Haberleşmenin engellenmesi suçu Türk Ceza Kanunu madde 124’de kendisine düzenleme bulmuştur. Bu suçun m.124/1’de geçen temel halinin işlenmesi halinde cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır.
Nitelikli hallerinin düzenleme bulduğu m.124/2 ve m.124/3 şekliyle işlenmesi halinde cezası 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olmaktadır.
Haberleşmenin engellenmesi suçu, şikayete tabi değildir. Re’sen soruşturulup kovuşturulur. Uzlaştırma hükümlerine tabi suçlardan değildir. Olağan dava ve ceza zaman aşımları Türk Ceza Kanunu madde 66 ve 68 de geçen düzenlemelere 8 yıl ve 10 yıldır.
Bu suça teşebbüs mümkündür. İştirak konusunda genel kurallar uygulanır.
Görevin ifası gibi hukuka uygunluk nedenlerinin olduğu hallerde bu suç oluşmaz.
Haberleşmenin engellenmesi suçu kasten işlenebilen bir suç olup, failin amacı ve saiki önem taşımaz.
Bu suça teşebbüs mümkündür. Yargılaması Asliye Ceza Mahkemelerinde görülür.
Haberleşmenin Engellenmesi Suçu Madde Düzenlemesi
Bu suç Türk Ceza Kanunu madde 123’de 3 fıkra halinde şu şekilde düzenlenmiştir:
(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin hukuka aykırı olarak engellenmesi
halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Kamu kurumları arasındaki haberleşmeyi hukuka aykırı olarak engelleyen kişi, bir
yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Her türlü basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı bir şekilde engellenmesi
halinde, ikinci fıkra hükmüne göre cezaya hükmolunur
Haberleşmenin engellenmesi suçu Türk Ceza Kanunu 2. kitap, 2. kısım 7. bölümde “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir.
Hürriyete karşı suçlar şunlardır:
- Tehdit suçu (m.106)
- Şantaj (m.107)
- Cebir suçu (m.108)
- Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma (m.109)
- Eğitim Ve Öğrenim Hakkının Engellenmesi (m.112)
- Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi (m.113)
- Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi (m.114)
- İnanç, Düşünce Ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasını Engelleme (m.115)
- Konut Dokunulmazlığının İhlali (m.116)
- İş Ve Çalışma Hürriyetinin İhlali (m.117)
- Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi (m.118)
- Haksız Arama (m.120)
- Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi (m.121)
- Nefret Ve Ayrımcılık (m.122)
- Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma (m.123)
- Israrlı Takip (m.123/A)
- Haberleşmenin Engellenmesi (m.124)
Haberleşmenin Engellenmesi Suçu Nedir
Haberleşmenin engellenmesi suçu, kişiler veya kamu kurumları arasındaki haberleşme ile basın yayın organlarının yayınının hukuka aykırı olarak engellenmesidir. (TCY m.124)
Bu suçun hukuksal konusunu anayasal bir hak olan “haberleşme özürlüğü ve basın özgürlüğü” oluşturur. Haberleşme hürriyeti Anayasa m.22’de Basın hürriyeti Anayasa m.28’de düzenlenmiştir.
Suçun Unsurları
Bu suç, genel bir suçtur; herhangi bir kişi fail olabilir. Suçun mağduru haberleşmesi engellenen kişilerdir. Kamu kurumları (TCY m.124/2) ve basın yayın organları (TCY m.124/3) bu suçtan zarar görenlerdir.
Haberleşmenin engellenmesi suçunun maddi konusu “haberleşme” ve “yayın”dır. Haberleşme herhangi bir araçla yapılabilir. Haberleşmenin yapıldığı araç bu suçun oluşumu bakımından önemli değildir. Bu araç örneğin mektup, telgraf veya telefon olabilir.
Haberleşmenin Engellenmesi Suçu İçtima
Fail tek bir eylemle birden fazla kişinin haberleşmesini engellerse Türk Ceza Kanunu madde 43/2’de düzenlenmiş bulunan zincirleme suç hükümleri uygulanır. Örneğin failin bir apartmana giden ana kabloyu keserek birden çok kişinin haberleşmesini engellerse TCK m.43/2 ugulanacaktır.
Fail satmak amacıyla kilometrelerce uzunluktaki internet kablosunu keserse hem haberleşmenin engellenmesi hem de kamu malına zarar verme suçları oluşacaktır. Bu durumda Türk Ceza Kanunu m.44’de düzenlenen fikri içtima hükümleri uygulanır.
Haberleşmenin engellenmesi suçu işlenirken fail haberleşmenin içeriğini öğrenmemektedir. Eğer fail haberleşmenin içeriğini öğrenmek kastıyla fiili gerçekleştirmişse haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu (TCK m.132) oluşur.
Madde Gerekçesi
Madde metninde haberleşmenin engellenmesi, suç olarak tanımlanmıştır. Bu suç tanımı ile bir anayasal hak olan haberleşme hürriyeti güvence altına alınmıştır.
Maddenin birinci fıkrasında, kişiler arasındaki haberleşmenin engellenmesi, suç olarak tanımlanmıştır. Bu suçun konusu, belirli kişiler arasındaki haberleşmedir. Haberleşmenin yapıldığı araç önemli değildir. Bu haberleşme, örneğin mektupla veya telefonla yapılabilir. Haberleşmenin engellenmesi, çeşitli suretlerde gerçekleşebilir. Örneğin posta kutusundaki mektupların yırtılması, bir kişiye gönderilen mektupların ilgilisine verilmeyip çöp kutusuna atılması, telefon hatlarının kesilmesi, oluşturulan manyetik alanla telefon görüşmelerinin yapılamaz hâle getirilmesi gibi fiiller, söz konusu suçu oluşturur.
Fıkra metninde, haberleşmenin engellenmesinin hukuka aykırı olması özellikle vurgulanmıştır. Bu bakımdan, örneğin cezaevinde cezası infaz edilen bir hükümlünün haberleşmesinde olduğu gibi haberleşme hürriyetine bir kamu görevinin gereği olarak sınırlama getirilmesi hâllerinde, fiil hukuka uygun olduğu için, söz konusu suç oluşmayacaktır.
Maddenin ikinci fıkrasında, kamu kurumları arasındaki haberleşmenin hukuka aykırı olarak engellenmesi ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.
Üçüncü fıkrada ise, her türlü basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı bir şekilde engellenmesi, keza ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Örneğin bir gazete veya derginin dağıtımının ya da belli bir radyo veya televizyon yayınının hukuka aykırı bir şekilde engellenmesi, bu suçu oluşturur.
Söz konusu suçun oluşabilmesi için, yayının engellenmesinin hukuka aykırı olması gerektiği fıkra metninde özellikle vurgulanmıştır. Örneğin, bir basın ve yayın aracıyla suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla veya işlenmiş olan bir suç nedeniyle, Anayasa ve kanunlarda belirlenen koşullara ve ayrıca, hukukun genel prensiplerine uygun olarak, koruma veya güvenlik tedbiri uygulanması suretiyle yayının engellenmesi hâlinde, bu suç oluşmayacaktır.
Yüksek Mahkeme Kararları
Y.14.C.D. E. 2012/1514 K. 2014/306 K.T. 15.01.2014
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve haberleşmenin engellenmesi suçlarından sanıklar … ve …’in yapılan yargılamaları sonunda; sanık …’ün atılı suçlardan mahkûmiyetine, sanık …’ın ise kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkûmiyetine, haberleşmenin engellenmesi suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Alanya 3. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 02.02.2010 gün ve 2008/144 Esas, 2010/60 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanıklar müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelendi;
Mahkemece sanık … hakkında haberleşmenin engellenmesi suçundan dolayı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın, aynı Kanunun 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil kararlardan olup temyiz yeteneğinin bulunmadığı ve esasen sanık … müdafiince bu kararla ilgili olarak yapılan itiraz üzerine Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.04.2010 günlü, 2010/379-408 D. İş sayılı ilamı ile vâki itirazın reddine karar verildiği dosya kapsamından anlaşıldığından, bu suça ilişkin temyiz isteminin CMUK.nın 317. maddesi gereğince reddiyle, incelemenin sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve haberleşmenin engellenmesi suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanıklar müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan mahkûmiyet hükümlerinin ONANMASINA,
Sanık … hakkında haberleşmenin engellenmesi suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesine gelince;
Suç tarihinden önce arkadaşlık yaptığı mağdurenin kendisinden ayrılarak, başka bir kişiyle nişanlanmasına kızan sanık …’ün olay günü işyerinden izin alarak çıkan mağdurenin yanına diğer sanık …’ın kullandığı araçla yaklaşmasının ardından, her iki sanığın mağdureyi zorla araca bindirip kaçırdıktan
sonra seyir halinde oldukları sırada mağdurenin üzerindeki cep telefonunu aldıkları tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, mevcut haliyle mağdureyi zorla hürriyetinden yoksun kılan sanıkların eyleminde ayrıca haberleşmenin engellenmesi suçunun kanuni unsurlarının oluşmadığı gözetilerek, sanık …’ün müsnet suçtan beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyetine hükmedilmesi,
Kabule göre de;
Sanık hakkında eylemine uyan TCK.nın 124/1. maddesi gereğince hüküm kurulurken anılan maddede hapis cezası ile adli para cezasının seçimlik cezalar olarak yer alıp mahkemece takdiren hapis cezasının tercih edilmesi karşısında, TCK.nın 124/1, 62/1. maddelerine göre belirlenen 5 ay hapis cezasının, aynı Kanunun 50/2. maddesinin amir hükmüne aykırı olacak şekilde 52/2. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesi,
Kanuna aykırı, sanık … müdafiin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Eskişehir Avukat Mahmut Rasul Uyanık bu suçun şüphelisi veya sanığı konumunda olan müvekkillerine özenle ve profesyonellikten taviz vermeden Eskişehir Ceza Avukatı olarak müdafilik hizmeti verdiği gibi bu suçun mağduru veya suçtan zarar göreni konumunda olan müvekkillerini de mahkemede Eskişehir Ceza Avukatı olarak özveriyle temsil etmekte ve haklarını savunmaktadır.
Eskişehir Avukat Mahmut Rasul Uyanık saygıyla sunar.