altına alınması amaçlanmıştır.
Birinci Fıkra
Maddenin birinci fıkrasında, iş ve çalışma hürriyetinin ihlâli suç olarak tanımlanmıştır. Suçun oluşması için, bu ihlâlin cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla gerçekleştirilmesi gerekir. Bu fıkradaki suçun soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlıdır.
İkinci Fıkra
Maddenin ikinci fıkrasında belirtilen durumlar içinde bulunan kimseleri rızaları ile de olsa, sömürerek insan onuruna aykırı biçimde ve koşullar altında çalıştırmak suç haline getirilmiş ve böylece Devletin Anayasada belirtilen sosyal devlet olmak niteliğini koruyan ve vurgulayan değerlerden çok önemli birisi ceza himayesi altına alınmıştır.
İş ve çalışma hürriyetinin kullanılışında kişilerin insan onuruna uygun koşullar içinde çalıştırılmaları esastır. Demokratik toplum kişilerin çaresizliğinin sömürülmesine dayalı bir serbest piyasa sisteminin uygulanmasıyla, elbette ki, bağdaşamaz. Bu nedenle maddenin ikinci fıkrası kaleme alınmıştır.
İkinci fıkrada yer alan suç, kişilerin çalışmalarının sömürülmesini engellemek amacını taşımaktadır. Kimsesiz, çaresiz veya belirli kişilere çeşitli nedenlerle bağımlı kişi, onun bu halinden yararlananlar sömürücü kişiler tarafından insanlık dışı durumları kabule veya bazı koşullara katlanmaya sevkedilebilmektedir.
Üçüncü Fıkra
Bu gibi fiilleri önlemek amacı ile maddenin üçüncü fıkrasında, kişileri ikinci fıkrada belirtilen duruma düşürmek üzere tedarik veya sevk veya bir yerden diğer bir yere nakil fiilleri de suç sayılmıştır. Kişileri, ikinci fıkrada belirlenen hâle düşürmemek için söz konusu hazırlık hareketlerini cezalandırmak yerindedir.
Dördüncü Fıkra
Maddenin dördüncü fıkrasında ayrı bir suç tanımına yer verilmiştir.
Söz konusu suçun oluşması için, cebir veya tehdit kullanılarak, işçi veya işverenlerin ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlanması ya da bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına neden olunması gerekir.
Yüksek Mahkeme Kararları
Y.4.C.D. E. 2007/11430 K. 2008/4860 K.T. 19.03.2008
İŞ VE ÇALIŞMA HÜRRİYETİNİ İHLAL SUÇU
SUÇ HAKKINDA AÇIKLAMA YAPMAMA HAKKI
SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI
CEZANIN ERTELENİP ERTELENMEYECEĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
ÖZETİ: Mağdurun soruşturma ve kovuşturma evrelerindeki anlatımları, soruşturma evresindeki anlatımı hükme esas alınan tanık Aİ’ın beyanları karşısında, sanıkların mağduru kendilerinin işlettikleri birahanede çalışmaya “Cebir ve tehditle zorlama biçimindeki eylemlerinin özel kast açısından iş ve çalışma hürriyetini ihlal suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan yetersiz gerekçelerle genel hüküm müteliğindeki tehdit suçundan hükümler kurulması yasaya aykırıdır.
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre Cezasının TCY.nın 58/6. madde ve fıkrası uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilen sanık Musa Ç. hakkında aynı Yasanın 58/7. madde ve fıkrası uyarınca cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilmesi karşı temyiz olmadığından bozma gerekleri sayılmamışyapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Mağdurun soruşturma ve kovuşturma evrelerindeki anlatımları, soruşturma evresindeki anlatımı hükme esas alınan tanık Aİ’ın beyanları karşısında, sanıkların mağduru kendilerinin işlettikleri birahanede çalışmaya “Cebir ve tehditle zorlama biçimindeki eylemlerinin özel kast açısından TCY.nın 117/1, 119/1-c madde ve fıkralarına uyan iş ve çalışma hürriyetini ihlal suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan yetersiz gerekçelerle genel hüküm müteliğindeki tehdit suçundan hükümler kurulması,
2- CMK.nun 147. maddesi uyarınca yüklenen suç hakkında açıklama yapmama hakkı bulunan sanıkların açık ikrarları olmadığından söz edilerek, savunma hakkının kullanılış biçimini sınırlandırma sonucunu doğuracak bir gerekçeyle hakların da TCY.nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3-Adli sicil kaydında yer alan 23.01.1996 gün, 847-10 sayılı 1 yıl 8 ay erteli hapis cezasının 765 sayılı TCY.nın 95/ II. Maddesine göre vaki olmamış sayılma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak sonucuna göre TCY.nın 51. maddesine göre sanık MÇ’ın yargılama süresince gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği hususunda mahkemede oluşacak olumlu veya olumsuz kanaate göre cezasının ertelenip ertelenmeyeceği hususunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmden soyut biçimde kişilik ve adli sicil kayıtlarına vurgu yapılarak yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle ertelemeye yer olmadığına karar verilmesi
Yasaya aykırı ve sanıklar CG, ÇSl ve MÇ’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 19.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Eskişehir Avukat Mahmut Rasul Uyanık bu suçun şüphelisi veya sanığı konumunda olan müvekkillerine özenle ve profesyonellikten taviz vermeden Eskişehir Ceza Avukatı olarak müdafilik hizmeti verdiği gibi bu suçun mağduru veya suçtan zarar göreni konumunda olan müvekkillerini de mahkemede Eskişehir Ceza Avukatı olarak özveriyle temsil etmekte ve haklarını savunmaktadır.