Eskişehir Ceza Avukatı yazdı: Görevi kötüye kullanma suçu Türk Ceza Kanunu madde 257’de düzenlenmiştir. Bu suçun birinci fıkrada geçen düzenlemede düzenlendiği şekliyle işlenmesi durumunda cezası altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ikinci fıkrada düzenlenen şekliyle işlenmesi halinde ise cezası üç aydan bir yıla kadar hapis cezasıdır.
Görevi kötüye kullanma suçu dolayısıyla yapılacak soruşturma ve kovuşturma, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasaya tabidir. Bu nedenle soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için kamu görevlisinin çalıştığı kurumdan izin alınması gerekir.
Türk Ceza Kanunu madde 257 düzenlemesi şu şekildedir:
Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Görevi kötüye kullanma suçu Türk Ceza Kanunu ikinci kitap dördüncü kısım birinci bölümde Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenmiştir. Aynı başlık altında düzenlenen suçlar şunlardır:
- Zimmet Suçu
- İrtikap Suçu
- Denetim Görevinin İhmali Suçu
- Rüşvet Suçu
- Nüfus Ticareti Suçu
- Zor Kullanma Yetkisine İlişkin Sınırın Aşılması Suçu
- Görevi Kötüye Kullanma Suçu
- Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması Suçu
- Kamu Görevlisinin Ticareti Suçu
- Kamu Görevinin Terki Veya Yapılmaması Suçu
- Kişilerin Malları Üzerinde Usulsüz Tasarruf Suçu
- Kamu Görevinin Usulsüz Olarak Üstlenilmesi Suçu
- Kanuna Aykırı Eğitim Kurumu (Mülga – 17/4/2013-6460/13 md.)
- Özel İşaret Ve Kıyafetleri Usulsüz Kullanma Suçu
- Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçu
- Kamu Görevine Ait Araç Ve Gereçleri Suçta Kullanma Suçu
Görevi Kötüye Kullanma Suçu Unsurları
Görevi kötüye kullanma suçu özgü bir suçtur. Bu suç sadece kamu görevlisi tarafından işlenebilir. Failin suçu işlediği esnada kamu görevlisi olması suçun oluşumu için gereklidir.
Görevi kötüye kullanma suçu icrai veya ihmali hareketle işlenebilir. İcrai hareketle işlenebilen görevi kötüye kullanma suçu Türk Ceza Kanunu madde 257/1’de düzenlenmişken. İhmali hareketle işlenen görevi kötüye kullanma suçu Türk Ceza Kanunu madde 257/2’de düzenleme bulmuştur.
İcrai Hareketle İşlenen Güveni Kötüye Kullanma Suçu
İcrai hareketle işlenen görevi kötüye kullanma suçunun gerçekleşebilmesi için kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olması gerekir. Bir kimse kamu görevlisi olmasına karşın suça konu fiille ilgili görevi ve yetkisi yoksa görevi kötüye kullanma suçu oluşmaz.
- Suç, görevin gereklerine aykırı davranmak suretiyle kişilerin mağduriyetine neden olunması suretiyle işlenebilir. Mağduriyet kavramı, yalnızca ekonomik bakımdan uğranılan zararla sınırlı olmayıp bireysel hakların ihlali sonucunu doğuran her türlü davranışı ifade eder.
- Suç, görevin gereklerine aykırı davranmak suretiyle kamunun zarara uğramasına neden olunması suretiyle işlenebilir. Kamu zararı, Türk Ceza Yasası’nda değil, kamu mali yönetimi ve kontrol yasası’nda tanımlanmıştır. Bu tanıma göre, kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır. (5018 sayılı Y. m. 71/1)
- Suç, görevin gereklerine aykırı davranmak suretiyle kişilere haksız bir menfaat sağlanması suretiyle işlenebilir. Haksız menfaat, kişilere hukuka aykırı olarak ve hak etmediği olanaklar sağlanmasıdır. Menfaat terimi hem maddi hem de manevi menfaati kapsar.
İhmali Hareketle İşlenen Güveni Kötüye Kullanma Suçu
İhmali hareketle işlenen görevi kötüye kullanma suçu TCK madde 257/2 de düzenlenmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için kamu görevlisinin görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlanması gerekir.
Görevin gereklerini yapmakta ihmal, kamu görevlisinin görevine giren bir işi bilerek ve isteyerek yapmamasıdır. Görevin gereklerini yapmakta gecikme göstermek ise kamu görevlisinin görevini yapılması gereken zaman geçtikten sonra yapmasıdır. Görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek işlenen görevi kötüye kullanma suçu icrai davranışla (görevin gereklerine aykırı hareket edilerek) işlenen görevi kötüye kullanma suçuna göre daha az bir ceza ile cezalandırılır.
Suçun Manevi Unsuru
Görevi kötüye kullanma suçu kasten işlenebilen bir suçtur. İcrai hareketle işlenen görevi kötüye kullanma suçuna konu eylemlerin bilerek yapılması, sonucunun da fail tarafından istenmesi gerekmektedir. Suçun oluşabilmesi için failin “saiki veya amacı” önem taşımaz.
İhmali hareketle işlenen görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için kamu görevlisinin görevini bilerek ve isteyerek ihmal etmesi veya geciktirmesi gerekir. Bu suçta kasttan anlaşılması gereken, failin objektif ögeleri bilerek hareketsiz kalma veya hiçbir şey yapmama hususunda karar almasıdır. Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre, bireysel (beşeri) hatanın veya iş yoğunluğunun olayın özelliklerine uygun, samimi ve ciddi bulunduğu durumda suç oluşmaz.
Görevi Kötüye Kullanma Suçu İçtima
Görevi kötüye kullanma suçu genel, ikincil (tali) ve tamamlayıcı bir suç tipidir. Bu nedenle görevin gereklerine aykırı davranışın başka bir suçu oluşturduğu durumlarda görevi kötüye kullanma suçu oluşmaz. Bu husus Türk Ceza Kanunu madde 257’de “Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında” denilmek suretiyle belirtilmiştir.
Görevin gereklerine aykırı davranış, zimmet, rüşvet, irtikap, denetim görevinin ihmali gibi suçlardan birini oluşturuyorsa artık görevi kötüye kullanma suçu oluşmaz. Fail genel hüküm niteliğinde olan görevi kötüye kullanma suçundan dolayı değil, özel hüküm niteliğinde olan suç tipinden dolayı cezalandırılır.
Madde Gerekçesi
Bir kamu göreviyle görevlendirilen kişi, bu kamu faaliyetinin yürütülmesi sırasında, görevinin gerekli kıldığı yükümlülüklere uygun hareket etmek zorundadırlar. Öyle ki; kamu faaliyetlerinin gerek eşitlik gerek liyakatlilik açısından adalet ilkelerine uygun yürütüldüğü hususunda toplumda hâkim olan güvenin, inancın sarsılmaması gerekir.
Bu yükümlülükle bağdaşmayan davranışlar, belli koşullar altında suç olarak tanımlanmıştır. Görevi kötüye kullanma suçu, bu bakımdan genel, tali ve tamamlayıcı bir suç olarak tanımlanmıştır. Görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için, gerçekleştirilen fiilin, kamu görevlisinin görevi alanına giren bir hususla ilgili olması gerekir.
Kamu görevinin gereklerine aykırı olan her fiili cezai yaptırım altına almak, suç ve ceza siyasetinin esaslarıyla bağdaşmamaktadır. Bu nedenle, görevin gereklerine aykırı davranışın belli koşulları taşıması hâlinde, görevi kötüye kullanma suçunun oluşturabileceği kabul edilmiştir. Buna göre, kamu görevinin gereklerine aykırı davranışın, kişilerin mağduriyetini sonuçlamış olması veya kamunun ekonomik bakımdan zararına neden olması ya da kişilere haksız bir kazanç sağlamış olması hâlinde, görevi kötüye kullanma suçu oluşabilecektir.
Görevin gereklerine aykırı davranışın, kişinin mağduriyetine neden olması gerekir. Bu mağduriyet, sadece ekonomik bakımdan uğranılan zararı ifade etmez. Mağduriyet kavramı, zarar kavramından daha geniş bir anlama sahiptir. Örneğin kişi, tabi tutulduğu sınavda başarılı olmasına rağmen, başarısız gösterilmiş olabilir. Bir imar planı uygulamasında, belli bir parsel, sahibine duyulan husumet dolayısıyla, plan tekniğine aykırı olarak, yeşil alan olarak gösterilmiş olabilir. Kişinin, kamusal bir finans kaynağından yararlanması için gerekli şartları taşıdığı hâlde, yararlanması engellenmiş olabilir. Kişinin, belli bir sınai veya ticari faaliyetle ilgili olarak gerekli izin koşullarını taşıdığı hâlde, bu faaliyeti engellenmiş olabilir. Haklı olan işin görülmesinden sonra kişilerden yarar sağlanması da, görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur. Çünkü, bu yarar, kamu görevlisi sıfatını taşıması ve işi görmüş olması dolayısıyla kişiye sağlanmaktadır. Bu gibi durumlarda, kişiler hakkının teslim edilmesi konusunda en azından bir kaygıyla hareket etmektedirler. Kamu görevlisine yarar sağlanması görünüşte rızaya dayalı olsa bile; kamusal görevlerin eşitlik ve liyakat esasına göre yürütüldüğü hususunda taşınan kaygı dolayısıyla, burada da bir mağduriyetin varlığını kabul etmek gerekir.
Görevin gereklerine aykırı davranış dolayısıyla, kamu açısından bir zarar meydana gelmiş olabilir. Örneğin orman alanında veya kamu arazisinin işgaliyle yapılan işyeri veya konutlara elektrik, su, gaz, telefon ve yol gibi alt yapı hizmetleri götürülmekle, görevin gereklerine aykırı davranılmış olabilir.
Görevin gereklerine aykırı davranmak suretiyle kişilere haksız bir kazanç sağlanmış olabilir. Örneğin kişi, kamusal bir finans kaynağından yararlanması için gerekli şartları taşımadığı hâlde, yararlandırılmış olabilir. Kişiye, belli bir sınai veya ticari faaliyetle ilgili olarak gerekli izin koşullarını taşımadığı hâlde, bu faaliyetin icrasına yönelik olarak izin verilmiş olabilir. Bir imar planı uygulamasında, belli bir parsel üzerinde, plan tekniğine veya imar planına aykırı olarak yapılaşmaya imkan sağlanmış olabilir.
Böylece, İtalyan hukukunun etkisiyle gerek doktrinimizde gerek Yargıtay’ın kimi kararlarında kabul gören sübjektif sınırlama ölçütü terk edilmiştir.
Görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için, görevin gereklerine aykırı davranışın mutlaka icrai davranış olması gerekmemektedir. Görevin gereklerine aykırı davranışın, ihmalî bir hareket olması hâlinde de, görevi kötüye kullanma suçu oluşabilecektir. Görevi kötüye kullanma suçunun icrai veya ihmali davranışla işlenmesinin sadece ceza miktarı üzerinde bir etkisi olabilecektir.
Bu düzenlemeyle, 765 sayılı Türk Ceza Kanununda yer verilen keyfi muamele, görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal suçları ayırımından vazgeçilmiştir.
Görevin gereklerine aykırı davranış sonucunda, bir insan ölmüş veya yaralanmış olabilir. Bu durumda; kamu görevlisinin görevinin gereği olan belli bir icraî davranışta bulunmak yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmemesi dolayısıyla, görevi kötüye kullanma suçunun oluştuğunda kuşku yoktur. Ancak, bu durumda aynı zamanda ihmalî davranışla öldürme veya yaralama suçu oluşmaktadır.
Görevi kötüye kullanma suçu, genel, tali ve tamamlayıcıbir suç tipidir. Bu nedenle, görevin gereklerine aykırı davranışın başka bir suçu oluşturmadığı hâllerde, kamu görevlisini bu suça istinaden cezalandırmak gerekir. Buna karşılık, görevle bağlantılı yükümlülüğün ihmali sonucunda şayet bir kişi ölmüş veya yaralanmış ise, kişi artık görevi kötüye kullanma suçundan dolayı cezalandırılamaz. Bu durumda, ihmalî davranışla işlenmiş öldürme veya yaralama suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir.
Maddenin üçüncü fıkrasına göre; kamu görevlisinin, görevinin gereklerine uygun davranması için veya bu nedenle kişilerden kendisine veya bir başkasına çıkar sağlaması, bazı hâllerde görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacaktır. Ancak, bunun için, fiilin icbar suretiyle irtikap suçunu oluşturmaması gerekir. Kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için, kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlaması, rüşvet suçunu oluşturacaktır. Buna karşılık, kamu görevlisinin, görevinin gereklerine uygun davranmak amacıyla kişilerden menfaat temin etmesi durumunda ise, rüşvet suçu değil, kural olarak icbar suretiyle irtikap suçu oluşur. Ancak, somut olayda, kişinin menfaat sağlama yönünde icbar edildiği yönünde somut dayanak noktalarının bulunmaması durumunda, fiil görevi kötüye kullanma olarak değerlendirilerek cezaya hükmedilecektir.
Yüksek Mahkeme Kararları
Görüldüğü gibi 765 sayılı TCY’nın 240. maddesindeki suçun oluşumu için norma aykırı davranış yeterli iken; 5237 sayılı TCY’nın 257/1. maddesindeki suçun oluşabilmesi için, norma aykırı davranış yetmemekte; bu davranış nedeniyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir kazanç sağlanması gerekmektedir.
O halde, 765 sayılı TCY’nın 240. maddesindeki görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu, memur sayılan kişinin kasten görevinin gereklerine aykırı hareket etmesi ile oluşurken; 5237 sayılı TCY’nın 257/1. maddesindeki suçun oluşabil¬mesi için, kamu görevlisinin kasten görevinin gereklerine aykırı davranması yanında bu davranış nedeniyle kişilerin mağduriyetinin, kamunun zararının ya da kişilere sağlanmış haksız bir kazancın bulunması gerekmektedir.
Somut olayda; İŞ YOĞUNLUĞU, YILLIK İZİN KULLANMA VE ADLİ TATİLDE DİĞER CUMHURİYET SAVCILARININ İŞLERİNE DE BAKMIŞ OLMA GİBİ NEDENLERLE, SÖZ KONUSU SORUŞTURMADA GÖREVİNİN GEREKLERİNİ YERİNE GETİREMEDİĞİ ANLAŞILAN SANIĞIN, GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA KASTI İLE HAREKET ETTİĞİNDEN SÖZ EDİLEMEZ.
Bu itibarla, sanığın hukuka aykırı eyleminin disiplin hukuku açısından ayrıca değerlendirilmesine bir engel bulunmamakla birlikte, manevi unsur yokluğu nedeniyle unsurları oluşmayan görevi kötüye kullanma suçu ile ilgili olarak, temyiz itirazlarının reddiyle beraat hükmünün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak onanmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan 7 Genel Kurul Üyesi ise, “sanığın eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğundan bahisle”, hükmün bozulması yönünde karşıoy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 28.05.2009 gün ve 1-25 sayılı beraat hükmünün ONANMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.03.2010 günü yapılan müzakerede tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak oyçokluğuyla karar verildi.
Eskişehir Avukat Mahmut Rasul Uyanık bu suçun şüphelisi veya sanığı konumunda olan müvekkillerine özenle ve profesyonellikten taviz vermeden Eskişehir Ceza Avukatı olarak müdafilik hizmeti verdiği gibi bu suçun mağduru veya suçtan zarar göreni konumunda olan müvekkillerini de mahkemede vekil olarak özveriyle temsil etmekte ve haklarını savunmaktadır.