Anlaşmalı Boşanma Nedir?

Anlaşmalı boşanma, çiftlerin evliliklerini sona erdirmek için birlikte hareket ettiği ve tarafların anlaşmazlık yaşamadan birçok konuda anlaşmaya vardığı bir yöntemdir. Bu yöntem, taraflar arasındaki duygusal ve maddi açıdan zorlu süreçleri minimize etmektedir.

Anlaşmalı boşanma davaları, çekişmeli boşanma davalarına göre daha hızlı, daha az stresli ve daha ekonomik olma eğilimindedir. Tarafların birçok konuda anlaşmaya varmış olması, mahkeme sürecini basitleştirir ve bu da davanın çözüme kavuşmasını hızlandırır.

Anlaşmalı boşanmada, taraflar arasında en sık anlaşmazlık yaşanan konular çocukların velayeti, nafaka, mal paylaşımı ve borçlar gibi maddi konulardır. Tarafların bu konularda anlaşmaya varmış olmaları, mahkemenin dava sürecinde daha hızlı bir şekilde karar vermesini sağlar.

Çocukların velayeti, anlaşmalı boşanmada da en önemli konulardan biridir. Tarafların çocukların en iyi çıkarlarını göz önünde bulundurarak anlaşmaya varmaları önemlidir. Tarafların çocukların velayeti konusunda anlaşmaya varamaması durumunda, mahkeme, çocukların en iyi çıkarlarını korumak için karar verecektir.

Anlaşmalı Boşanma Davasında Nafaka

Nafaka, anlaşmalı boşanmada da tartışılan bir konudur. Taraflar, boşanmanın ardından hayat standartlarını korumak için nafaka talep edebilirler. Ancak, tarafların anlaşması durumunda, nafaka tutarı ve süresi konusunda mahkemeye başvurmalarına gerek kalmayabilir.

Mal paylaşımı ve borçlar da anlaşmalı boşanmada sıkça tartışılan konulardandır. Tarafların ev, araba, işletme veya yatırımlar gibi maddi varlıklarının paylaşımı konusunda anlaşmaya varmaları önemlidir. Ayrıca, tarafların ortak borçları da paylaşılmalıdır.

Sonuç olarak, anlaşmalı boşanma, çiftlerin evliliklerini sona erdirmek için birlikte hareket ettiği ve tarafların anlaşmazlık yaşamadan birçok konuda anlaşmaya vardığı bir yöntemdir. Bu yöntem, taraflar arasındaki duygusal ve maddi açıdan zor süreçleri minimize eder ve mahkeme sürecini hızlandırır. Ancak, tarafların anlaşamadığı konularda mahkeme kararına başvurulması gerekebilir.

Anlaşmalı boşanmada, tarafların birbirlerine karşı saygılı olmaları ve işbirliği yapmaları önemlidir. Tarafların birbirlerine karşı olumlu bir tutum sergilemeleri ve anlaşmaya varmak için açık ve dürüst bir şekilde iletişim kurmaları, sürecin sorunsuz bir şekilde ilerlemesini sağlayacaktır.

Anlaşmalı boşanma, birçok açıdan avantajlı olmasına rağmen, her durumda uygun olmayabilir. Özellikle, tarafların anlaşamadığı konuların olması durumunda, çekişmeli boşanma davası açmak gerekebilir.

Sonuç olarak, anlaşmalı boşanma, çiftlerin evliliklerini sona erdirmek için en az acı ve stresle birlikte hareket edebilecekleri bir yöntemdir. Tarafların anlaşmazlıklarını olabildiğince azaltmaları ve uzlaşmaya çalışmaları, sürecin daha hızlı ve daha az maddi açıdan yorucu olmasını sağlar. Ancak, tarafların mahkeme kararına başvurması gereken konular da olabilir ve bu durumda çekişmeli boşanma davası açılması gerekebilir.

Anlaşmalı Boşanma Eskişehir boşanma avukatı

Yüksek Mahkeme Kararları

Y.2.H.D. E. 2016/329 K. 2016/88 K.T. 11.01.2016

ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASININ ÇEKİŞMELİ BOŞANMAYA DÖNÜŞMESİ Davacının Anlaşmalı Boşanma Hükmünü Gerçekleşen Anlaşmaya Rağmen Temyiz Etmesi Davadan Açıkça Feragat Etmedikçe İradesinden Rücu Niteliğinde Olduğu – Anlaşmalı Boşanma Davasının Çekişmeli Boşanma Olarak Görülmesi Gereği

Özeti: Boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının “çekişmeli boşanma” olarak görülmesi gerekir.Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının “çekişmeli boşanma” (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir.

Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.11.01.2016

Y.2.H.D. E. 2015/24745 K. 2015/23349 K.T. 07.12.2015

BOŞANMALARINA KARAR VERİLSE DAHİ DAVACININ ANLAŞMALI BOŞANMA HÜKMÜNÜ GERÇEKLEŞEN ANLAŞMAYA RAĞMEN TEMYİZ ETMESİ DAVADAN AÇIKÇA FERAGAT ETMEDİKÇE ANLAŞMALI BOŞANMA YÖNÜNDEKİ İRADESİNDEN RÜCU NİTELİĞİNDE OLUP BU HALDE ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASININ ÇEKİŞMELİ BOŞANMA OLARAK GÖRÜLMESİ GEREKİR

ÖZETİ: Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının “çekişmeli boşanma” (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının “çekişmeli boşanma” (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir.

Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.07.12.2015

Eskişehir Avukat Mahmut Rasul UYANIK saygıyla sunar.

Avukat Mahmut Rasul UYANIK ile İletişime Geçin!