Delilden vazgeçme Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 196. maddesinde şu şekilde geçmektedir: Delil gösteren taraf, karşı tarafın açık izni olmadıkça, o delile dayanmaktan vazgeçemez.
Delilden Vazgeçme Gerekçeli Metin
HMK m. 196 gerekçesi şu şekildedir: Bu madde, 1086 sayılı Kanundaki benzer düzenlemenin genelleştirilmiş hâlidir. 1086 sayılı Kanunda delilden vazgeçmeye ilişkin hüküm, senetlere ilişkin olarak düzenlenmişti ve uygulama ile doktrinde bu çerçevede yorumlayan görüşler olduğu gibi aksine görüşler de mevcuttu. Bu madde ile duruma açıklık getirilerek, herhangi bir delili gösteren tarafın, bu delilden vazgeçmek istemesi durumunda, bunun ancak karşı tarafın açık izni ile mümkün olduğu belirtilmiştir.
Delilden Vazgeçme Hakkında Emsal Yargıtay Kararları
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/13615 Esas 2014/26006 Karar Sayılı Kararı
Özet: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı tarafça süresinde verilen delil listesinde dört adet tanık bildirilmiş, tanıkların üçü dinlenildikten sonra, davacı (kadın) tanık olarak bildirdiği M.. K..’ın dinlenmesinden vazgeçmiş, ne var ki davalı taraf aynı celse itibari ile bu tanığın dinlenilmesinden vazgeçmeyi kabul etmediğini belirterek dinlenilmesini talep etmiştir. Mahkemece Hukuk Muhakemeleri Kanununun 196. maddesi uyarınca delil gösteren tarafın ancak karşı tarafın açık izni ile o delilden vazgeçilebileceği yönündeki yasal düzenlemenin ancak yazılı delillerde geçerli olacağı gerekçesi ile bu tanık beyanı alınmadan hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 196. maddesi uyarınca delil gösteren tarafın karşı tarafın açık izni olmadıkça o delilden vazgeçemeyeceği düzenlenmiş, bu hususta delilin niteliği itibari ile herhangi bir ayrım yapılmamıştır. Öyleyse Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki delilden ancak karşı tarafın açık izni ile vazgeçilebileceği şeklindeki yasal düzenleme tanık delili için de geçerlidir.
Sonuç olarak davacı tanığı M.. K..’ın dinlenmesi için gerekli giderlerin davalı (koca) tarafından karşılanması suretiyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 240 ve devamı maddeleri uyarınca dinlenmesi için davalı (koca)’ya imkan tanınarak, dinlendiği takdirde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip, hüküm kurulması gerekirken, kanunun yorumlanmasında hataya düşülmek sureti ile eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmayıp, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebin göre temyize konu diğer bölümlerin ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/6183 Esas 2017/11594 Karar Sayılı Kararı
Özet: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı erkek, tanık olarak bildirdiği …’ın dinlenmesinden vazgeçmiş, ne var ki davalı kadın vekili 27.10.2015 tarihli beyan dilekçesinde bu tanığın dinlenilmesinden vazgeçmeyi kabul etmediklerini belirterek dinlenilmesini talep etmiştir. Mahkemece bu tanık beyanı alınmadan hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 196. maddesi uyarınca delil gösteren tarafın karşı tarafın açık izni olmadıkça o delilden vazgeçemeyeceği düzenlenmiş, bu hususta delilin niteliği itibari ile herhangi bir ayırım yapılmamıştır. Öyleyse Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki delilden ancak karşı tarafın açık izni ile vazgeçilebileceği şeklindeki yasal düzenleme tanık delili için de geçerlidir.
Sonuç olarak davacı tanığı…’ın dinlenmesi için gerekli giderlerin davalı kadın tarafından karşılanması suretiyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 240 ve devamı maddeleri uyarınca dinlenmesi için davalı kadına imkan tanınarak, dinlendiği takdirde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip, hüküm kurulması gerekirken, kanunun yorumlanmasında hataya düşülmek sureti ile eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmayıp, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu diğer bölümlerin ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 25.10.2017
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/8312 Esas 2015/22509 Karar Sayılı Kararı
Özet: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Delil gösteren taraf, karşı tarafın açık izni olmadıkça, o delile dayanmaktan vazgeçemez (HMK. md. 196). Mahkemece davacı kadının delil listesinde yer alan … Özer ve…İstifçi isimli tanıklar dinlenmeden hüküm kurulmuştur. Her ne kadar davacı kadın bu tanıkları dinletmekten vazgeçmiş ise de; davalı erkeğin bu vazgeçmeye açık izni bulunmamaktadır. O halde, davacı kadının delil listesinde gösterdiği ancak vazgeçtiği diğer tanıklar Hukuk Muhakemeleri Kanununun 240. ve devamı maddeleri uyarınca dinlenerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken; eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/3899 Esas 2019/7538 Karar Sayılı Kararı
Özet: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı kadın 26/02/2016 tarihli beyanı ile süresinde sunulan delil listesinde bildirilen tanıklarından yurt dışında bulunanların dinlenilmesinden vazgeçtiğini bildirmiş, ancak davalı taraf verdiği beyan dilekçesi ile bu tanıkların dinlenilmesinden vazgeçmeyi kabul etmediğini belirtmiştir. Mahkemece bu konuda olumlu-olumsuz bir karar verilmeksizin, bu tanıkların beyanı alınmadan hüküm kurulmuştur. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 196 maddesinde delil gösteren tarafın karşı tarafın açık izni olmadıkça o delilden vazgeçemeyeceği hükmü düzenlenmiştir. Bu düzenleme tanık delilini de kapsar. Öyleyse, davacı tanıklarından yurt dışında olduğu belirtilen … ile Zehra İskanlı’nın dinlenmesi için, gerekli giderlerin davalı erkek tarafından karşılanması suretiyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 240 ve devamı maddeleri uyarınca davalı erkeğe imkan tanınmalıdır. Adı geçen tanıklar dinlenildiği takdirde; toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre, kusur belirlemesi ve boşanmanın fer’ileri hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.06.2019
Eskişehir Avukat Mahmut Rasul UYANIK saygıyla sunar.