Haksız Arama Suçu

Haksız arama suçu Türk Ceza Kanunu madde 120’de düzenlenmiştir. Cezası 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır. Bu suç şikayete tabi değildir, re’sen soruşturulup kovuşturulur. Uzlaştırma hükümleri kapsamında değildir. Yargılaması Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılır. Haksız arama suçu özgü bir suçtur.

Haksız arama suçu Türk Ceza Kanunu madde 120 düzenlemesi şu şekildedir:

Hukuka aykırı olarak bir kimsenin üstünü veya eşyasını arayan kamu görevlisine üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.

Haksız arama suçunu oluşturan eylem görevi kötüye kullanma suçunun özel ve bağımsız bir şeklidir. Haksız arama suçu karma hukuksal konulu bir suçtur. Bu suçun hukuksal konularını “insan onuru”, “kişi dokunulmazlığı”, “özel yaşamın gizliliği” oluşturur. Kişilerin üzerlerinin ve eşyalarının hukuka aykırı şekilde aranması, insan onuruna bir saldırı oluşturduğu gibi, kişi dokunulmazlığının bir devamı olan özel yaşamın gizliliğine karşı da bir saldırı oluşturur.

Haksız arama suçu Türk Ceza Kanunu 2. kitap, 2. kısım 7. bölümde “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir.

Hürriyete karşı suçlar şunlardır:

Haksız Arama Suçu Unsurları

Failin bir kamu görevlisi olması gerekmektedir. Bu bakımdan özgü bir suç söz konusudur. Suçun maddi konusu bir kişinin üstü veya eşyasıdır. Suçun oluşabilmesi için aramanın hukuka aykırı şekilde yapılması gerekir. Mevzuatın izin verdiği arama durumlarında suç oluşmaz. Görevin ifası bu suç yönünden hukuka uygunluk nedenidir. Haksız arama suçu kasten işlenebilen bir suçtur suçun oluşabilmesi için failin “saiki ve amacı” önem taşımaz.

Haksız arama suçu teşebbüs hükümleri yönünden

Haksız arama suçu salt hareket suçu olduğu için ancak icra hareketleri kısımlara bölünebiliyorsa teşebbüs mümkündür. Örneğin mağdurun kendisini durduran faile arama kararını görmek istediğini söylemesi üzerine failin haksız arama suçunu işlemekten vaz geçmesi gibi.

İştirak

Haksız arama suçu özgü bir suç olduğu için suça katılan diğer kişilerin kamu görevlisi olmaması halinde bu kişiler azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu olur. (TCK m.120)

İçtima

Haksız arama eylemi konut veya işyerinde gerçekleştirilirse gerçek içtima hükümleri uygulanır ve faile bu suçun dışında ayrıca konut dokunulmazlığının ihlali suçundan da ceza verilir. Kamu görevlisi olmayan kişiler bakımından bu suç işlenemeyeceğinden onlar tarafından yapılan haksız arama fiili duruma göre cebir, tehdit veya kişinin hürriyetinden yoksun kılma suçlarını oluşturur.

Eskişehir Ceza Avukatı Haksız arama suçu
Eskişehir Ceza Avukatı Haksız arama suçu

Haksız Arama Suçu Madde Gerekçesi

Madde metninde, bir kimsenin üstünü veya eşyasının hukuka aykırı olarak aranması, görevi kötüye kullanma suçundan bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.

Bu hüküm, 10.12.1948 tarihli Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ev­rensel Bildirisi (madde 12), 4.11.1950 tarihli İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi (madde 8, fıkra 1) ve Anayasamızın koruduğu özel hayatın gizliliğini belli bir surette ihlâlin yaptı­rımını oluşturmaktadır.

Kişilerin üzerinin veya eşyasının aranması insan haysiyetine bir teca­vüz teşkil ettiği gibi kişi dokunulmazlığının bir devamı olan özel hayatın gizliliğine karşı da bir saldırı oluşturur.

Kişinin örneğin ceplerinin, el çantasının, bavulunun, özel otomobilinin hukuka aykırı bir surette aranması bu suçu oluşturacaktır. Bu arama olgusu­nun yetkisiz olarak girilen konutta gerçekleştirilmesi hâlinde, ayrıca konut dokunulmazlığını ihlâl suçu oluşur ve bu nedenle, gerçek içtima hükümle­rine göre sorumluluk cihetine gidilmesi gerekir.

Suç failinin bir kamu görevlisi olması gerekmektedir. Bu bakımdan söz konusu suç, bir özgü suç niteliği taşımaktadır.

Metinde geçen “hukuka aykırı olarak” ibaresinden maksat, yürürlük­teki mevzuatın izin vermediği hâl demektir. Kanun ve nizamların izin ver­diği arama hâllerinde suçun oluşmayacağı açıktır. Suçun oluşması için kamu görevlisi, kişi hürriyetini, görevini kötüye kullanarak veya yetkisini aşarak ihlâl etmiş olmalıdır. Böylece “hukuka aykırı olarak” sözcükleri görevin kötüye kullanılmasını ve yetkinin aşılmasını kapsar.

Yüksek Mahkeme Kararları

Y.19.C.D. E. 2016/13026 K. 2016/21692 K.T. 24.10.2016

SEYİRDEN YASAKLAMA EYLEMİ KAPSAMINDAKİ İMZA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN BİRDEN FAZLA KERE İHLALİNDE ZİNCİRLEME SUÇ Sanığın Taraftarı Olduğu Spor Kulübünün Müsabakalarının Olduğu Tarihlerde Kolluk Kuvvetine Müracaat Etmediği Gerekçesiyle Altı Kez Adli Para Cezası İle Cezalandırıldığı – Sanığın Eylemleri Arasında Hukuki Bir Kesinti Olmadığı – Hakkında Zincirleme Suç Hükmünün Uygulanması Gerektiği

Özeti: Sanığın eylemleri arasında hukuki bir kesinti olmadığı gözetilmeksizin, hakkında zincirleme suç maddesinin uygulanması gerekirken, sanığın belirtilen tarihlerde kolluk birimine başvurmama şeklinde gerçekleşen her bir eylemi ayrı suç kabul edilerek altı kez cezalandırılmasına karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden,Ceza Mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir.

6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunu’na aykırı davranmak suçundan sanık …’ın, anılan Kanun’un 18/9. ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 52/2. maddeleri uyarınca altı kez 500 TL Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/04/2015 tarihli ve 2015/107 Esas, 2015/335 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 27/07/2016 gün ve 8426 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/09/2016 gün ve KYB. …. sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.

Anılan ihbarnamede;

Dosya kapsamına göre, sanığın taraftarı olduğu spor kulübünün müsabakalarının olduğu 12/10/2014, 31/08/2014, 24/09/2014, 08/10/2014, 14/09/2014 ve 27/09/2014 tarihlerinde kolluk kuvvetine müracaat etmediği gerekçesiyle 6 kez 500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de 5237 sayılı Kanun’un “zincirleme suç” başlığı altında yer alan 43. maddesinde, “(1) Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır. (2) Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır.” şeklindeki yasal düzenleme dikkate alındığında, sanığın eylemleri arasında hukuki bir kesinti olmadığı gözetilmeksizin, hakkında 5237 sayılı Kanun’un 43/1. maddesinin uygulanması gerekirken, sanığın belirtilen tarihlerde kolluk birimine başvurmama şeklinde gerçekleşen her bir eylemi ayrı suç kabul edilerek 6 kez cezalandırılmasına karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/04/2015 tarihli ve 2015/107 Esas, 2015/335 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma gereği yeniden uygulama yapılarak, hükümlerdeki uygulamaların çıkarılmasına, sanık hakkında 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’un 18/9. maddesi gereğince 25 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, tayin olunan cezanın 5237 sayılı TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca 1/4 oranında arttırılması suretiyle 31 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, anılan Kanunun 52/2. maddeleri uyarınca belirlenen gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen 20 TL ile çarpılması suretiyle 620 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen bırakılmasına, 24/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Eskişehir Avukat Mahmut Rasul Uyanık bu suçun şüphelisi veya sanığı konumunda olan müvekkillerine özenle ve profesyonellikten taviz vermeden Eskişehir Ceza Avukatı olarak müdafilik hizmeti verdiği gibi bu suçun mağduru veya suçtan zarar göreni konumunda olan müvekkillerini de mahkemede Eskişehir Ceza Avukatı olarak özveriyle temsil etmekte ve haklarını savunmaktadır.

Avukat Mahmut Rasul UYANIK ile İletişime Geçin!