Hakkı olmayan yere tecavüz suçu Türk Ceza Kanunu madde 154’de düzenlenmiştir. Cezası 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezasıdır.
Hakkı olmayan yere tecavüz suçu şikayete tabi bir suç olup re’sen soruşturulup kovuşturulmaz.
Hakkı olmayan yere tecavüz suçu CMK m. 253’e göre uzlaştırmaya tabidir.
Dava zaman aşımı 8 yıl, ceza zaman aşımı 10 yıldır.
Asliye Ceza Mahkemeleri bu suç ile ilgili yargılama yapmaya görevlidir.
Uygulamada bu suç ile ilgili suç duyurularının hakkında genelde, uyuşmazlığın özel hukuk alanının konusuna girdiği gerekçesiyle soruşturmaya yer olmadığına ilişkin veya kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararlar verildiğini görmekteyiz. Oysa bir uyuşmazlığın özel hukuk alanına girmesi o uyuşmazlığın ceza hukuku alanına da girdiği gerçeğini değiştirmez.
Bu sebeple şahsi görüşümüz, bu suç ile ilgili şikayetlerde, savcılıkların sırf uyuşmazlığın özel hukuk alanına girdiğinden bahisle soruşturmaya yer olmadığına ilişkin veya kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararlar vermesinin hukuka aykırı olduğu yönündedir.
Bu suçun özel hukukta görünüş şekli el atmanın önlenmesi davası yoluyla çözüme kavuşmaktadır. Uğranılan zararlar ve elde edilemeyen karlar ecri misil davası yoluyla tazmin edilir.
Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçu Madde Gerekçesi
Maddeyle, bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz malın veya eklentilerinin kısmen veya tamamen işgal edilmesi, taşınmazın sınırlarının değiştirilmesi veya bozulması yahut herhangi bir suretle hak sahibinin malından kısmen veya tamamen yararlanmasına engel olunması cezalandırılmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasında köy tüzel kişiliğine ait olan harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malların kısmen veya tamamen zaptolunması veya bunlara tasarruf edilmesi veya bunların sürüp ekilmesi cezalandırılmıştır. Aynı fiiller, öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terkedilmiş, bahis konusu yerler hakkında işlendiğinde de keza suç oluşacaktır.
Maddenin üçüncü fıkrasında suların mecrasını değiştirmek suç hâline getirilmiştir. Suların kamuya ait olması veya özel nitelikte bulunması önemli değildir.
Yargıtay Kararları
YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2002/9400 Karar Numarası: 2004/556 Karar Tarihi: 29.01.2004
HAKKI OLMAYAN YERE TECAVÜZ
Hakkı olmayan yere tecavüzden sanık Osman’nın yapılan yargılanması sonunda; Beraatine dair (SULUOVA) Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 7.11.2001 gün ve 270 esas, 208 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi müdahil vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 24.7.2002 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
Sanığın, Maliye Hazinesine ait “22” parsel numaralı yeri 15-20 yıl önce devir alıp ecrimisil ödediği, bu yere bitişik 23 parsel nolu meranın 4597.94 m2’lik yerine de tecavüz ettiği ve bu şekilde uzun yıllar kullandığı dosya içeriğinden anlaşılmakla, oluşan suçtan sanığın mahkumiyeti yerine, meraya tecavüz suçunun manevi unsurunun oluşmadığından söz edilerek yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
SONUÇ: Bozmayı gerektirmiş müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 29.1.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2001/12165 Karar Numarası: 2002/6844 Karar Tarihi: 10.06.2002
HAKKI OLMAYAN YERE TECAVÜZ
EYLEMİN TEMEDİ ETMESİ
Hakkı olmayan yere tecavüzden sanık Adem’in yapılan yargılanması sonunda; Hükümlülüğüne ve ertelemeye dair (GÖYNÜK) Sulh Ceza Mahkeme-sinden verilen 13.07.2000 gün ve 125 esas, 122 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık ve O Yer C. Savcıları tarafından istenilmiş olduğun-dan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile 18.09.2001 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü;
Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine; Ancak, 1- Sanığın tecavüz ettiği meranın köyün aynı mevkii ve parselinde yer aldığı, Dairemizce sürdürülen uygulamaya göre aynı mevki ve parseldeki meraya iddianame tarihinden önce yapılan tecavüzlerin tek suç oluşturacağı, tecavüzün değişik zamanlarda gerçekleşmesinin eylemin temadi ettiği göz önüne alındığında olayda uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 80. maddesi ile cezanın arttırılması, 2- Uygulamaya göre de; TCK’nın 59. maddesinin uygulanması sırasında yapılan hesap yanılgısı sonucu eksik ağır para cezası tayini ve hürriyeti bağlayıcı cezanın 647 Sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca paraya çevrilmesinden sonra para cezalarının TCK’nın 72. maddesi uyarınca toplanması sırasında hesap hatası yapılarak fazla ağır para cezasına hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş sanık ve O Yer C. Savcılarının temyiz itirazları bu iti-barla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi (BO-ZULMASINA), 10.06.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 8.CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2011/10263 Karar Numarası: 2012/29146 Karar Tarihi: 02.10.2012
HAKKI OLMAYAN YERE TECAVÜZ
ÖZETİ: Suça konu Kesmetaş köyünden, Kesmetaş köyü tüzelkişiliği adına okul ve bahçesi niteliğindeki 196 nolu parsele ev ve ahır yapmak suretiyle tecavüz edildiğinin anlaşılması karşısında, kamuya ait taşınmazlara tecavüzün hüküm tarihinde yürürlükte olan 5841 s. Kanunla değişik 5237 sayılı TCK.nun 154 üncü maddesindeki suçu oluşturmayacağı gözetilmeden, sanıkların beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,yasaya aykırıdır.
Gereği görüşüldü:
Karar: Suça konu Kesmetaş köyünden, Kesmetaş köyü tüzelkişiliği adına okul ve bahçesi niteliğindeki 196 nolu parsele ev ve ahır yapmak suretiyle tecavüz edildiğinin anlaşılması karşısında, kamuya ait taşınmazlara tecavüzün hüküm tarihinde yürürlükte olan 5841 s. Kanunla değişik 5237 sayılı TCK.nun 154 üncü maddesindeki suçu oluşturmayacağı gözetilmeden, sanıkların beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Sonuç: Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1 inci maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK’nın 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2008/1231 Karar Numarası: 2008/9056 Karar Tarihi: 15.07.2008
HAKKI OLMAYAN YERE TECAVÜZ
AYNI MERAYA İKİNCİ KEZ TECAVÜZ EYLEMİ
HUKUKİ KESİNTİ
ÖZETİ: Sanık hakkında meraya tecavüz nedeniyle dava açıldığı ve hukuki kesintinin gerçekleştiği sanığın aynı yere ikinci kez tecavüzü nedeniyle iddianame ile açılan davanın yeni bir suç oluşturacağı gözetilmeden, sanığın mahkumiyeti yerine yazılı gerekçe ile açılan kamu davasının reddine karar verilmesi bozmayı gerektirir.
Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan sanık Adalet Aydın’ın yapılan yargılaması sonunda; sanık hakkında açılan kamu davasının CMK.nun 223/7. maddesi uyarınca reddine dair ( DİNAR ) Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 2.11.2006 gün ve 663 esas, 468 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi müdahil vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 30.1.2008 günü daireye gönderilmekle incelendi:
Gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: Sanık hakkında meraya tecavüz nedeniyle 16.11.2005 tarihinde dava açıldığı ve hukuki kesintinin gerçekleştiği sanığın aynı yere ikinci kez tecavüzü nedeniyle 26.5.2006 tarihli iddianame ile açılan davanın yeni bir suç oluşturacağı gözetilmeden, sanığın mahkumiyeti yerine yazılı gerekçe ile açılan kamu davasının reddine karar verilmesi,
SONUÇ: Bozmayı gerektirmiş müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi ( BOZULMASINA ), 15.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2003/11722 Karar Numarası: 2005/1116 Karar Tarihi: 09.03.2005
HAKKI OLMAYAN YERE TECAVÜZ
Hakkı olmayan yere tecavüzden sanık Habip Güneri’nin yapılan yargılanması sonunda; Hükümlülüğüne dair (KADİRLİ) Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 3.10. 2002 gün ve 70 esas, 732 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi o yer C.Savcısı ve sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 15.10.2003 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
1- Tecavüz edilen yolun bulunduğu “Kara Ömerli”nin bazı belgelerde “mahalle”, bazı belgelerde “köy” olarak yazılmış bulunması karşısında, suça konu yolun Be-lediye sınırları içinde bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
a) Tecavüzün temadi eden niteliğine göre, suç tarihinin temadinin kesildiği iddianame tarihi olacağı gözetilmeden, suç tarihindeki yasal düzenlemeye göre noksan ağır para cezasına hükmedilmesi,
b) Her iki suça konu taşınmazların suç tarihindeki değerleri “hafif” olduğu halde, “normal” kabul edilerek temel cezalarda TCK.nun 522. maddesiyle indirim yapılmaması suretiyle fazla ceza tayini,
SONUÇ: Bozmayı gerektirmiş o yer C. Savcısı ve sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 9.3.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2003/1148 Karar Numarası: 2004/7336 Karar Tarihi: 30.09.2004
HAKKI OLMAYAN YERE TECAVÜZ
Hakkı olmayan yere tecavüzden sanık A’nın yapılan yargılanması sonunda; CMUK’nun 253/3. maddesi gereğince kamu davasının reddine dair ELMALI Sulh Ceza Mahkemesi’nden verilen 03.04.2002 gün ve 249 Esas, 89 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi o yer C.Savcıları tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığı’ndan tebliğname ile 15.05.2003 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
Sanığın önceden köy yoluna duvar yapmak suretiyle tecavüzünden dolayı hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğu. suç tarihinde de tecavüzüne sahiplenmek amacıyla ayrıca odun yığınak suretiyle devam ettiğinin anlaşıldığı ve bu nedenle hakkında 10.10.2000 tarihli iddianame ile ikinci davanın açıldığı anlaşılmakla, hukuki kesintiden sonra devam eden tecavüz nedeniyle ikinci suçun da oluştuğu gözetilmeden sanığın mahkumiyeti yerine yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi,
SONUÇ: Bozmayı gerektirmiş, o yer C. Savcılarının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 30.09.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 1993/10575 Karar Numarası: 1993/11952 Karar Tarihi: 25.11.1993
HAKKI OLMAYAN YERE TECAVÜZ
TAŞINMAZIN ZABT VE TASARRUF EDİLMESİ
ÖZETİ: TCK.nun 513/1. maddesinde belirtilen suçun oluşması için, kadastroca saptanıp haritasına işaret edilen geometrik sınırın sanık tarafından bozularak taşınmazın zabt ve tasarruf edilmiş olması yeterli değildir. Maddi olarak belirlenmiş sabit bir sınırın mevcut bulunması ve bu sabit sınırın bozulması suretiyle taşınmaza girilerek tecavüz edilmesi gerekir.
Hakkı olmayan yere tecavüzden sanık Ünal’ın bozma üzerine yapılan yargılaması sonunda; TCK.nun 513/2, 59; 647 sayılı Kanunun 4. maddeleri uyarınca 800.000 lira ağır para cezasıyla hükümlülüğüne dair, (Uğurludağ Sulh Ceza Mahkemesi)nden verilen 1.03.1993 gün ve 165 esas, 17 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan; dava evrakı C. Başsavcılığı’ndan tebliğname ile 11.11.1993 günü Daireye gönderilmekle incelenip, gereği düşünüldü:
TCK.nun 513/1. maddesindeki suçun oluşması için hudutları maddi olarak belirleyen ve taşınmazlar arasında öteden beri yeralmakta bulunan çit, daraba (tump) seki, duvar ve benzeri şekildeki sabit bir sınırın mevcut bulunması ve bu sınırın bozulması suretiyle komşu taşınmaza girelerek tecavüz edilmiş olması gerekir,
Suça konu edilen kadastroca tapuda Hazine adına tarla olarak tesbiti yapılmış olan ve köylü tarafından da eylemli olarak kısmen otlakiye olarak kullanılan bu taşınmaza ait yukarda nitelendirilen biçimde maddi olarak belirlenmiş sabit bir sınırın varlığı ve bu sınırın bozulduğuna ilişkin kanıtlar gösterilmeden ve eylemin hukuki çekişmeden ibaret kaldığı gözetilmeden Hazine tarlasının 10.800 m2.den ibaret bir kısmının sanık tarafından zabt ve tasarruf edilerek işgal edilmesi suretiyle kadastroca saptanıp haritasına işaret edilen geometrik sınırın bozulduğundan söz edilerek yazılı biçimde mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 25.11.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Eskişehir Avukat Mahmut UYANIK