Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu Türk Ceza Kanunu madde 121’de düzenlenmiştir. Suçun cezası 6 aya kadar hapis cezasıdır. Bu suç şikayete tabi olmayıp re’sen soruşturulup kovuşturulur. Yargılaması Asliye Ceza Mahkemesinde yapılır. Dava zaman aşımı ve ceza zaman aşımı bakımından genel hükümlere tabi olup dava zaman aşımı süresi 8 yıl (TCY m.66), ceza zaman aşımı süresi 10 (TCY m.68) yıldır. Uzlaştırma hükümleri bu suç bakımından uygulanmaz.
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu özgü bir suç olup bu suçun faili ancak bir kamu görevlisi olabilir.
Kamu görevlisi adli bir görevi nedeniyle bu suçu işlerse onun hakkında soruşturma genel hükümlere göre yapılır. Eğer kamu görevlisi bu suçu idari bir görevi dolayısıyla bu suçu işlerse onun hakkında soruşturma yapılabilmesi için 4483 sayılı Yasa hükümleri gereğince izin almak gerekir.
Madde Düzenlemesi
Türk Ceza Kanunu Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu madde 121 düzenlemesi şu şekildedir:
Kişinin belli bir hakkı kullanmak için yetkili kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukuki bir neden olmaksızın kabul edilmemesi halinde, fail hakkında altı aya kadar hapis cezasına hükmolunur.
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu Türk Ceza Kanunu 2. kitap, 2. kısım 7. bölümde “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir.
Hürriyete karşı suçlar şunlardır:
- Tehdit suçu (m.106)
- Şantaj (m.107)
- Cebir suçu (m.108)
- Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma (m.109)
- Eğitim Ve Öğrenim Hakkının Engellenmesi (m.112)
- Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi (m.113)
- Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi (m.114)
- İnanç, Düşünce Ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasını Engelleme (m.115)
- Konut Dokunulmazlığının İhlali (m.116)
- İş Ve Çalışma Hürriyetinin İhlali (m.117)
- Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi (m.118)
- Haksız Arama (m.120)
- Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi (m.121)
- Nefret Ve Ayrımcılık (m.122)
- Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma (m.123)
- Israrlı Takip (m.123/A)
- Haberleşmenin Engellenmesi (m.124)
Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Suçu Nedir?
Madde düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere bu suç, kişinin belli bir hakkı kullanmak için yetkili kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukuksal bir neden olmaksızın kabul edilmemesidir.
Suçun hukuksal konusunu dilekçe hakkı oluşturur. Bu suçla dilekçe hakkının kullanılmasının güvence altına alınması amaçlanmıştır. Dilekçe hakkı, subjektif bir kamu hakkıdır. Bu hak sadece bireyler tarafından kullanılabilir. Kamusal bir haktır çünkü bu hakkın kullanılmasıyla kişiler istemlerini resmi makamlara iletmek olanağı elde eder.
Bu suç özgü bir suçtur bu suçun faili ancak kamu görevlisidir. Bu kamu görevlisinin dilekçeyi kabule yetkili bir kamu görevlisi olması gerekir. Mağdur bakımından özel bir sıfat aranmamaktadır herkes bu suçun mağduru olabilir.
Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Eylem
Suçun oluşabilmesi için kişinin dilekçeyi belli bir hakkı kullanmak için ve yetkili kamu makamlarına vermesi gerekmektedir. Örneğin özel bir şirkete verilen dilekçenin kabul edilmemesi bu suçu oluşturmaz. Benzer şekilde valiliğe verilmesi gereken dilekçenin tapu idaresine verilmesi ve dilekçenin kabul edilmemesi durumunda da bu suç oluşmaz.
Bu suç kasten işlenebilen bir suçtur bu suçun oluşabilmesi için kast yeterli olup failin “saiki ve amacı” önem taşımaz.
Suçun maddi konusu dilekçe olduğu için salt sözlü başvurunun kabul edilmemesi bu suçu oluşturmaz.
Suçun oluşabilmesi için verilen dilekçenin hukuksal bir neden olmaksızın kabul edilmemesi gerekmektedir. Hukuksal bir nedene dayalı olarak kabul edilmeyen dilekçe bu suçun konusunu oluşturmaz.
İçtima
Aynı dilekçeye imza atmış birden fazla kişinin dilekçesinin kabul edilmemesi durumunda zincirleme suç hükümleri uygulanır.
Madde Gerekçesi
Madde metninde dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi, suç olarak tanımlanmıştır.
Orijinini Latince “petitum” (talep) kavramı oluşturan ve Anayasamızda da düzenlenen dilekçe hakkı, bir sübjektif kamusal haktır. Sübjektif haktır; çünkü, bu hak, toplu veya münferiden, ancak bireyler tarafından kullanılabilir. Kamusal bir haktır; çünkü, bu hakkın kullanılmasıyla kişiler taleplerini resmi makamlara iletmek olanağını elde etmektedirler.
Söz konusu suç tanımıyla, dilekçe hakkının kullanılmasının güvence altına alınması amaçlanmıştır. Suçun konusu dilekçedir. Dilekçe, kişinin belli bir hakkı kullanmak için yetkili kamu makamlarına yazılı olarak yaptığı başvuruyu ifade etmektedir. Kamu makamlarına yöneltilen talebin sözlü olması da mümkündür. Örneğin bir suç vakıasına ilişkin ihbar veya şikâyetin sözlü olarak yapılması hâlinde, bunun tutanağa geçirilmesi gerekmektedir. Salt sözlü başvurunun kabul edilmemesi, söz konusu suçu oluşturmayacaktır. Ancak, başvurunun yazılı yapılması hâlinde, bunun hukukî bir neden olmaksızın kabul edilmemesi, söz konusu suçu oluşturacaktır. Bu ayırımın yapılmasının nedeni, ispat sorunlarının önüne geçmektir.
Süreli işlemlerde, dilekçenin süresinde verilmesine rağmen, kabulünün geciktirilmesi hâlinde de, bu suç oluşur.
Verilen dilekçenin hukuki bir nedene dayalı olarak kabul edilmemesi halinde, kabul etmeme fiili hukuka uygun olduğu için, suç oluşmayacaktır. Örneğin, bir suç duyurusuna ilişkin dilekçenin, ilgisiz bir makama verilmeye teşebbüs edilmesi karşısında, kabul edilmemesi, söz konusu suçu oluşturmaz.
Yüksek Mahkeme Kararları
Y.5.C.D. E. 2014/682 K. 2016/2199 K.T. 29.02.2016
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Belediye Yazı İşleri Müdürü olarak görev yapan sanığın, katılanın vermiş olduğu 25/04/2011 tarihli ruhsat talebine ilişkin dilekçesini hukuki bir neden olmaksızın kabul etmeyerek işleme koymadığı, bu suretle dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçunu işlediği, katılanın aşamalarda değişmeyen beyanları, soruşturma izni kararı, tanık … beyanı ve sanığın kaçamaklı ikrarıyla sabit olmasına rağmen, dosya kapsamına uygun düşmeyen ve yetersiz gerekçelerle mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
İddianamede aynı eylemle ilgili hem görevi kötüye kullanma hem de dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçlarının oluştuğundan bahisle kamu davası açıldığı, mahkemece her iki suçtan ayrı ayrı beraat hükmü kurulduğu ancak sanığa isnat edilen eylemin dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçunu oluşturup ayrıca görevi kötüye kullanma suçunun oluşmadığı gözetildiğinde; görevi kötüye kullanma suçundan karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması gerekirken, vasfın bölünemeyeceği gözetilmeden görevi kötüye kullanma suçundan ayrıca beraat kararı verilmesi suretiyle karışıklığa neden olunması,
Kanuna aykırı, O yer ve Üst Cumhuriyet Savcılarının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29/02/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Eskişehir Avukat Mahmut Rasul Uyanık bu suçun şüphelisi veya sanığı konumunda olan müvekkillerine özenle ve profesyonellikten taviz vermeden Eskişehir Ceza Avukatı olarak müdafilik hizmeti verdiği gibi bu suçun mağduru veya suçtan zarar göreni konumunda olan müvekkillerini de mahkemede Eskişehir Ceza Avukatı olarak özveriyle temsil etmekte ve haklarını savunmaktadır.