Cebir Suçu

Cebir suçu Türk Ceza Kanunu madde 108’de düzenlenmiştir. Cezası kasten yaralama suçundan verilecek cezanın üçte birinden yarısına kadar artırılmış halidir. Suçun soruşturması ve kovuşturması re’sen yapılır, şikayet aranmaz. Cebir suçunun yargılaması Asliye Ceza Mahkemesinde yapılır. Cebir suçu uzlaştırma kapsamında olan suçlardan değildir. suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıl olup, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl geçmeden mağdur aleyhine işlenen suç savcılığa bildirilmelidir. Aksi takdirde, dava zamanaşımı süresi dolacağından suç ile ilgili soruşturma yapılamayacaktır.

Cebir suçu Türk Ceza Kanunu 2. kitap, 2. kısım 7. bölümde “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Hürriyete karşı suçlar şunlardır:

Cebir, bir kişiye karşı, bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapmasına müsaade etmesi için şiddet (fiziki güç) kullanılmasıdır.

Cebir kullanma suçu aynı zamanda kasten yaralama suçunu oluşturmaktadır. Ancak kasten yaralama suçundan farklı olarak bir şeyi yapması veya yapmaması ya da bir şeyin yapılmasına izin vermesi için kişiye karşı cebir uygulanmaktadır.

Cebir Suçu Unsurları

Cebir suçu genel bir suçtur. Bu suç herkes tarafından işlenebilir. Hukuken geçerli bir iradeye sahip olmayan kişilerde bu suçun mağduru olabilir. Bu suçun maddi konusunu, kendisine karşı cebir kullanılarak irade özgürlüğü ihlal edilen kişidir.

Cebir suçu Eylem

Suçun hareket ögesini cebir yani bir kimseye karşı fiziki güç uygulanması oluşturmaktadır. Cebir suçu muhatabı, kendisine karşı gerçekleştirilen fiziki gücün doğurduğu acının etkisiyle belli bir davranışta bulunmaya zorlanmaktadır.

Cebir suçu kasten işlenebilen bir suçtur failin saiki veya amacı önem taşımaz. Teşebbüse elverişli değildir.

Bir hukuka uygunluk nedenine dayanılarak cebir kullanılmışsa suç oluşmaz.

Eskişehir Ceza Avukatı Cebir Suçu
Eskişehir Ceza Avukatı Cebir Suçu

Cebir Suçu Madde Gerekçesi

Madde metninde cebir kullanma suçu tanımlanmıştır. Cebir kullanma suçu, aynı zamanda kasten yaralama suçunu oluşturmakta­dır. Ancak, kasten yaralama suçundan farklı olarak, bir şeyi yapması veya yapmaması ya da bir şeyin yapılmasına müsaade etmesi için kişiye karşı cebir tatbik edilmektedir.

Latince karşılığı “vis compulsiva” olan cebir, kişiye karşı fiziki güç kullanmak suretiyle, onun veya bir üçüncü kişinin iradesi ve davranışları üzerinde zecri bir etki meydana getirilmesidir.

Cebre maruz kalan kişi, bu fiziki gücün meydana getirdiği acının etki­siyle belli bir davranışta bulunmaya zorlanmaktadır. Cebir halinde kişi bir acı hissetmektedir ve bu acının etkisiyle belli bir davranışı gerçekleştirmeye zorlanmaktadır. Buna karşılık, tehdit halinde, kişi bir tecavüzün, kötülüğün ileride meydana geleceği bildirilerek korkutulmaktadır.

Bu düzenlemede, cebir kullanma suçuyla ilgili olarak öngörülen ceza, kasten yaralama suçundan dolayı verilecek cezanın belli bir oranda artırıl­masından ibarettir.

Yüksek Mahkeme Kararları

4. Ceza Dairesi Kararı

Y.4.C.D. E. 2001/1041 K. 2001/2104 K.T. 20.02.2001

CEBİR SUÇU

DAVA: Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

KARAR: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre koşulları bulunmadığından duruşma isteğinin reddi ile yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak; sanığın yakınanın evinin çatısına benzin dökerek elinde çakmak olduğu halde yakınana ailesiyle beraber mahalleyi terketmezse evini yakacağını söylemekten ibaret eyleminin T.C.Yasasının 188. maddesinin 1. fıkrasına uyduğu gözetilmeden, 3. fıkrası ile hüküm kurulması,

SONUÇ: Yasaya aykırı ve sanık Bahri müdafinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 20.02.2001 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

8. Ceza Dairesi Kararı

Y.8.C.D. E. 1981/4754 K. 1981/5241 K.T. 13.10.1981

CEBİR SUÇU

Öğretim özgürlüğünü engellemekten sanık Ahmet’in yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne dair Aydın Birinci Ağır Ceza Mahkemesi’nden verilen 13.02.1981 gün ve 53 esas 14 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş ve şartı depo parası ile yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile 24.09.1981 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:

KARAR: Özgürlüğü daraltma suçlarında Yargıtay Ceza Genel Kurulların da ve dairemizde gelişen ve oluşan yargısal görüş; bu tür suçların yoğunlaşmış özel bir kastla işlenmiş bulunması koşuluna bağlanmıştır. Öğreti de bu görüş doğrultusunda bulunmaktadır.

Sanıkların, çoğunluğun olumsuz bilgilerine karşın bazı anlatımlara göre okul içinde iki ders arasında mağdurlarla görüş aykırılığından doğan çekişme, kavga ve dövme olayında “…sen bu okulu daha terk etmedin mi?…” yolundaki sözleri bilinçli ve düzenli bir amaçtan değil ülke çapında ve bir dönemde okullar içine yayılmış ve bir ölçüde yönetim kargaşasından kaynaklanmış kavga türlerinden biri olarak görülüp değerlendirilmiştir. Dosyada böyle bir yönetim çelişkisini doğrulayan kanıtlar da vardır.

Olay, kanıtlara göre bütünüyle etkili eylem niteliğinde görülmüştür,

SONUÇ: Bu nedenlerle sanık Ahmet’in itirazları yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bozmanın hükmü temyiz etmeyen sanık Altan içinde geçerli olmasına depo parasının geri verilmesine 13.10.1981 gününde oy çokluğuyla karar verildi.

2. Ceza Dairesi Kararı

Y.2.C.D E. 2001/14598 K. 2002/5367 K.T. 01.04.2002

CEBİR SUÇU

DAVA: Tehdit suçundan sanık Köksal T.’un yapılan yargılaması sonucunda; MAHKUMİYETİNE dair ( ALMUS ) Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 08.09.2000 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi Üst C.Savcısı tarafından istenmekle ve dosya C.Başsavcılığının 10.05.2001 tarihli tebliğnamesiyle dairemize gelmekle yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü.

KARAR: Üst C.Savcısının temyiz itirazının sanık Köksal T. hakkında kurulan hükme yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;

Müşteki Temel U.’ı “Burayı 7 gün içinde terk etmezsen seni öldürürüm” diyerek tehdit eden sanığın eyleminin TCK’nın 188/1.maddesi kapsamında değerlendirilmesi ve bu itibarla davaya bakmak görevinin Asliye Ceza Mahkemesine ait olacağı nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla esasa ilişkin hüküm tesisi,

SONUÇ: Bozmayı gerektirmiş, Üst C. Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 01.04.2002 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Eskişehir Avukat Mahmut Rasul Uyanık bu suçun şüphelisi veya sanığı konumunda olan müvekkillerine özenle ve profesyonellikten taviz vermeden Eskişehir Ceza Avukatı olarak müdafilik hizmeti verdiği gibi bu suçun mağduru veya suçtan zarar göreni konumunda olan müvekkillerini de mahkemede Eskişehir Ceza Avukatı olarak özveriyle temsil etmekte ve haklarını savunmaktadır.

Avukat Mahmut Rasul UYANIK ile İletişime Geçin!