Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali Suçu

Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçu Türk Ceza Kanunu madde 233’de düzenlenmiştir. Suçun temel şeklini oluşturan madde 233/1’de geçen düzenleme şikayete tabi iken m.233/2-3 şikayete tabi değildir ve re’sen soruşturulup kovuşturulur.

Aynı şekilde 233/1 uzlaşma hükümlerine tabi iken 233/2-3 uzlaşma hükümleri kapsamına girmemektedir.

Dava zaman aşımı Türk Ceza Kanunu m.66 uyarınca 8 yıl, ceza zaman aşımı süresi Türk Ceza Kanunu m.68 uyarınca 10 yıldır.

Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali Suçu Cezası

Suçun TCK m.233/1’de geçtiği haliyle, “aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeme” şeklinde işlenmesi halinde cezası 1 yıla kadar hapis cezasısdır.

Suçun TCK m.233/2’de geçtiği şekliyle, “hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk edilmesi” şeklinde işlenmesi halinde verilecek ceza 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır.

TCK m.233/3’de belirtildiği haliyle suçun işlenmesi halinde yani “ana veya babanın velayet hakları kaldırılmış olsa da, itiyadi sarhoşluk, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılması ya da onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu maddi ve manevi özen noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlak, güvenlik ve sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokması” halinde cezası yine 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır.

Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali Suçu

Madde Düzenlemesi

1) Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk eden kimseye, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.

(3) Velayet hakları kaldırılmış olsa da, itiyadi sarhoşluk, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılması ya da onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu maddi ve manevi özen noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlak, güvenlik ve sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokan ana veya baba, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali Suçu Türk Ceza Kanunu 2. kitap 3. kısım 8. bölümde Aile Düzenine Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenmiştir.

Aile düzenine karşı suçlar şunlardır:

  • Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören (m. 230)
  • Çocuğun Soy Bağını Değiştirme (m.231)
  • Kötü Muamele (m.232)
  • Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali (m.233)
  • Çocuğun Kaçırılması Ve Alı Konulması (m.234)
Eskişehir Avukat Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçu
Eskişehir Avukat – Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçu

Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali Suçu

Madde Gerekçesi

Maddenin birinci fıkrasında, aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, suç olarak tanımlanmıştır. Bu suçun oluşması için terk olgusunun gerçekleşmemesi gerekir. Aksi takdirde, terk suçu oluşur.

Aile hukukundan kaynaklanan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünün kapsamını, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlemek gerekir.

Bu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması, şikayete tabi tutulmuştur.

Maddenin ikinci fıkrasında ise, evli olsun veya olmasın gebe olan eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış kadını çaresiz durumda terk eden yani ona her türlü yardımı yapmaksızın ortada bırakan kişi cezalandırılmaktadır.

Üçüncü fıkra, doktrinde manevi terk olarak tanımlanan ailenin terki suçunu cezalandırmaktadır. Suç, itiyadi sarhoşluk, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma ya da onur kırıcı yaşayış tarzı nedeni ile özen noksanı veya kusurundan dolayı çocukların ahlak, güvenlik ve sağlıklarının ağır şekilde tehlikeyle karşı karşıya kalmasına neden olmaktır.

Yüksek Mahkeme Kararları

14. Ceza Dairesi Kararı

Y.14.C.D. E. 2012/4568 K. 2012/5029 K.T. 02.05.2012

AİLE HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN YÜKÜMLÜLÜĞÜN İHLALİ

ÖZETİ: Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriğinin yerinde olduğu anlaşılmakla, ilgili sulh ceza mahkemesinin kararının C.M.K.nın 309 uncu maddesi uyarınca bozulmasına karar verilmiştir.

Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçundan sanık F.Y. ‘nın, 5237 Sayılı T.C.K.nın 233/1, 62/1 inci maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 5271 Sayılı C.M.K.nın 231/5 inci maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kayseri 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 29.12.2009 gün ve 2009/31 Esas, 2009/1404 Sayılı Kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde suç işlediğinden bahisle, 5271 Sayılı Kanunun 231/11 inci maddesi uyarınca sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasına, 5237 Sayılı T.C.K.nın 51/1 inci maddesi uyarınca cezasının ertelenmesine ilişkin, aynı Mahkemenin 10.1.2012 gün ve 2009/31 Esas, 2009/1404 Sayılı Ek Kararının;

Dosya kapsamında bulunan adli sicil kayıtlarına göre, suç tarihinden önce hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum edilmemiş olan, sanık hakkında hükmolunan 25 gün özgürlüğü bağlayıcı cezanın, 5237 Sayılı T.C.K.nın 50/3 üncü maddesi uyarınca anılan maddenin 1 inci fıkrası bendlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 Sayılı CMK’nin 309 uncu maddesi gereğince bozulması lüzumu 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309 uncu maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 09.03.2012 gün ve B.03.0.cig.0.00.00.04-105-38-1558-2012.4013.15239 Sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğnameyle Daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:

KARAR VE SONUÇ : Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriğinin yerinde olduğu anlaşılmakla, Kayseri 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 10.01.2012 tarihli ve 2009/31 Esas, ve 2009/1404 Sayılı Ek Kararının CMK’nin 309 uncu maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mercine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdine, 02.05.2012 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

14. Ceza Dairesi Kararı

Y.14.C.D. E. 2012/3705 K. 2012/5540 K.T. 16.05.2012

AİLE HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN YÜKÜMLÜLÜĞÜN İHLALİ SUÇUNUN ŞİKAYETE BAĞLI OLMAMASI

ÖZETİ: Sanığın eylemlerinin TCK. nın 233/3 üncü maddesindeki takibi şikayete bağlı bulunmayan aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçunu oluşturduğu gözetilerek bu suçtan mahkumiyetine karar verilmesi yerine, eylemin vasıflandırılmasında yanılgıyla yazılı şekilde hüküm kurulması kanuna aykırıdır.

Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçundan sanık M. N. K.’ın yapılan yargılaması sonunda; şikayetten vazgeçme nedeniyle davanın düşmesine dair Malazgirt Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 04.05.2011 gün ve 2010/377 Esas, 2011/345 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğnameyle Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:

Sanığın kızı olan Ö. K.’ın aşamalarda değişiklik göstermeyen beyanları, sanığın eşi A.le kızı F.’nın ise soruşturma evresindeki anlatımları, kolluk görevlileri tarafından düzenlenen 16.02.2010 tarihli tutanak ve tüm dosya içeriğine göre, sanığın eylemlerinin TCK. nın 233/3 üncü maddesindeki takibi şikayete bağlı bulunmayan suçu oluşturduğu gözetilerek bu suçtan mahkumiyetine karar verilmesi yerine, eylemin vasıflandırılmasında yanılgıyla yazılı şekilde hüküm kurulması,

Sonuç: Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 s. Kanunun 8/1 inci maddesi gözetilerek CMUK. nın 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.05.2012 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

4. Ceza Dairesi Kararı

Y.4.C.D. E. 2020/18890 K. 2020/18810 K.T. 08.12.2020

KARAR

Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü ihlal suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 233/1 ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2019 tarihli ve 2019/308 esas, 2019/604 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Karşıyaka 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/12/2019 tarihli ve 2019/717 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.

İstem yazısında;

“Dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü ihlal suçunun şikâyete tâbi olduğu, Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2019 tarihli kararını müteakip, anılan karar kesinleşmeden, müşteki ve vekilinin 10/12/2019 tarihinde vermiş olduğu dilekçesinde şikayetten vazgeçtiklerini beyan ettikleri gözetilerek, 5237 sayılı Kanun’un 73/4 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

Hukuksal Değerlendirme:

5237 sayılı TCK’nın 233/1. maddesinde, “Aile hukukundan doğan bakım doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikâyet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmüne yer verildiği,

Aynı Kanun’un 73. maddesinin 4. fıkrasında ise, “Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür.” hükümleri düzenlenmiştir.

5271 sayılı CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrasında da, “Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı yada soruşturma yada kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir.” hükmü yer almaktadır.

İncelenen dosyada; mağdur … ’in, sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmesinden önce 09/12/2019 tarihli dilekçe ile şikayetinden vazgeçtiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçundan açılan kamu davasının, TCK’nın 73/6. maddesi gereğince şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorulduktan sonra sonucuna göre, düşmesine karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi hukuka aykırıdır.

Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,

1- Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçundan sanık … hakkında, Karşıyaka 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/12/2019 tarihli ve 2019/717 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

2- Sanığa şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediğinin sorulması gerektiğinden, CMK’nın 309/4-b maddesi gereğince sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİNE, 08/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Eskişehir Avukat Mahmut Rasul Uyanık bu suçun şüphelisi veya sanığı konumunda olan müvekkillerine özenle ve profesyonellikten taviz vermeden Eskişehir Ceza Avukatı olarak müdafilik hizmeti verdiği gibi bu suçun mağduru veya suçtan zarar göreni konumunda olan müvekkillerini de mahkemede Eskişehir Ceza Avukatı olarak özveriyle temsil etmekte ve haklarını savunmaktadır.

Eskişehir Avukat Mahmut Rasul Uyanık saygıyla sunar.

Avukat Mahmut Rasul UYANIK ile İletişime Geçin!