Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçu

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu TCK m. 234’de düzenlenmiştir. Cezası 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır.

Türk Ceza Kanunu madde 234 düzenlemesi şu şekildedir:

  • Velayet yetkisi elinden alınmış olan ana veya babanın ya da üçüncü derece dahil kan hısmının, on altı yaşını bitirmemiş bir çocuğu veli, vasi veya bakım ve gözetimi altında bulunan kimsenin yanından cebir veya tehdit kullanmaksızın kaçırması veya alıkoyması halinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
  • Fiil cebir veya tehdit kullanılarak işlenmiş ya da çocuk henüz oniki yaşını bitirmemiş ise ceza bir katı oranında artırılır.
  • Kanunî temsilcisinin bilgisi veya rızası dışında evi terk eden çocuğu, rızasıyla da olsa, ailesini veya yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutan kişi, şikâyet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu Uzlaşmaya tabidir. Suç içeren fiil sonrası tarafların uzlaşması halinde uzlaşma ile dosya kapanacaktır.

Suçun sadece TCK m. 234/3’de geçen hali şikayete tabi olup TCK m. 234/1-2’de geçen fiiller re’sen soruşturulup kovuşturulacaktır.

Bu suç ile ilgili yargılamaya yapmaya Asliye Ceza Mahkemeleri görevlidir.

Bu suçun dava zaman aşımı süresi 8 yıl, ceza zaman aşımı süresi 10 yıldır.

Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçu Nitelikli Hali

TCK m. 234/2 de suçun nitelikli hali düzenlenmiştir. Buna göre çocuğun cebir veya tehdit kullanılarak kaçırılması halinde veya çocuk henüz 12 yaşını bitirmemiş ise verilecek olan ceza bir katı oranında artırılarak hükmedilecektir.

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması
Eskişehir avukat

Emsal Yargıtay Kararları

9. Ceza Dairesi Kararı

YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2021/16060 Karar Numarası: 2023/4067 Karar Tarihi: 08.06.2023

HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, beraat

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Katılan mağdure vekilinin temyiz isteği yönünden; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun (5237 sayılı Kanun) 234 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen suçun mağdurunun anne ile baba olması karşısında, çocuğa yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı olmadığı belirlenmiştir.

Katılan mağdure vekilinin sanık … hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçuna yönelik, sanık … müdafiinin de sanık hakkında çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçuna yönelik temyiz istekleri yönünden; sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

  1. Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2013/35 Esas sayılı iddianamesi ile sanıklar …, …, …, … hakkında çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu ile sanık … hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmıştır.
  2. Kocaeli Sulh Ceza Mahkemesinin,13.02.2014 tarihli ve 2013/64 Esas, 2014/31 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunun uygulanma ihtimali bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.
  3. Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin ihbarı üzerine de sanıklar hakkında Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/21 Esas sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı Kanun’un 37 nci maddesi aracılığıyla aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) ve (f) bentleri uyarınca cezalandırılmaları amacıyla birleştirme talepli kamu davası açılmıştır.
  4. Sakarya 1.Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.02.2016 Tarihli ve 2014/197 Esas, 2016/39 Karar sayılı kararı ile

a) Sanıklar … ve … hakkında çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ayrı ayrı beraat kararı,

b) Sanıklar … ve … hakkında çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan 5237 sayılı Kanun’un 234 üncü maddesinin üçüncü fıkrası, 50 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 1.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına,

c) Sanık … hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan 5237 sayılı Kanun’un 104 üncü maddesinin birinci fıkrası, 50 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 3.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,

Karar verilmiştir.

  1. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 07.10.2020 tarihli ve 14-2016/244503 sayılı onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

A. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği

Bir kısım sanıklar hakkında verilen beraat kararının hatalı olduğuna, aynı suç işleme kararı ile işlenen suça iştirak ettiklerine, sanık … hakkında suç vasfı değişiklik gösterilerek kurulan hükümlerin hatalı olduğuna, eksik ceza tayin edildiğine ve sair hususlara ilişkindir.

B. Sanık … Müdafiinin Temyiz İsteği

Mağdurenin sabaha yakın bir vakitte diğer sanıklarla pansiyona geldiğine, sanığın suç kastının olup olmadığı tartışılmadan karar verilmesinin hatalı olduğuna, ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya cezanın ertelenmesine ilişkin hükümlerin uygulanmadığına ve sair hususlara ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

  1. Mahkemece tüm dosya kapsamı ve delilerin değerlendirilmesi neticesinde; her ne kadar sanıklar … ve … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından dava açılmış ise de, mağdurenin kendi rızası ile sanıklar ile birlikte bir pansiyonda kaldığına ve rızası ile … ile ilişkiye girdiğine ilişkin ilk ifadesinin olay ve oluşa uygun olması nedeniyle samimi olduğu ve sonradan olayın duyulması nedeniyle değişen ve hayatın olağan akışına uygun olmayan beyanlarına itibar edilemeyeceği kanaatine varıldığından mağdurenin eylem tarihinde on beş – on sekiz yaş grubunda olduğu, bu nedenle eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma olmayacağı, çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu maddenin uygulanması için çocuğun evi terk etmesi ve sanığın da bunu bilerek kanuni temsilcisine haber vermeden çocuğu yanında tutması gerektiği, somut olayda … ve …’in sanık …’in yanında bulunan mağdure ile aynı pansiyon odasında aynı ortamda kalmak dışında çocuğu yanında tutan konumunda olmadıkları zira mağdurenin sanık …’in yanında bulunduğu ve mağdureyi …’in hakimiyet alanında tuttuğu, buna göre suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla atılı suçtan ayrı ayrı beraatlarına karar verilmiştir.
  2. Mağdurenin kolluk ve savcılık aşamasındaki samimi beyanlarına itibar edilerek sanık …’in olay tarihinde on beş on sekiz yaş aralığında olduğu anlaşılan mağdure ile diğer sanık …’a ait pansiyon odasında kendi rızasıyla cinsel ilişkiye girdiği tüm deliller ve dosya kapsamından anlaşılmıştır. Sanık …’in reşit olmayanla cinsel ilişki ve çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçlarından cezalandırılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Her ne kadar sanık … mağdurenin yaşının küçük olduğunu bilmediğini beyan etmiş ise de mağdurenin soruşturmanın en başından itibaren sanık …’e yaşının on yedi olduğunu söylediğine ilişkin istikrarlı beyanı da dikkate alındığında bu savunmaya itibar edilmemiştir.
  3. Diğer sanık … ise mağdur ve yanındaki diğer sanıkların, kendisinin başkaları ile ilgilendiği sırada odaya geçmiş olduklarını söylemiş ise de, diğer sanıkların beyanlarına göre mağdure ve sanıkların kendisi tarafından pansiyon odasına kabul edildiği anlaşılmış olmakla, kimlik incelemesi yapıp yetkili makamlara durumu bildirmesi gerekirken bunu yapmadığı için üzerine atılı çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

A. Katılan Mağdure Vekilinin Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçundan Kurulan Hükümlere Yönelik Temyiz İsteğinin İncelenmesinde

5237 sayılı Kanun’un 234 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun anne ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçun mağdurunun anne ile baba olması karşısında, çocuğa yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.

B. Sanık … Hakkında Reşit Olmayanla Cinsel İlişki ve Sanık … Hakkında Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden

Sanıkların işledikleri kabul edilen eylemlerin suç tarihi itibarıyla lehe olup 6545 sayılı Kanun değişikliğinden önceki 5237 sayılı Kanun’un 104 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki, aynı Kanun’un 234 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçlarını oluşturup, öngörülen cezaların üst sınırlarının iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektirmesi ve mahkemece mahkumiyet hükmü kurulmasının ardından 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’la yeniden düzenlenen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemeden sonra 7188 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.

C. Tebliğname Yönünden

Ret ve bozma sebeplerine göre Tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR

A. Katılan Mağdure Vekilinin Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçundan Kurulan Hükümlere Yönelik Temyiz İstekleri Yönünden

Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.02.2016 tarihli, 2014/197 Esas, 2016/39 Karar sayılı kararına yönelik katılan mağdure vekilinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanık … Hakkında Reşit Olmayanla Cinsel İlişki ve Sanık … Hakkında Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Sakarya 1.Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.02.2016 tarihli ve 2014/197 Esas, 2016/39 Karar sayılı kararına yönelik katılan mağdure vekilinin ve sanık … müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden esası incelenmeyen hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.06.2023 tarihinde karar verildi.


8. Ceza Dairesi Kararı

YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2022/6398 Karar Numarası: 2023/1034 Karar Tarihi: 06.03.2023

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümler; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

  1. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 04.11.2014 tarihli iddianame ile sanığın çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 234 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması talebi ile dava açılmıştır.
  2. Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.10.2015 tarihli kararı ile sanık hakkında çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 234 üncü maddesinin birinci fıkrası, ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca iki kez 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
  3. Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.10.2015 tarihli kararının sanık müdafinin tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 12.04.2021 tarihli ve 2020/708 Esas, 2021/8798 Karar sayılı kararı ile ”Anayasa Mahkemesinin14.01.2021 … ve 2020/81 Esas, 2021/4 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin ‘01.01.2020 tarihi itibariyle… hükme bağlanmış ve kesinleşmiş dosyalarda …. basit yargılama usulü uygulanmaz’ bölümündeki “hükme bağlanmış” ibaresinin Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptal kararı gözetilerek basit yargılama usulü yönünden mahkemesince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
  4. Yargıtay bozma ilâmına uyularak yapılan yargılamada; Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.07.2021 tarihli kararı ile sanık hakkında basit yargılama usûlünün uygulanmasına karar verilerek hüküm kurulmuştur.
  5. Ancak bu karara karşı sanık tarafından itiraz edilmesi üzerine Mahkemece genel hükümlere göre yapılan yargılama sonucunda 29.03.2022 tarihli ve 2021/593 Esas, 2022/289 Karar sayılı kararıyla sanığın çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 234 üncü maddesinin birinci fıkrası, ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca iki kez 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanığın müdafinin temyiz sebebi; sübuta, suç kastına, suçun unsurunun oluşmadığına ilişkindir.

Katılan vekilinin temyiz sebebi; teşdit uygulanması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

  1. Dava konusu olay, katılanın velayeti altında bulunan çocukları … ve …’in amcası olan sanık … tarafından katılana teslim edilmeyerek alıkoyulduğu iddiasına ilişkindir.
  2. Çocukların velayeti Mersin 2. Aile Mahkemesinin 2012/848 sayılı esas dosyasının 21.06.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında katılana verildiği anlaşılmıştır.
  3. Çocukların babası olan … …’ın boşanma davası devam ederken 24.06.2013 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır.
  4. … …’ın doğum tarihinin 23.11.2006 ve … …’ın doğum tarihinin 11.11.2008 olduğu anlaşılmıştır.
  5. Sanık ve katılan uzlaştırmayı kabul etmemiştir.
  6. Sanık savunmasında, çocukların kendi yanında olduğunu, katılana çocukları almasını söylediğini, ancak katılanın çocukları almak istemediğini beyan etmiştir.

IV. GEREKÇE

  1. Katılan beyanı, sanık savunması, Mersin 2. Aile Mahkemesinin 2012/848 sayılı dosyası, nüfus kayıt örnekleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin sübuta ve suç niteliğinin tespitine yönelik kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, aşağıdaki 2 nolu paragrafta belirtilen bozma nedeni dışındaki sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.
  2. 5237 sayılı Kanunun 234 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçun mağdurunun anne ile … olması karşısında, somut olayda çocukların velayeti kendisinde olmayan sanığın, iki çocuğu katılanın rızası dışında alıkoyması eyleminde, mağdurun katılan anne olduğu gözetildiğinde, sanığın müsnet suçtan bir kez mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken, iki kez cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle yazılı şekilde hükümler kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR

Gerekçe bölümünün (2) numaralı paragrafında açıklanan nedenle Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.03.2022 tarihli ve 2021/593 Esas, 2022/289 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazı yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.03.2023 tarihinde karar verildi.


Eskişehir Avukat Mahmut Rasul UYANIK saygıyla sunar.

Avukat Mahmut Rasul UYANIK ile İletişime Geçin!