Belgeyi Bozmak Yok Etmek Gizlemek

Resmi belgeyi bozmak yok etmek veya gizlemek suçu TCK madde 205’de, özel belgeyi bozmak yok etmek gizlemek suçu ise TCK madde 208’de düzenlenmiştir. Bu makalemizde bu iki suç birlikte ele alınacaktır.

Resmi Belge Bakımından

Türk Ceza Kanunu madde 205 hükmü: “Gerçek bir resmi belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” diyerek resmi belgeyi bozma yok etme gizleme suçuna yer vermiştir. Aynı maddenin ikinci cümlesi “Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.” diyerek bu suçun nitelikli haline yer vermiştir.

Özel Belge Bakımından

Yine Türk Ceza Kanunu madde 208 hükmü: “Gerçek bir özel belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” demektedir. İki suç bakımından tek ayırt edici unsur suçlar için öngörülen ceza miktarıdır.

Önemle belirtmek gerekir ki, gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek amacıyla bir suçun kanıtlarını yok etme, silme, gizleme, değiştirme veya bozma, bu suçu değil, suç kanıtlarını yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu oluşturur. (TCY m.281/1)

Hukuka Aykırılık Unsuru

Bozulan, yok edilen veya gizlenen belge tamamen failin tasarrufu altında ise eylem hukuka aykırı değildir. Özel belge yönünden belgenin muhafazası ile ilgisi bulunanların rızası, eylemin hukuka aykırılığını ortadan kaldırır.

Belgeyi bozmak yok etmek gizlemek suçları özel görünüş şekilleri

Teşebbüs: Belgeyi bozmak, yok etmek ve gizlemek suçuna teşebbüs mümkündür. Suç belge üzerinde tasarruf hakkı bulunan kimsenin, belgeden yararlanması olanağı ortadan kaldırıldığı anda tamamlanmış olur.

İştirak: İştirak konusunda genel kurallar uygulanır.

İçtima: Belgeyi bozmak, yok etmek ve gizlemek suçunu işleyen fail, mala zarar verme suçundan dolayı cezalandırılmaz. Çünkü bu iki suç arasında özel norm-genel norm ilişkisi vardır.

Resmi Belgeyi Bozmak Yok Etmek Gizlemek Madde 205 Gerekçesi

Maddede, resmi belgeyi bozmak, yok etmek ve giz­lemek fiilleri, resmi belgede sahtecilik suçundan ayrı bir suç olarak ceza yaptırımı altına alınmıştır. Sahtecilik suçu, düzenlenen belgenin veya bel­gede yapılan değişikliğin başkasını aldatıcı nitelikte olmasını gerektirir. Bu maddede tanımlanan suçun işlenmesi, başkasını aldatma özelliği taşımaya­bilir.

Suçun konusu, hukuken geçerli, yani gerçek bir resmi belgedir.

Söz konusu suçu oluşturan seçimlik hareketler, resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemektir.

Gerçek bir resmi belge üzerindeki yazıları örneğin boyamak veya sil­mek suretiyle okunamaz hâle getirmek, belge üzerindeki resmi koparmak, belgeyi yırtmak, yakmak veya gizlemek fiilleri bu suçu oluşturur.

Dikkat edilmelidir ki; gizleme hâlinde, belge varlığını ve bütünlüğünü muhafaza etmektedir. Gizlenen belge, kişilerin nezdinde bulunan resmi belge olabileceği gibi, bir kamu kurum ve kuruluşunda ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunda muhafaza edilen belge de olabilir.

Gizlemenin, belgenin nezdinde bulunduğu kişiye ya da kurum veya kuruluşa karşı olması gerekir. Bir belgenin, örneğin bir uyuşmazlık bağla­mında mahkemeden istenmesine karşılık; gerçeğe aykırı olarak, mevcut ol­madığının veya bulunamadığının bildirilmesi hâlinde, bu suç değil, suç de­lillerini gizleme suçu oluşur.

Bir resmi belgenin, örneğin bir hukukî uyuşmazlık bağlamında mah­kemeden istenmesine karşılık; gerçeğe aykırı olarak, mevcut olmadığının veya bulunamadığının bildirilmesi hâlinde, bu suç oluşur. Ancak, bir suça ilişkin olarak yapılan soruşturma veya kovuşturma kapsamında istenen bel­gelerin verilmemesi hâlinde, resmi belgenin gizlenmesi suçunun değil, suç delillerini gizleme suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir.

Gizleme olgusu, belgenin nezdinde bulunduğu kişiden ya da kurum veya kuruluştan çalınması suretiyle de gerçekleşebilir. Ancak bu durumda, hırsızlık suçundan değil, resmi belgenin gizlenmesi suçundan dolayı hüküm tesis edilmelidir.

Bu suç, herhangi bir kişi tarafından işlenebilir. Resmi belgenin kamu görevlisi tarafından bozulması, yok edilmesi veya gizlenmesi, bu suçun nitelikli şekli olarak tanımlanmıştır. Bu suç açısından özellik arzeden husus, suçun konusunu oluşturan belgenin, kamu görevlisinin görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu belge olması gerekmez. Gerçek bir resmi belgenin kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı olarak bozulması, yırtılması, yok edilmesi veya gizlenmesi halinde, bu suç oluşur.

belgeyi bozmak yok etmek gizlemek

Özel Belgeyi Bozmak Yok Etmek Gizlemek Suçu Madde 208 Gerekçesi

Maddede, özel belgeyi bozmak, yok etmek ve gizle­mek fiilleri, özel belgede sahtecilik suçundan ayrı bir suç olarak ceza yaptı­rımı altına alınmıştır.

Suçun konusu, hukuken geçerli, yani gerçek bir özel belgedir.

Söz konusu suçu oluşturan seçimlik hareketler, özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemektir.

Gerçek bir özel belge üzerindeki yazıları örneğin boyamak, karalamak veya silmek suretiyle okunamaz hâle getirmek, belgeyi yırtmak, yakmak veya gizlemek fiilleri bu suçu oluşturur.

Gizleme hâlinde, belge varlığını ve bütünlüğünü muhafaza etmektedir. Gizlenen belge, kişilerin nezdinde bulunan özel belge olabileceği gibi, özel veya kamuya ait bir kurum veya kuruluşta muhafaza edilen özel belge de olabilir. Noterde muhafaza edilen vasiyetname, bu ikinci hâle örnek teşkil eder.

Bir özel belgenin, örneğin bir uyuşmazlık bağlamında mahkemeden istenmesine karşılık; gerçeğe aykırı olarak, mevcut olmadığının veya bulu­namadığının bildirilmesi hâlinde, bu suç oluşur. Ancak, bir suça ilişkin ola­rak yapılan soruşturma veya kovuşturma kapsamında istenen belgelerin ve­rilmemesi hâlinde, özel belgenin gizlenmesi suçunun değil, suç delillerini gizleme suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir.

Gizleme olgusu, özel belgenin nezdinde bulunduğu kişiden ya da ku­rum veya kuruluştan çalınması suretiyle de gerçekleşebilir. Ancak, bu du­rumda, hırsızlık suçundan dolayı değil, özel belgenin gizlenmesi suçundan dolayı hüküm tesis edilmelidir.

Yüksek Mahkeme Kararları

Y.15.C.D. E. 2017/11837 K. 2019/2781 K.T. 25.03.2019

a-Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçundan beraat, b-Hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçundan, TCK’nın 155/2, 62/1, 50/1-a, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanıklar … ve …’nin mahkumiyetlerine ilişkin hükümler sanıklar … ve … müdafiileri ve katılan vekili tarafından, özel belgeyi bozmak, gizlemek veya yok etmek suçundan sanıklar … ve …’nin, resmi belgeyi bozmak, gizlemek veya yok etmek suçundan, sanık …’ın beraatlerine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Sanık …’nin katılan şirkette pazarlamadan sorumlu genel müdür, sanık …’nin bölge müdürü, sanık …’ın da şoför olarak çalıştığı, sanık …’nin işten ayrılırken sanıklar … ve …’ın da yardımıyla şirkete ait belge ve bilgileri çıkardıkları, sanık …’nin katılan şirketin ticari ilişkisi olduğu …şirketinden alınan 100.000 TL tutarındaki senedi katılan şirkete vermeyip sanık …’ye verdiği, sanık …’nin de senedi iade etmediği, bu konuda şirket çalışanlarının 12/01/2007 tarihli tutanak ve aynı tarihli eksik evraklar listesi düzenledikleri, bu şekilde sanıklar … ve …’nin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, sanık …’nin özel belgeyi bozmak yok etmek veya gizlemek, sanık …’ın resmi belgeyi bozmak yok etmek veya gizlemek suçunu işlediği iddia edilen olayda;

1-Sanık …’ın resmi belgeyi bozmak, gizlemek veya yok etmek, sanık …’nin özel belgeyi bozmak, gizlemek veya yok etmek suçlarından beraat hükümlerine ilişkin katılan vekillerinin temyiz talebinin incelenmesinde;

Sanıkların savunmalarında; işten ayrılırken götürülen dosya ve klasörlerin şahsi belgeler olduğu, katılan şirkete ait belgelerin götürülmediğini belirtmeleri, 12/01/2007 tarihli tutanağı tanzim eden tanıklar …, … ve …’ın sanık …’nin odasındaki dosya ve klasörleri torbalara koyarak sanık olan şoförü … ile birlikte iş yerinden çıkarıp götürdüklerini ancak bu torbalar ve klasörlerin içinde neler olduklarını bilmediklerini beyan etmeleri, dinlenen diğer tanıklar … ve …’ün tutanakta yer alan belgelerin kendi odalarında bulunduğu, sanıklar gittikten sonra da bu belgeler üzerinde çalıştıkları yönünde anlatımda bulunmaları, katılan beyanları, ihtarnameler, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; sanık …’ın resmi belgeyi bozmak, gizlemek veya yok etmek, sanık …’nin özel belgeyi bozmak, gizlemek veya yok etmek suçlarını işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeter derecede delil elde edilemediği gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Yapılan yargılama sonunda, sanıkların özel belgenin gizlenmesi ve yok edilmesi suçunu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeter derecede delil elde edilemediği gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, delillerin takdirinde yanılgıya düşüldüğüne, mahkumiyet hükümleri kurulması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,

2-Sanık …’nin özel belgeyi bozmak, gizlemek veya yok etmek suçundan beraat hükmüne ilişkin katılan vekilinin, sanıklar … ve …’nin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet hükümlerine ilişkin sanıklar … ve … müdafiileri ve katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;

a-Sanıklar … ve … haklarında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz incelemesinde;

Sanıklar … ve … hakkında, fikir ve eylem birlikteliği ile hareket ederek, katılan şirket ile ticari ilişkisi bulunan … … A.Ş.’nin katılan şirkete verdiği 100.000 USD’lik bonoyu, işyerinden ayrılırken yanlarında götürdükleri ve iadesi talep edilmesine rağmen, katılan şirkete vermedikleri iddia ve kabul olunan olayda; sanık …’nin savunmalarında; suça konu bononun teminat senedi niteliğinde olduğu, işten ayrılırken evraklarının arasında kaldığı için iade edemediğini, bu durumu katılan şirkete bildirdiğini, bononun avukatında teslime hazır vaziyette olduğunu belirtmesi, sanık …’nin de şirkete ait evrak ve belgelerin alınmadığı ve hakkındaki suçlamaları kabul etmediği şeklindeki savunması, katılan beyanları, tanık anlatımları, bilirkişi raporu, sanık … tarafından, katılan şirketin 17/04/2007 tarihli senedin iadesi talebini içerir ihtarnamesine cevaben keşide ettiği 24/04/2007 tarihli ihtarnamede, senedin iadesinin sehven unutulduğu, ve iadeye hazır olunduğunun bildiren ihtarname ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanıkların şirkete ait evrak ve belgelerin alınmadığı, suça konu bononun ise sehven iade edilmesinin unutulduğu yönündeki savunmalarının aksine, suç kastı ile hareket ettiklerine dair mahkumiyetlerine yeter derecede yeter kesin ve inandırıcı delilin de bulunmadığı gözetilmeden, üzerlerine atılı suçtan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmolunması,

b)Sanık …’nin özel belgeyi bozmak, gizlemek veya yok etmek suçundan beraat hükmüne ilişkin temyiz incelemesinde;

5271 sayılı CMK’nın 225/1. maddesine göre ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında hüküm verilebileceği, iddianamede bir olayın açıklanması sırasında başka bir olaydan bahsedilmesinin, o olay hakkında da dava açıldığı anlamına gelmeyeceği, 15/02/2008 tarihli iddianamede sanık … hakkında özel belgeyi bozmak, gizlemek veya yok etmek suçundan açılmış bir dava bulunmadığı gibi anlatılmış bir özel belgeyi bozmak, gizlemek veya yok etmek eylemi de bulunmadığı, bu haliyle iddianamede anlatılmayan eylemle ilgili dava açılmadığı, sanıklar hakkında verilen beraat hükmünün yok hükmünde olduğu, adı geçen sanık hakkında açılmamış özel belgeyi bozmak, gizlemek veya yok etmek suçundan beraatine hükmedilmesi suretiyle CMK’nın 225/1. maddesine aykırı davranılması,

Kanuna aykırı olup, sanıklar … ve … müdafileri ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 25/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Y.11.C.D. E. 2015/8210 K. 2015/31358 K.T. 30.11.2015

BELGENİN BONO NİTELİĞİNDE OLMAYIP ÖZEL BELGE NİTELİĞİNDE BULUNDUĞU VE SANIĞA YÜKLENEN SUÇUN DA ÖZEL BELGEYİ BOZMA YOK ETME VEYA GİZLEME SUÇU OLUŞTURDUĞU

ÖZETİ: 6762 sayılı TTK’nun 688. (6102 sayılı Kanunun 776.) maddesine göre keşide tarihi ve lehdarın, bononun zorunlu unsurlarından olduğu, dosyada yırtık yerlerinden yapıştırılmış aslı bulunan suça konu senette keşide tarihinin bulunmadığı anlaşılmakla; belgenin bono niteliğinde olmayıp, 5237 sayılı TCK’nun 207. maddesi kapsamında özel belge niteliğinde bulunduğu ve sanığa yüklenen suçun da 5237 Sayılı yasanın 208. maddesindeki suçu oluşturduğunun gözetilmemesi, sanık hakkında hükmolunan ceza kısa süreli olmamasına rağmen hakkında 5237 sayılı yasanın 53. maddesinin uygulanmaması, 5237 sayılı TCK’nun 51/3 maddesine göre denetim süresi uygulaması sırasında, gerekçe gösterilmeden en üst sınırdan denetim süresinin belirlenmesi yasaya aykırıdır.

Dosya arasında bulunan belgenin incelenmesinde; borçlusu G.. Ü.., 550 TL bedelli ve 21/04/2008 ödeme günlü bir adet senet aslı olduğu, senedin üç ayrı yerinden boyuna ve bir yerinden de enine tamamen yırtılmış olup yapıştırıldığı, bu haliyle tedavüle sokulmasının ve hak sahibinin yararlanma olanağının mümkün bulunmadığından, sanığın eylemi nedeniyle katılanın senede konu borcu tahsil imkanı kalmadığı ve zarara uğradığından tebliğnamedeki 1 ve 2 numaralı bozma görüşlerine iştirak olunmamıştır.

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:

1-6762 sayılı TTK’nun 688. (6102 sayılı Kanunun 776.) maddesine göre keşide tarihi ve lehdarın, bononun zorunlu unsurlarından olduğu, dosyada yırtık yerlerinden yapıştırılmış aslı bulunan suça konu senette keşide tarihinin bulunmadığı anlaşılmakla; belgenin bono niteliğinde olmayıp, 5237 sayılı TCK’nun 207. maddesi kapsamında özel belge niteliğinde bulunduğu ve sanığa yüklenen suçun da 5237 Sayılı yasanın 208. maddesindeki suçu oluşturduğunun gözetilmemesi,

Kabule göre de;

2-Sanık hakkında hükmolunan ceza kısa süreli olmamasına rağmen hakkında 5237 sayılı yasanın 53. maddesinin uygulanmaması,

3-5237 sayılı TCK’nun 51/3 maddesine göre denetim süresi uygulaması sırasında, gerekçe gösterilmeden en üst sınırdan denetim süresinin belirlenmesi,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.11.2015 gününde oy birliği ile karar verildi.

Y.15.C.D. E. 2017/34956 K. 2021/431 K.T. 19.01.2021

Özel belgeyi bozma, yok etme veya gizleme suçundan, CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyeti ile özel belgeyi yok etme, bozma veya gizleme suçundan beraatine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşüldü;

Sanığın olay tarihinde Huzurum Sitesinin yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığı, katılanların ise sanıktan sonra yönetime seçildikleri, sanığın başkanı olduğu dönemde kazan dairesindeki tamirat işlemleri için tanık … ile 11.000 TL’ye anlaşma yapmış gibi kendisine 8.500 TL ödeme yapıp, geriye 2.600 TL borç kaldığına dair belge imzalattığı, ancak …’ın beyanında ise siteye sadece 2.900 TL’lik iş yaptığını, kendisine 8,500 TL’lik ödeme yapılmadığını, sanığın kendisine boş kağıt imzalattığını, miktarın daha sonra ilave edilmiş olabileceğini belirtildiği, bu sebeple sanığın 8,500 TL ödeme yapmadığı halde ödeme yapmış gibi gösterip özel belgede sahtecilik yaptığı ve bu parayı kendine aldığı, yine sanığın site sakinlerinden …’dan yakıt borcu sebebi ile 2.800 TL para alıp buna dair 27/01/2010 tarihli apartman gelir makbuzu düzenlediği ancak makbuzun koçanda kalan nüshasını yok ederek alınan parayı muhasebe kayıtlarına geçirmeyip kendine aldığı, sanığın yönetim giderleri ve işçilik bedeli altında 31/08/2010 tarih ve 4.200 TL’lik mabuz düzenleyip muhasebe kayıtarına geçirdiği bu paranın karşılığı olarak, sitenin park ve bahçe bakımının kendisi tarafından yapıldığını belirterek parayı kendisine aldığı, muhasebe kayıtlarına göre yeni yönetime devredilmesi gereken paranın yönetime devredilmediği, alınan bilirkişi raporuna göre sanığın 46.030 TL’yi uhdesine geçirdiği, bu suretle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik ve özel belgeyi bozma, yok etme veya gizleme suçlarını işlediği iddia edilen somut olayda;

1-Sanık hakkında özel belgeyi yok etme, bozma veya gizleme suçundan verilen beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;

Sanık savunması, katılan ve tanık beyanları, bilirkişi raporu ile diğer deliller ve tüm dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı özel belgeyi yok etme, bozma veya gizleme suçundan suçunun unsurlarının oluşmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,

2-Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;

Sanığa yüklenen ve mağduru katılanlar olup 5237 sayılı TCK’nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle, 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 19/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Avukat Mahmut UYANIK saygıyla sunar.

Avukat Mahmut Rasul UYANIK ile İletişime Geçin!